Evinin alt katında tanımadığı bir yabancı olması Defne'yi oldukça gerdiğinden eline geçen ilk rahat şeyleri üstüne geçirip hızla merdivenlerden indi. Neden o adamı eve çağırdığını bilmiyordu, belki de Kenan'a olan kızgınlığını bir şekilde dizginlemek istiyordu çünkü salonundaki krem koltuklarda oturup evi dikkatlice süzen adamın mantıklı hiçbir açıklaması yoktu.
Ya da sadece yalnız kalmak istememişti o gece.
Hoş, tek gerçek dostu olan Özüm'ü çağırabilirdi ancak bu seçenek aklına bile gelmemişti o an.
Sarışın adam, kafasını kıza çevirdiğinde baştan aşağı süzdü onu.
"Kahve, içer misin?" dedi Defne amerikan tarzı mutfağa girerken. "Hıhım..."
Hala ismini bilmiyordu, yaşını bilmiyordu, kim olduğuna dair hiçbir fikri yoktu. Tüm bu belirsizlikler onu rahatsız hissettirse de karşısındaki adam için aynı şeyi söyleyemezdi çünkü o oldukça halinden memnun gibi görünüyordu.
"Tek mi yaşıyorsun?" Semih'in sorusuyla duraksadı Defne. Evet, evine kesinlikle yabancı almamalıydı fakat çok geç duruyordu. Kaldı ki bu adamda şeytan tüyü olduğundan emindi çünkü Özüm bile siteye girerken güvenlik tarafından bin bir soruya tutuluyordu. Feyyaz abinin siteye yabancı alması olduça güçtü fakat bu adamı görünce kırk yıllık arkadaşıymışçasına davranıp sitenin kapısını açıvermişti.
"Yani..." dedi adam telaşla karşısındaki kızın gerildiğini hissedince. "Yanlış anlama beni, öyle biri değilim. Sana asla zarar vermem, kusura bakma birden çıktı ağzımdan. Ev çünkü, büyük. Oldukça." Kelimeleri toparlamakta güçlük çekiyordu sarışın. Rahatlamışçasına bir nefes verdi Defne ve kahveyi yapmayı sürdürdü.
"Ev arkadaşım var." diye mırıldandı. Hangi sapık zarar vereceği insana 'götü kolla' derdi ki zaten? O yüzden tek yaşadığını bilmesine lüzum yoktu.
Semih ise, daha fazla yanlış anlaşılmaya mahal vermek istemeyerek susmayı yeğledi. Defne iki kupayı da alıp adamın yanına çöktü. Bardağı dudakları arasına götürdü sarışın. Kahve sevmezdi, niye burada olduğunu da bilmiyordu. Maçı kazanıp bir de yıldız oyuncu olmasına rağmen kutlama yapan takım arkadaşlarını bırakıp kumral kızın peşinden gitmişti. Hislerine güvenirdi, tam da bu sırada içinden bir ses söylemişti bunu yapmasını. Eve davet ettiğinde de hiç sorgulamadan kabul etti. Sahi, bu devirde kim tanımadığı bir adamı evine sokardı ki?
"O hıyar sevgilin miydi?" diye konuyu açtı sonunda Semih. Kafasını iki yana salladı Defne. "Hayır ama..."
"Olmasını çok isterdin." Sessiz kaldı kız. "İtin tekiymiş zaten, saatlerce bekletti seni o soğukta."
Hep tanımadığın insanlara içini daha rahat dökersin derlerdi, sanırım bu anlardan biri yaşanacaktı. "Babamın arkadaşının oğlu..." dedi biraz da detayları es geçerek. Kendi hakkında fazla bilgi bilmesi iyi olmazdı.
"Hayatıma sayılı erkek aldım ama onu ilk gördüğüm andan itibaren, çok farklıydı her şey. Bilmiyorum belki de elde edememe hırsıydı ama çok isterdim benim olmasını. Çok kırıldım..." Gözleri iyice bayıklaşırken alkol kanına hala daha karışmaktaydı. Elindeki bardağı masaya bıraktı uzanıp. "Siktir etsene." dedi adama. "Umrumda bile değil." Sarışın, umrunda olduğundan çok emindi ancak ikiletmedi.
"Sen de sarhoş musun benim gibi?" dedi Defne gülerek, yanındaki sessiz kalınca. Gözlerini kırpıştırdı Semih. Fazla içmemişti halbuki ama başının dönmesine engel olamıyordu. Dudaklarını büzdü. "Çok değil."
Birkaç saniye sonra, basan sıcakla birlikte koltukta doğrultu Defne ve yanındaki adamın arkasında bulunan balkon kapısına doğru uzandı, Semih'in üstünden. "Sıcak oldu..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kaçın kurası | semih kılıçsoy.
Fanfictioninfluencer kız ve futbolcu çocuğun yolları kesişir.