Yaşadığınız tüm o anları düşündüğünüzde belli bir çizgide biriktiğini görürsünüz. Bu anılar sizi ya av, ya da avcı yapar.
Kılıç çoktan kemiğe dayandığında bundan kurtulamayacağınızı bilirsiniz.
Kim olduğunu bilmiyordu belki ama Rosalin kesinlikle kim olmak istediğini biliyordu. Hava Lordu'na sahip olduğunu bile bilmediği kalbinin tümü ile aşık olmuştu ve bundan kolay kurtulamayacağını biliyordu. Kurtulmak istediği de yoktu zaten.
Attığı her adım beyninde acı verici bir yankı oluşturmasına rağmen yüzü kaskatı, çenesi dikti. O adamın neyden hoşlandığını bilmiyor oluşu onu daha da çok çıldırtıyordu. Zaten öfke dolu mizacını o nezaketli varlığı ile delirtiyordu.
Üstünde kendisi ile birebir bağdaştırdığı, gözlerinin rengine sahip dekolteli bir elbise vardı. Ne giydiğini hiçbir zaman pek umursamazdı ama uzun siyah saçları dalgalarla şekillendirilmiş, olabildiğince göze çarpan bir kadın yaratılmıştı.
Toprak Lordu ve Toprak Vârisini takip ederken öfkeyi zihninden uzaklaştırdı. Zihni bulandı ve tüm duyuları harekete geçti. Onun kokusu
Zihnini sadece Hava Lordu'nun varlığını algılamak için öylesine dikkatle eğitmişti ki Rosalin, onu sadece saç telinden bile tanıyabilirdi.
"Lordum, bu gün her zamanki kadar yakışıklısınız. Geceyi aydınlattınız." Öfke damarlarında can buldu ve kanını ateşle kaynattı.
Elbette, herkesi tanırdı. Tüm genaraller, vasallar, hizmetçiler. Rosalin yoluna çıkan herhangi bir engel konusunda oldukça titizdi ve böyle bir kadının yolundan çıkmayacağına emin olacaktı.
"Lordum," diye seslendi nazik bir sesle. Toprak Lordu kaşlarını kaldırdı. "İzninizle lavaboya uğramam gerekiyor, saçımı düzeltmeliyim." Toprak Lordu ilgisiz bir tavırla belli belirsiz başını salladı.
Rosalin rotasını değiştirerek hızlı adımlarla yürürken hedefi Hava Krallığı Leydisi Ellaira'ydı. Yakınlarda duran kadın onunla aynı noktadan geçerken belli belirsiz çelme taktı ve kadın Ellaira'nın üstüne düştü.
Şaşkın bir tavırla arkasına dönüp baktıktan sonra sinsi bir tavırla hızlıca yürüdü. Tuvalet olmazdı, kızın yolunu yarıda kesmek için gölgelere gizlendi ve beklediği adım seslerini duyunca sakince dışarı çıktı.
"Leydim?" Ağlayan Ellaira, beyaz elbisesini lekeleyen eteği tutarken göz yaşları ile dolu gözlerini Rosalin'e çevirdi. "Ah," dedi Rosalin üzgün gibi kirpiklerini birbirine yaklaştırırken.
"Merak etmeyin Leydim. Benimle gelirseniz ufak bir büyü ile halledilebilir." Ellaira daha fazla rezil olmamak için gözlerini sildi ve başını tamam anlamında sallayarak kadını takip etti. Sessizce "Teşekkür ederim," diye mırıldandı.
Sarayın üst katında muhafızlar dahil hiç kimse olmazdı. Büyü kullanamayacağınun pekala farkında olarak kadının ondan bir iki adım uzaklaşmasına izin verdi ve korsesinde sakladığı bıçağı çıkararak hiç beklemediği bir anda Ellaira'nın saçını çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Güllerin Ağıtı ¦ Sina
FanfictionZaten karanlığın içinde olan birini karanlık ile tehtid edemezdiniz. Bıçak kemiğe dayandığında, Rosalin kimi suçlaması gerektiğini iyi biliyordu.