*14 bölüm*smut

1K 23 19
                                    

Jisungdan

Yatakta öylece oturup duvarı izliyordum. Bi yandan da burdan kaçış yolunu arıyordum. Gördüğüm kadarıyla evin her tarafı korumayla doluydu. Yani kaçmam imkansızdı. Çaresizce yatakta ileri geri sallanırken kapı açılma sesiyle durdum ve o tarafa baktım. Minho içeri girdi ve gelip yatakta benim karşımda oturdu. Sıcak elleriyle buz gibi olmuş ellerime dokundu ve avuçlarının arasına aldı. Aslında bu hoşuma gitmedi değil. Ama hala ona güvenmekte zorluk çekiyordum.

"Bak sana çok zarar verdiğimin ve canını yaktığımın farkındayım" Kafamı ee? derecesinde salladım.

"Ama gerçekten isteyerek yapmıyorum"

"Nasıl yani isteyerek yapmıyorum yaa. Senin kendi kararların yokmu lan?" Biraz sesimi yüksekttiğimde işaret parmağını dudaklarıma koydu ve okşadı.

"Bir daha sesini bu kadar yükseltme"

Bunu demesiyle susmak zorunda kaldım. Tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyordum. Ağzını konuşmak için araladı. Ama kolumdaki kanamayı farkedince telaşla kolumu sıyırdı ve yara izine parmağıyla dokundu. Hafifçe tısladım.

"Jisung , nasıl oldu bu? Ne yaptın kendine?"

Omuz silktim. Şuan hiç konuşmak istemiyordum. Sustuğum için biraz sinirlenmiş olsa bile belli etmedi ve odadan çıktı. Bir kaç dakika sonra elinde ilk yardım çantasıyla odaya geri döndü. Küçük bir pamuk yardımıyla kolumdaki kanı temizlerken bir yandan da söyleniyordu.

"Ah Jisung ah şimdi iş mi bu yaptığın? Seni yalnız bırakmamalıydım"

"Özür dilerim" dedim çekingen bir sesle.

"Neden özür diliyorsun hepsi benim suçum seni bu duruma ben soktum"

Bandjla kolumu sardıktan sonra üstünden narince öpmeye başladı. T-shortumun kolunu indirdi ve bana sıkıca sarıldı. Sanki bırakmak istemiyordu. Ondan gideceğim için çok korkuyor gibiydi. Dudaklarıma nazik öpücüklerini sıralıyordu. Akşam uykusunu almamış gibiydi. Saçları da biraz dağılmıştı. Bu hali nedensizce gözüme çok tatlı gelmişti. Benden ayrıldı ve yatağa yatırdı. Kendisi de yanıma yattı. Boynumu bol bol öpmesiyle ikimizde uykuya dalmıştık.

**********

Uyandığımda hava karalmıştı. Saatin kaç olduğunu bilmiyordum. Odada ne bir saat nede elektron cihaz vardı. Hareket etmeye çalıştığımda bacaklarını belime dolamış ve kollarıyla sıkıca sarmış bir Minhoyla karşılaştım. Gözlerim irice açılınca yavaşça dürttüm uyanması için. Ama o uyanmak yerine boynumu öpmeye başladı. Bir anda ısırınca ne yaptığımı şaşırdım ve sesli bi şekilde tısladım.

"Minho ah... Napıyorsun ya" dedim sahte kızgınlıkla.

Ama beni dinlemedi ve boynumu daha sert öpmeye başladı. Sonra üzerime çıktı ve boynumdan köprücük kemiğime indi.

"Minho bi durur musun?" Sesim oldukca ciddi çıkmıştı. Ama onun için değil tabii ki.

"Sus" dedi emrvari ses tonunyla.

Köprücük kemiğimide sertçe öpüp kızarttıktan sonra bi çırpıda hem kendi üstünü hem de benim üstümü çıkardı. Bakışlatı göğüslerime kaydı. Ardından orayıda ısırmaya başladı. Çok canımın yanmasına rağmen inlememeye çalışıyordum. Belki sıkılır bırakır diye. Ama onun bırakmaya hiç niyyeti yok gibiydi. Her geçen saniye daha sert ısırıyordu. Onu üstümden itmeye çalıştım ama yine her zamanki gibi başarısız oldum.

