kaçın kurası | semih kılıçsoy.

1

hos geldinizzz, semih fici yazmak uzuun zamandir istiyodum sukurler olsun yazdim bisiler🙏🏻🙏🏻 keyifli okumalarr
yeni bolum ne zaman gelir bilmiyorum uni isleriyle ugrasiyorum haberiniz ola💖

Kızın parmakları gergince telefon ekranında dolaşırken etrafında yanıp sönen, alışık olduğu ışıklar onu rahatsız etmiyor gibiydi. Parmakları hızlıca ekranı talan ediyordu, sol eliyle fazlasıyla yukarı sıyrılmış siyah dar elbisesinin eteklerini aşağı doğru çekme ihtiyacı hissetti. Belki de, karşısında çok fazla erkek olduğu için bunu yapma ihtiyacı duydu zira tanıdıklarından çok tanımadıkları da çoktu bu mekanda.

Pistteki insanlar değişiyor, şarkılar birbiri ardında sıralanıyorken genç kız pozisyonunu değiştirmemiş hala ardı sıra mesajlar gönderiyordu. Karşı taraftan yanıt beklerken gergince dudaklarını dişlerek sağ bacağını sallıyordu. Dışarıdan gören biri, biraz sonra gerginlikten öleceğini düşündü.

"Defne!" Kafasını telefon ekranından kaldırdığında bir nefes vererek baktı ayakta kendisine içki bardağını uzatan arkadaşına. "Üç oldu sesleniyorum, bırak şu telefonunu da eğlen biraz."

Arkadaşının uzattığı bardağı aldığında telefonunun titremesi ile gözlerini oraya çevirip masaya bıraktı elindekini.

Birkaç kez gözlerini kırpıştırdı ve tekrar mesaj yazmaya başladı sevdiği adama. "O hoo!" dedi yanı başındaki Murat, elini kızın arkasına atıp rahat bir tavır takınırken. "Niye çağırdınız bunu, tüm gece kafasını kaldırmadı telefondan." Sesindeki ima Defne'nin sinir uçlarına dokunsa da umursamadan devam etti işine.

"Noldu, yeni bir reklam anlaşması falan mı?" Sırıtarak gönder tuşuna basıp telefonunu kilitleyerek dizlerine doğru bıraktı ve gülümsemesini sona erdirerek baktı Şeyma'ya. Kafasını iki yana sallayarak az önce arkadaşının uzattığı bardağı dudakları arasına yerleştirdi. "Değil." diye kestirip attı. Zira şu an, kiminle konuştuğunu söylese çarmıha gerilecek olduğunu ön görüyordu. Yalan söylemeyi de pek becerebildiği söylenemezdi zaten. Ayrıca dümdüz mantıkla karşısındaki insanlara kendini açmak istemiyordu.

"Heyecandan elleri titriyor, reklam alacağı için bu kadar yükselmez bu kız." diye mırıldandı Yusuf gözlerini kısıp harika bir tespit yapmışçasına.

"Hm..." dedi yanındaki Murat. Dedektifçilik mi oynayacaklardı bir de şimdi? "Demek ki Defo'nun yüzünü güldüren mesele iş değilse; bir xy kromozomu?"

Şeyma dudaklarını büzdü. "Peşinden tonlarca adam koşuyor kızın, hangisine yüz vermiş?"

Defne karşısındakilere baktı hayretle. "Benim hakkımda ne çok şey biliyorsunuz öyle."

Yusuf göz kırparak güldü. "Arkadaşlığın şanındandır diyelim."

Bir süre sonra odaklar üstünden kalkıp konu dağılınca lavaboya gitmek için ayaklandı kumral kız. Arkadaşları ise mekan değiştirmek istediklerini söylemişti ancak Defne istemediğini söyleyip kibarca reddetmiş, onlar gittikten sonra ise lavaboya adımlamıştı. Çantasını kolunun altına sıkıştırıp, asla yanından ayırmadığı telefonunu parmakları ile sıkıca tutarken dans eden ve buram buram alkol, ter karışımı kokan insanlar ile kafasını eğip yüzünü ekşitti. Kendini lavaboya attığında söyleniyordu kendi kendine.

"Deodorant ya, deodorant. Çok zor değil!" Gözlerini kırpıştırdı aynadaki görüntüsüyle. Makyajı hala yerinde duruyordu, yürüyünce daha da kısalmış olan elbisesini düzeltip elini dalgalı saçlarına daldırdı ve şekil almasını sağladı. Telefonu titreyince heyecanla tekrar eline aldı.

Semih Kılıçsoy'dan şov! 2 gol & 1 asist ile evinde devleşti🔥

Gelen maçkolik bildirimi ile göz devirdi kız. Beklediği bildirim asla bu değildi, zaten telefonunda neden maçkolik olduğunu da bilmiyordu. Çantasından çıkardığı kahverengine çalan pembe alt tonlu dudak kalemi ile dudağına çerçeve çekip parıltılı glossu ile tamamladı rötuşunu.