Bölüm 1:"GERÇEKLER"

143 7 3
                                    

Bölüm parçası-Mustafa Ceceli-Hüsran

Şimdi burda durmuş hayatımın ellerinden kaymasını izliyorum.Kendime güçlü durmak için telkinlerde bulunuyorum.Kime karşı peki?Aileme karşı dimdik durmak zorundayım.En büyük darbeyi sevdiklerimden almanın verdiği büyük acıyla annemin,babamın ve abimin yüzlerine donmuş bir şekilde bakıyorum.Ben kimim?Bu sorunun cevabını kim verebilecekti bana?Sadece saniyeler içerisinde inandığım herşey tozdan bir bulut gibi yok olmuştu.Neye inanmalıydım?Anneme?Babama?Abime?Yoksa karşımdaki yalancı aileye mi?Annemin narin dudaklarından dökülen sadece bir kaç cümle sadece bir kaç cümlenin tüm gerçeklerimi yıkmasınamı üzülmeliyim?yoksa gerçekleri bunca zaman fark edemeyişime mi?Benim mutlu bir ailem vardı yada ben öyle sanırdım bilemiyorum.Herşeye rağmen her zorlukta dimdik durmayı bize çocuklarına öğreten ve insanın kalbini yumuşatacak kadar samimi bir gülümsemesi olan annem,ilk çiçeğimi alan erkek olan ,ilk dansımı yaptığım ve sadece gözlerime bakıp kalbimi paramparça eden şeyi dudaklarımı milim oynatmadan anlayan ve beni bu yaşıma rağmen hala kucağına alıp sakinleştiren babam,benim en iyi arkadaşım,dert ortağım,koruyup kollayanım,beraber uyuduğum,arada da birbirimizi kıskanıp evi savaş alanına dönüştürdüğüm abim...Şimdi bunların hepsi yalanmıydı?Hayat fazlasıyla acımasızdı ve bu acımasızlığı kızgın ateşten bir tepsiyle önüme sunmuştu.Yavaşca içimi çekerek,gözlerimi kapattım.Herşeyin bir kabus olmasını dileyerek,sanki gözümü açtığımda herşey düzelecekti.Ama olmayağını biliyordum ve gözlerimi yavaşca aralayıp başımı kaldırdım.Annemin ve benim beğenip büyük ısrarlar sonucu seçtiğimiz dikdörtgen ve beyaz yemek masasının solunda abim başını elleri arasına sıkıştırmış vereceğim cevabı bekliyor,karşımda annem hıçkırarak ağlarken,babam destek vermek istercesine annemin sırtını sıvazlıyordu.Ne cevap verebilirdim ki?Ne diyecektim?Kalbimi paramparça edip,tüm inandıklarım kaybolurken ne tepki verebilirdim?Artık gözpınarlarımı zorlayan damlaların tekrardan dökülmesine izin verdim ve dakikalar öncesine döndüm:

***

"Evet saygıdeğer ailem niye bu saatte yemek masasının önünde toplanmış bulunuyoruz?"

dedim neşeyle saçlarımı savurarak.Herkes yemek masasının etrafinda toplanmıştı ve garip bir ifadeyle beni izliyorlardı.Annemin isteği üzerinde yardımcımız Pınar abla,odama gelip annem ve babamın beni çağırdıklarını haber vermişti.Bende bunun üzerine okuduğum kitabı özenle aralayıp kitap ayracını yerleştirdikten sonra güzelce yatağımın üzerine bırakıp aşağı inmiştim,konuşacağımız konu buna deger olsa iyi olurdu;sonuçta bir Sarah Jo kitabını bitirmeden bırakmak kolay degildi fakat odada ki sessizlik hala devam ediyordu.Abim yavaşca gözlerini benden alıp babamın gözlerine baktı ve başını eğdi,gözlerinde anlayamadığım bir ifade vardı.Anneme başımı çevirdim gözlerim ne olduğunu anlamaya çalıştığımdan dolayı kısık olduğuna emindim.Kahvenin en güzel tonu olan gözlerinin etrafı hafifçe kızarmıştı.Ağlamışmıydı?Babam usulca annemin masanın üzerinde duran minik ellerinin üzerine kendi ellerini koydu,sanki ona güç vermek istiyordu.Kötü birşeyler oluyordu ve bunun benim canımı yakacağını hissediyordum.Yemek odasında hala derin bir sessizlik vardı.

"Anne,ne oldu?"dedim."Açıklama yapmayı planlıyormusunuz?

Babam derin bir nefes alıp annemin elini gözlerinin içine bakarak sıktı.Sonra hep duymaya alışık olduğum yumuşak ama güçlü sesin aksine zayıf bir sesle konuşmaya başladı:

"Kızım,bu konuyu senle nasıl konuşacağımızı bilmiyoruz.Nasıl kendimizi ifade edeceğimizi...Ama bunu yapmak zorundayız Esila."

Babam ne demek istiyordu anlam veremiyordum yeşil gözlerindeki ifadeyede anlam veremiyordum.Ne ima ediyordu.Böyle üzgün bir ifadeyle yüzüme bakıp ne söylemeye çalışıyordu.Niye havada garip bir gerginlik hali seziyordum.Olanlara anlam verememek can sıkıcıydı ve sinirlenmeye başlıyordum.

Yasak CennetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin