Beğenmeniz Dileği İle...
🎀
Karşılaşma
Dayım ve birkaç akrabamızın gelmesi
üzere pikniğe Güz Ormanlarına gelmiştik. Aslında planımız denize gitmekti fakat birkaç aksilik sonucu denize gitmek iptal olmuştu."Mila hadi kızın, saydırma nerdeyse bitti takım tekrar giricek oyuna hadi be." Şuan yakartop oynamak ile meşguldük ve saydırmaya ben kalmıştım, son olarak iki kere daha vurulmamam gerekiyordu.
"Vurun artık şu kızı, zaten zor vurduk diğerlerini !" Bu da kuzenim Burak, birbirimize canımızı bile verebiliriz ama bu tür etkinliklerde ikimizde çok hırslı oluyoruz.
"Son sayı, hadi Mila yaparsın !" Diğer kuzenim olan Ecrinin bana bağırması ile dikkatim dağılmıştı ama son anda kaçmayı başarmıştım. Ve bizim takım tekrar ortaya gitmişti.
"Bir kızı vuramadık ya yazık be bize !" Burak'ın bağırması ile ona döndüm. "O kız ben isem biraz zor o iş burakcım" diyip güldüm. Burak bana göz devirerek oyundaki yerini aldı.
"Gençler ve kendini genç hissedenler yemekler hazırlandı, sofra kuruldu hadi bakalım. Oraları da toplayın yemekten sonra eve dönüşe geçiyoruz" diye bağıran annem ile Burak'a dil çıkartıp etrafı toplayanlara hızlıca yardım ettim.
Etrafı hızlıca birlikte topladıktan sonra Burak ile yan yana sofraya oturduk, babalar ise annelerin yemek servis etmesine yardım etmeye gittiler. Yemeklerin sofraya gelmesi ile yemek yemeye başladık.
"Mila benim tabağımdaki tavukları rahat bıraksana, git ortadan al işte kızım ya !" Burak'ın yemeğinden almaya devam ederken, Burak'a banane bakışı attım. Çatalı ile benim çatalıma birkaç kere vurduktan sonra uğraşmayı bıraktı.
"Baba siz etrafı toplarken biraz gezinsem olur mu? Gittiğim yerlere işaret koyarım, zaten telefon çekiyor. Lütfen!" Babama birkaç yalvarıştan sonra gezintiye çıkmıştım.
Ormanın içine girerken bir yandan da ağaçlara birşeyler çizerek yönümü gösteriyordum. Biraz daha ilerledikten sonra ağaçların azaldığı bir alana gelmiştim. Yerde bulduğum taşın üzerine oturduktan sonra gözlerimi kapatıp dinlenmeye başladım.
İlerleyen sürede tam önümde bir çıtırtı duydum. Yavaşça gözlerimi açtığımda karşımda siyah heybetli bir Kurt duruyordu ve beni göz hapsine almıştı. Bir süre Kurt'u inceledikten sonra gözlerine bakmaya başladım, o doğrudan gözlerime bakıyordu.
Hayatım boyunca korktuğum bir hayvan olmamıştı, hayvanlara karşı olan sevgim ve ilgim sebebi ile de her zaman veterinerlik okumak istemişimdir. Babamın yardımları ile de vahşi hayvanlara karşı neler yaparsam ne olur tarzında birkaç bilgim de vardı.
Kurt ile bir süre bakıştıktan sonra yavaş adımlar ile bana yaklaşmaya başlamıştı. Arkamı dönüp kaçmak için mesafem vardı fakat anında yakalayacağının farkındaydım. Kurtlar avlarına sessiz yaklaşır ve kendini göstermezlerdi, belli bir mesafeye geldikleri anda ise üstlerine atlayarak etkisiz hâle getirirlerdi, şuan kendini bana göstermiş ve temkinli bir şekilde bana yaklaşmaya başlamıştı bu sebepten ötürü çok fazla gergin değildim.
Yavaş adımlar ile yanıma geldiğinde önce havayı koklamış sonrasında ise beni izlemeye başlamıştı. Başını hafif yere doğru eğdiğinde elimi gergin bir şekilde başına uzattım. Başına dokunmama az kalmışken, kendisi başını elime değdirmişti. Sakin ve hafif bir şekilde başını okşarken iyice yanıma yaklaştı de başını dizime koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güz Ormanı
FantasyAilesi ile pikniğe gelen bir kız, ormana girdiği an kokusunu alan bir Kurt...