Tek hamlede pantolonumla boxerimi birlikte çıkardı. Kendi de soyundu ve dudaklarıma yapıştı. Hızla alt dudağımı emmeye başladı. Sertçe emerken dudağımı kanatmıştı. İnlemem sonucu dilini ağzımdan içeri yolladı. Dilimi emerken bir yandan da penisimi avuçları arasına alıp çekiştiriyordu. Ardından dudaklarımdan ayrıldı ve penisimi daha sert çekiştirmeye başladı. İşaret parmağını ve orta parmağını içime yolladı ve makas hareketi yapmaya başladı. Acıyla inlemeye başladı. Daha sonra yavaşça içime girdi ve hareket etmeye başladı. İçimde ileri geri hareket ediyordu. Artık acıdan değilde zevkten inliyordum. İçimde hareket ederken bir yandan da boynumu emiyordu. Ellerimle onu itmeye çalıştım.

"Minho lütfen...ah" cümlemi tamalayamadan inlemiştim.

İçimden çıktı. Terden ıslanmış saçlarımı geriye itti ve alnımı öptü. İkimizde nefes nefese kalmıştık. Yatakta sırtüstü uzandı. Bakışlarımı ona çevirdim.

"Neden yapıyorsun bunu?"

"Neyi?"

"Bir iyi davranıyorsun bir kötü. Çözemiyorum seni"

"Biliyor musun bende kendimi çözemiyorum. Kendimle ilgili bildiğim tek şey seni çocukluğundan beri sevmiş olmam"

"Çocukluğumdan beri derken?" Sorgular bi şekilde baktığımda iç çekti.

**********


11 sene önce (Jisung 5 yaşında)

"Hadi Jisung acele et"

"Tamam ya geliyorum"

Seungminin beni acele ettirmesiyle masadaki her şeyi çantama sıkıştırmış ve sınıftan çıkmıştım.

Seungminle bu yıl kreşte tanışmıştık. Ailelerimizin arası iyiydi bu yüzden sık sık görüşme şansımız oluyordu. Hızla el ele tutuşup dışarı çıktık. Bizi her gün babam alır ve Seungmini evine bırakırdı. Ama şimdi gelmemişti. Bizde biraz oynamaya karar verdik. Ama garip bir şey vardı. Karşıdaki kaldırımda yirmili yaşlarda birisi vardı ve gözlerini üstümden çekmiyordu. Bende nedensizce ona takılmıştım. Uzun süre bir birimizin gözünün içine baktık. Birden Seungminin bağırmasıyla irkilmiş ve ona dönmüştüm.

"Ne bağırıyorsun ya"

"Sabahtan beri sana sesleniyorum. Neye bakıyorsun sen öyle?"

"Ha ne hiç... Hiç bir yere bakmıyorum. Sadece...dalmışım öyle"

"Hadi gel baban geldi bizi bekliyor"

Onu başımla onaylamış ve arabaya doğru yürümüştük. Arabaya bindiğimizde babam güleryüzle bizi karşılamış ve sorularını dizmişti.

"Ee çocuklar ne yaptınız bu gün?"

"Bol bol oyunlar oynadık. Çok eğlendik. Ama bir tane çocuk yere düştü ve dizi kanadı"

Seungmin yine her zamanki gibi hevesle her şeyi anlatıyordu. Ama benim aklım o adamda kalmıştı. Sıradan birisiydi ve benim ona bu kadar takılmam saçmaydı. Babam bu sessizliğimi farketmiş sıradaki sorusunu bana yöneltmişti.

"Jisung sen niye bu kadar sessizsin?"

"Hiç yok birşey"

Babam çok üstelememiş ve Seungmini evine bırakıp kendi evimize doğru yol aldık. Eve geldiğimizde annemin üstüne koştum ve kollarımı boynuna doladım.

"Anne sana bir şey diye bilir miyim?"

"Tabi tatlım sorun nedir?"

"Bu gün çıkışta bir tane erkek bana bakıyordu ve hiç gözlerini çekmiyordu"

Annem bu dediğimle telaşlanmış ve elleri titremeye başlamıştı.

"Noldu anne?"

"H-hiç hiç bir şey. Canım sen boşver onu. Yakışıklısın ya o yüzden bakmıştır"

Böyle dese de telaşı hala geçmemişti. Hızla beni odama yollayıp babamın yanına çıkmışt.

Bitter love Minsung smutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin