Jisungdan
Küçüklük anılarım gözümün önüne geldiğinde kafama dang etmişti. Sanırım orda beni izleyen kişi Minhoydu. Peki ya neden? Neden sürekli beni izleyip duruyordu? Daha 5 yaşındaydım. Neyimi beğenmişti bu kadar? Neden bu zamana kadar saklamıştı? Aklımdaki soruları ona tek tek soracaktım.
"Neden bu zamana kadar sakladın peki?"
"Tam saklamış sayılmam aslında... Ah siktir" telefonunun çalmasıyla küfür etmişti.
Odadan çıktıktan 5-10 dakika sonra geri geldi.
"Benim önemli bir toplantıya gitmem lazım. Acıkırsan çalışanlardan yemek isteye bilirsin"
Odanın kenarında duran gardrobun önüne geldi ve bir takım elbise aldı. Giyinmek için üstünü çıkarmaya başladığında gözlerimi sertçe kapattım. Bu davranışıma alayla kıkırdarken gözlerimi araladım ve 'ne var?' bakışı attım.
"Tatlım, daha önce kaç kez seninle seviştik. Hala niye gözlerini kapatıyorsun?"
"Ya sana ne ben böyle rahat ediyorum"
Dedim ve yatakta biraz daha aşağıya kayıp yorganı başıma kadar çektim. Ama bir süre sonra nefessiz kalınca yorganı geri indirmek zorunda kaldım. Minhonun alaycı kahkahasıyla yanaklarım kızarmıştı.
"Yanakların çok tatlı ya... Isırıcam şimdi"
Diyerek üstüme gelmesiyle yalancı bir öfkeyle bağırdım.
"HEY...AH"
Yanağımı ısırmasıyla istemeden inlemiş ve onu üstümden ittirmeye çalışmıştım. Yanımdan ayrılıp hızla takım elbisesini giydi ve saatini koluna taktı. Ayna karşısında saçlarını düzeltti. Bu hali çok seksi duruyordu. Bir kaç ay öncesi olsa kesinlikle çok korkardım. Ama şimdi bu tatlı ve samimi hallerini gördüğüm için o kadar da ciddiye alamıyordum.
Bunları düşünürken farkında bile olmadan uykuya dalmıştım. Bir de Minhonun alnımı ve yanaklarımı öpmesiyle ayıldım. Minho şaşkın gözlerle bana bakarken dudaklarını konuşmak için araladı.
"Sen hala uyuyor musun? Kaç saat oldu"
"Sen geldin mi? Hiç farketmemişim?... Özür dilerim" dedim çekingen bir ses tonuyla.
"Niye özür diliyorsun bu senin en doğal hakkın. Hadi üstünü giyip aşağı in de akşam yemeğimizi yiyelim"
"Bir şey diyiceğim benim çocukken gör-"
"Şhh önce yemek yiyelim sonra konuşuruz bu konuları"
Başımla onu onaylayarak yataktan kalktım. Ama burası benim odam değildi. Haliyle de bana uygun bir kiyafet yoktu. Gidip kendi kiyafetlerimi almak zorundaydım. Bu amaçla kapıya yöneldiğimde Minhonun sesini duymamla durdum.
"Nereye gidiyorsun sen?"
"Ş-şey kiyafetlerimi almak için odama"
"Dur bekle" diyerek beni durdurdu ve gardrobdan bana mavi bir şort ve beyaz t-shirt verdi.
"Al şimdilik bunları giy. Öyle evde kafana estiği gibi gezemezsin çalışanlar var"
Uzattığı şortlu takımı aldım ve giyindim. Birlikte aşağı indiğimizde Minhonun neden beni durdurduğunu anladım. Ev çalışan ve koruma kaynıyordu.
"Sen kaçtıktan sonra koruma sayını daha da arttıdım. Buda senin daha kısıtlı hareket ede bileceğin anlamına geliyor. Bu arada telefonunda bir süre bende kalacak..." Durdu ve yüzünü bana çevirerek devam etti. "Ve emin ol bu hiç kısa bir süre değil"