Dünün yorgunluğuna rağmen babam odama beni uyandırması için birini göndermişti. Kahvaltıya çağırdığı için istemeye istemeye yatağımdan kalkarak kahvaltı yapmak için ailemin yanına gittim.
Ailemle yemek yiyorken bugün olucak programı bize anlatan hizmetçiyi dinliyorduk.
X - Bugün öğlen tüm soylular için bir çay partisi düzenlenicek be saat üç gibi de av yarışmasının kazananları açıklanıcak ve en sonunda da tüm soylularla bir akşam yemeği ve balo ile de kapanış.
Deric - Tamam, gidebilirsin.
Hizmetçi eğilip gittikten sonra bana döndü.
Deric - Kayl.
"Efendim baba?"
Deric - Avladığın hayvanı nasıl eve getiriceğimizi dğşündün mü?
Anna - Zaten bizim arkamızdan eve gelmicekmi?
Annem ve kardeşime daha bir ejderha ile anlaşma yaptığımı söylememiştik bu yüzden de normal bir av hayvanı avladığımı düşünüyordu.
Deric - Büyük ihtimalle bizim getirmemiz gerekicek.
"Sanırım uçarak takip etmesini sağlayacağım baba."
Anna - Kuş mu yakaladın? Nadir bir türmü?
"Hemde nasıl nadir. Hayatında en fazla bir iki tane görebiliceğin bir tür."
Anna - Cidden mi! Hangi tür bir kuş?
Kazananlar açıklanınca görürsün.
Av yarışmasında en sondan birinciye kadar herkesin neler avladıklarını açıklarlardı ve istersen avladığın hayvanı başka birine hediye olarak verebilirsin. Bu genelde birbirlerinden hoşlanan çiftlerin yaptığı birşeydi.
Saatler sonra öğle vakti geldiğinde çay partisinin yapılıcağı yere gidicektik ama kız kardeşimin hazırlanması çok uzun sürüyordu her zaman ki gibi.
Deric - Elizabeth nerde kaldı?
Anna - Gelir şimdi.
Elizabeth - Geldim.
Elizabeth her zaman ki gibi süslü, dizine kadar gelen kabarık elbiselerinden giyinmişti ve kafasınada çenesinin altından kurdele ile bağladığı şapkasını geçirmişti. Onun yaşındaki kızlar genelde Elizabeth gibi giyinmezdi. Hep genç leydilere özenerek uzun şık elbiseler seçerlerdi.
Deric - Hadi çıkalım artık.
Annem babamın koluna girerek önden çıktılar bizde kız kardeşimde benim koluma girdi ve annem ile babamı arkalarından takip etmeye başladık.
Bir kaç dakika yürüdükten sonra çay partisi yapılıcak alana gelmiştik. Bizim gibi bir çok soylu aile çoktan gelmişti. Etrafa göz gezdirirken Elizabeth'in yaşıtları olan kızları görüp Elizabeth'e gösterdim.
"Bak yaşıtların çay partisine çoktan başlamış. Neden yanlarına gitmiyorsun?"
Elizabeth - Ben davet edilmedim.
"Çocukların çay partilerine davet alması lazım mı?"
Elizabeth - Evet, genelde gelmelerini istedikleri kişilere davet gönderiyorlar. Genç leydilere özeniyorlar.
"Ben sizin yaşınızdayken böyle birşey yoktu."
Elizabeth - Zaten benden salak insanlarla aynı masada oturmak istemiyorum.
Elizabeth'in bu dediğine güldüm.
"Suratsız."
Elizabeth - Hmpm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Promise Of The Dragon
Fantasy16 yaşıma girdiğimde ormanda avlanırken, sadece peri masallarına veya gezginlerin hikayelerine konu olan bir ejderha ile karşılaştım. O kadar kötü durumdaydı ki tek bir uzvunu bile hareket ettiremiyor. Eğer onu o halde bırakırsam ölüp gidecekti. Bun...