3

262 23 4
                                    

Barış Alper Yılmaz'dan

Eşyaları yerleştirmeyi bitirdiğimde koltuğa uzanıp televizyona bakınmaya başladım. Spor kanallarına geldiğimde bir kanalda Galatasaray'ın voleybol maçı olduğunu gördüm ve izlemeye başladım. Sormanıza gerek bile yok İlkin de oradaydı.

Hani bir tabir vardır ya kelebek gibi uçar arı gibi sokarım diye, işte İlkin şuan tam anlamıyla onu yapıyordu. Bu kadar güçlü olabileceğini hiç düşünmüyordum. O top benim kafama gelse neler olacağını tahmin bile edemiyorum.

Maç aşağı yukarı 2 saattir sürüyordu. İlkin'in oldukça az hatası vardı. Son sayıyı da o almıştı zaten. Yüzümde bir gülümsemeyle izlemeye devam ettim.

E ama yok artık. Üçlü çektirmeyi de mi biliyor? Küçük bir kız çocuğu koşarak İlkin'in yanına geldi. Yok canım, internette çocuğu yok yazıyordu!?

Daha sonra küçük bir taraftar olduğunu yanına gelen ailesiyle anladım. Kamera onları yakından çekiyordu ve yüzünün kusursuzluğunu tamamen görebiliyordum. Noluyo lan bana?

Kızı öpüp kucağına aldığımda içim sımsıcak oldu. Nedenini bende bilmiyorum. Sadece içim kıpır kıpır işte.

Daha sonra ev en üst katta olduğu için terasa çıktım. Burayı iyice yıkamak gerekliydi. Aynı zamanda yan dairenin de terası vardı.

Bir süre dışarıyı izledim. Evin tam önünde bizim takım otobüslerinden biri durdu. Alt yapıdır diye önemsemedim ama...

İlkin'in inmesini beklemiyordum tabii ki. Üçüncü katta olduğum için beni görebilirdi bu yüzden dizlerimin üzerine çöküp onu izledim. Mavi bol bir pantolon ve çizgili bir tişört giymişti ve küçükken yaptığı gibi saçı yarım topluydu. Çok güzel aklımı kaçıracağım.

Apartmana girdi? Hemde benim olduğum apartman? Şuraya bayılacağım az kaldı. Çaktırmadan gözden mi baksam? Dışarıdaki ayakkabımı alıyormuş gibi mi yapsam?

İkinci seçenek daha mantıklı geldi. Bu yüzden hızla kapıya yönelip açtım.

"AY! Töbe bismillah. Barış Alper Bey?"

Bey deme lazım olur gülüm.

"Aaa İlkin merhaba. Korkuttum mu?"

"Ya korkmadım da daire bayadır boştu garipsedim."

"Anladım. Bundan sonra garipseme ama. Burası artık benim evim."

"Aaa hayırlı olsun."

"Teşekkürler."

İkimizde karşılıklı gülümsedik. Ben elimde ayakkabılarla dikiliyordum o ise elinde anahtarıyla.

"Görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın Barış Alper Bey."

"Biz artık komşuyuz resmi konuşmana gerek yok." dedim ve daha genişçe gülümsedim.

"Alışkanlık işte. Kendine iyi bak Barış."

"Sende İlkin."

Allah'ım tövbe haşa hesap sormak gibi olmasın ama bu kızı yaratmak için ne kadar uğraştın? Hayır ben bu kadar güzel ve nazik bi kızı tanımak için nasıl bir sevap işledim acaba? Halbuki küçükken bi kere incir ağacının altına işemiştim. Elim kalbimde evde dolanıyordum. Çığlık atmak istiyordum.

İlkin Aydın'dan

Eve girdiğimde bir süre saçmaladım mı acaba diye düşündüm. Daha sonra yan dairemde bir futbolcu taşındığı gerçeği kafama dank etti ve gözlerim kocaman açıldı. Oha lan şaka gibi.

kebelekli aynaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin