Birisine kalbinizi verdiğiniz zaman her daim beklentiye girerdiniz. Aşık olmak, birisine karşı ölümcül bir sevgi hissetmek. Onun için her şeyi yaparım düşüncesi her zaman en iyi şekilde sonuçlanmazdı. Kanla kaplı dehlizde yolunuzu bulmayı bilirdiniz
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Rosalin pek çok şeydi. Kötüydü, narsisti, bencildi. Her zaman öyleydi. Yetimhanede bulunduğu tüm o anlar boyunca yaptığı her şey sadece kendisi için olmuştu. Hayatta kalmalıydı, ne pahasına olursa olsun.
Misyonu bu, görevi buydu. Dik bir duruşla hedefleri için her daim çiçekli yollardan yürürdü. Güllere alerjisi vardı, elbette. İşin ironik kısmı kendisini doğurduğu söylenen zavallı kadının ona Rosalin ismini vermek için sonuna kadar direnmiş olmasıydı. Çok da uzun yaşamamıştı zaten.
Hastaneye tek başına gelmiş, çocuğu doğurmuş ve tırnaklarını ebenin eline sertçe geçirerek "Rosalin!" diye çığlık atmıştı. "O canavarın ismi Rosalin! Kötülüğün tohumu!" Yetimhane çalışanlarının efsane gibi anlattığı hikayeyi o kadar uzun süre dinlemişti ki, versiyon ve kadın değişse bile kelimeler hep aynıydı. Kötülüğün tohumu.
Amore ile arkadaş falan değillerdi, nasıl olabilirlerdi? Amore her daim gülerek diğer kızlarla çiçek tacı yapar, eğlenir ve yönetirdi. Gülümsemesinin arkasında yatan canavarı Rosalin yeterince net görmüştü. Farklı tavırlarda birbirlerine benzerlerdi. Bu Rosalin'de sempati değil, iğrenme oluştururdu.
Kızıl saçlı kadının kolları her daim ifadesiz olan yüzündeki iğrenmiş parıltıyı saklamasına yardımcı olmuyordu. Hemde hiç. "Eee? Somurtacak mısın Rosa?"
"Bana öyle söylemeyi kes." Rosalin'in yüzü duygulardan arınmıştı. Zaten o hiç bir zaman ifade gösteren biri olmamıştı ki, onunla kimse arkadaş olmak istemezdi. Amore bal rengi gözlerindeki heyecanlı parıltılarla başını yukarı kaldırdı. "Kalbimi kırıyorsun. Biz arkadaş değil miyiz?"
"Biz hiç bir zaman arkadaş olmadık." Soğuk sözlerindeki keskinlik Amore'yi rahatsız etmedi, tam tersine güldürdü. "Tüh," kan kırmızı dudakları büzüldü. "Bunu görmek istersin sanmıştım. Yazık oldu." Rosalin, bu sözlerin altında yatan sahte imayı iliklerine kadar hissederek kaşlarını kaldırdı.
Kızıl saçlı kadının bileğinde bir dövme gibi kazınmış parlak sigilleri gördüğünde midesi boğazına geldi. Su Krallığına özgü sigiller. Yıllar önce ölmüş olması gereken Lorda ait sigiller.
Rosalin vahşi bir hayvan gibi neredeyse dişlerinin arasında hırladı, yeşil gözleri alev alevdi. "Benimle geliyorsun."
༉‧₊˚. Geçmiş Zaman, Amore bakış açısı
Sadakatsizler dendiği zaman Amore'nin aklına pek çok şey gelmişti. Hırsızlar, tecavüzcüler, yağmacılar... Fakat düşündüğünün aksine sadece kendi başlarının çaresine bakıyordu. Herkes onlara Sadakatsiz derdi ama Amore tüm küçümseyici bakış açısına rağmen Elemental'deki en saygın kişilerin onlar olduğunu düşünürdü
Elemental isimli peri masalında önemli bir karakter olmadığını fark etmişti zaten ve bu onu kışkırtmıştı. Hemde çok.
Amore özel olmayı, ilgi görmeyi, hizmet edilmeyi severdi. Böyle saf dışı bırakılmak ona göre olan bir şey değildi.
Yıkılmış Krallığın efsanesi bir kez daha kulağına çalındığında kendi kendine gülümsedi. "Hey Haze! Yine mi aynı masal?" Ondan sadece birkaç yaş büyük gibi gözüken kadın kaşlarını sahte bir alınganlıkla çattı.
"Masal mı? Ne dediğine dikkat etmelisin kızılım."
"Tabi tabi." Amore gözlerini devirdi ama bir anda fikir değiştirdi, bunu çok sık yapardı. "Su Lordu nasıl biriydi Haze?"
༉‧₊˚. Birkaç Ay Sonra, Hava Sarayı
İşler beklenildiğinden bile daha kötü gidiyordu. Önemli bir Generalin kızı Sarayda, bizzat Hava Lordu'nun gözlerinin önünde öldürülmüştü. Bu hiç iyi değildi, hiç.
Hava Lordu gerginlik içerisinde beklenilen toplantıya girmekte tereddüt etti. Bir kez daha Toprak Lordu'nun alaycı sözleriyle kendi halkının önünde ezilmeye hazır değildi. Vârisi vardı ama ne fayda? Onu bile saklamaktan başka çaresi yoktu.
Göğüsündeki yük, kalbine fazlaydı.
"Teklifi kabul etmelisin," Baş muhafız Kasır her zamanki sert yüz ifadesi ile pencereden yalnızca birkaç santim ötede duran Sina'ya yaklaştı. "O cadı ile nişanlanmana hiç kimsenin gönlü razı değil Lordum. Fakat-"
"Toprak Lordu durmayacak. Elbette, biliyorum." Sina'nın porselen yüz hatları öfke ile gerildi. Toprak Lordu'nun yani taktiği onu kendi yaveri ile evlendirip Sarayına "Leydi" yapmaktı öyle mi?
"Kızgınsın," dedi Kasır Lorduna yandan bir bakış atarak. Rosalin gibi bir kadınla evlenmeyi kim isterdi ki? "O kadının yüzüne bakmak bile-" Kasır ürpererek titredi.
"Toplantıya katılacağımı illet." Sina'nın gözleri uçan adalarda gezindi, kapı arkadan kapandığı anda omuzları yenilgi ile düştü.