Okulda Xiao ve Venti daha da kaynaşmıştı, Xiao'nun karnında adeta kelebekler uçuşuyordu.
Öğlen yemekten sonra bahçede buluşacaklardı, heyecan ile bahçeye adımladı, sakin, yavaş adımlarla.Bahçeye vardığında etrafa göz gezdirdi. Gözleri Venti'yi aradı. Sonunda onu bulduğunda ufak çaplı bir şok yaşadı.
Anladığı kadarıyla üst sınıflardan biri vardı Venti'nin yanında, ne ara sosyal olmuştu?
Sorgulamadan yanlarına ilerleyecekken yanındaki mavi saçlı kişi Venti'nin saçlarını karıştırdı. Oldukça samimi gibiydiler.
Adeta kan beynine sıçramıştı.
Venti ona ihanet mi etmişti?Hışımla geri okul binasına döndü, sınıfa girdiği an karar verdi. Bundan sonra ne Venti ne de başka biri. Hayatına asla kimseyi almayacaktı.
-
Venti:
Hey Xiao...
Oglen gelmedin de... isin mi cikti?
Xiao:
Hayır. Gelmek istemedim.
Venti:
Pekii
Sorun yok
Klavye degismissin
Yoksa artik gay degil misin
OAJSPSKXKDNF
Xiao:
Ha ha ne kadar komik.
Gay değilim zaten.
Venti:
Xiao?
Bir sorun mu var?
Xiao:
Yok sorun falan
Venti:
Peki... Yorgunsun o zaman
Görüşürüz sonra <3
(görüldü)Venti adlı kişi engellensin mi?
Evet İptal
-
Xiao akşam eve geldiğinde bile sindirememişti gördüklerini.
Venti ona nasıl ihanet ederdi ki? O saf, temiz, sevecen biriydi.
Onunla tanıştıklarını ilk andan bu ana kadar tüm her şey geldi aklına, kalbi sızladı.
Belki de başından beri rol yapıyordu.
Hayır hayır... Sırf başkasının yanında olduğu için onun saflığına leke süremezdi.
Ama neden ona umut verip başkası ile beraberdi?
Xiao yine kalbinde bir sızı hissetti. Odasına, yere çömeldi. Gözyaşlarına boğuldu. Gözünden hızlıca akmaya başladı yaşlar.
"Başından anlamalıydım, aptal kafam."
Bu olayı sindiremezdi. Ömrü boyunca bir daha aşık olamazdı.
" Ama ben seni çok sevmiştim."
Kapıdan bakan turuncu saçlı genç Xiao'yu dinledi. Neredeyse o da oturup ağlayacaktı. Onun bile kalbi paramparça olmuşsa, Xiao ne haldedir, anlayabiliyordu. Sessizce sevgilisinin olduğu odaya gitti, kimseye bahsetmeyecekti bundan.
-