Merhaba arkadaşlar umarım beğenirsiniz.
~ÖLÜME DOĞUŞ~
Scarlett Rose~Dark Times
(
"Savaşa doğan bir bebek, büyüdüğü zaman 'ben savaşamam' diyebilir mi?"
21 yıl önce...
(Yazarın anlatımıyla)Bağırışmalar, haykırışlar ve yardım sesleri duyuluyordu dışarıdan. Bunun olacağını adam biliyordu ama bu kadar erken olacağını tahmin etmemişti. Muhafızlığı bırakalı 2 hafta olmamıştı. Ailesini bir başına bırakmamak için ayrılmak zorundaydı.
Karısı ve bebeğini savaş daha fazla büyümeden Lanka'dan çıkarmalıydı. Kendini de korumalıydı yoksa muhafızlığı bırakmasının hiç bir önemi kalmayacaktı. Eğer onlar ölürse zaten nefes alması için hiç bir sebep olmayacaktı. Tek isteği en azından kızını koruyabilmekti.
Evinin kapısını yavaşça araladı ve dışarıya baktı. Öldürülen insanlar, yağmalanan evler, işkence çekenler, çocuklar... Kalbi daha fazla dayanamadı ve hızla kapısını kapattı. Eğer hızlı davranmazlarsa yağmalanan tek ev komşularının evleri olmayacaktı gözlerini bir daha açamayacak olan insanlar bir tek onlar olmayacaktı.
Hemen bez bir çanta aldı ve alabildiği kadar yiyecek doldurdu çantaya. Hemen ardından bez bir çanta daha aldı ve içerisine temel bir iki parça kıyafet doldurdu ve bebek için bez sıkıştırdı. Bunların hepsi bir veya iki dakika içerisinde gerçekleşti ve hemen karısına "Eğer buradan şimdi çıkmazsak hepimizin sonu olur!" diye bağırdı. Kadın hemen ne yapacaklarını sordu, adam bu soruya cevap vermedi çünkü henüz ne yapacaklarını tam olarak o da bilmiyordu ve karnına bıçak gibi saplanan bu hissi yok etmek amacıyla hemen bebeğini annesinden aldı ve çantaları karısına verdi. "Arka kapıdan çıkacağız. Ormana çıkıyor. Hızla uzaklaşırız buralardan. Daha fazla zaman kaybedemeyiz. Çabuk ol." Diyerek hemen arka kapıyı ittirdi.
Kapı açılır açılmaz dehşetle koşmaya başladılar ve ormanın içine bodoslama daldılar. Birkaç dakika sadece bacakları hareket etti. Ardından bu yeşil ve aynı zamanda kırmızı kana bulanmış ormanda durup biraz soluklandılar. Adam ormanın içine doğru ufak boş bir arazi buldu ve çalılıklardan oturabilecekleri bir yer yaptılar. Sadece şaşkın şaşkın birbirlerine bakıyorlardı.
Bebek ağlamıyor hiçbir ses çıkarmıyordu. Nefes alıp almadığını kontrol etmek amacıyla annesi çocuğun üzerine eğildi ve nefes aldığını anlayınca rahatlayıp kafasını geriye doğru attı ve dudakları yana doğru kıvrıldı.
Yaklaşık bir hafta ormanda meyve ve otlarla beslendiler. Gidebilecekleri bir yer var mı, onu bile bilmiyorlardı. Adam karısı ve çocuğunu bu halde görmekten dolayı artık yüreği dayanmıyordu. Bu yüzden Lanka Krallığı'na giden yolun tam tersine doğru koşmaya başladı. Ormanın bu kısmı yoğun değildi ve baya bir küçüktü bu yüzden herhangi bir krallığa çıkacağını biliyordu.
Görüşü hızdan bulanıklaşmıştı. Adam daha fazla dayanamayıp oturup biraz dinlendi ve yoluna devam etti en sonunda insan sesleri gelmeye başlayınca bir umut daha hızlı koştu. Üstü başı kirlenmiş gözleri yorgun ve bitkin bir halde gülerek insanların içine vardı. Evler vardı. Sınır evler... Yavaşça ufukta insanlar ve evler belirince kimsenin bu savaştan hoşnut olmadığı barizleşiyordu.
Adam koşarak yardım çığlıkları atmaya başladı "Yardım edin! Lütfen! Lütfen yardım edin! Ailemle birlikte savaştan kaçtık! Nolur! Yardım edin bana..." ama adamı gören insanlardan bir kişi bile onu görmedi. Herkes görmezden gelip yüzüne bile bakmadı.
Hangi krallıklta olduğunu bir çocuktan öğrenebilmişti adam. Daha fazla vakit kaybetmeden yolu sora sora krallığın yolunu buldu. Hosan Krallığı diye geçirdi içinden. Hosan Krallığı da dahil bütün krallıkların sarayları halkın bildiği güvenli yerlere kurulurdu. Adam saraya vardığında sarayın altın işlemeleri ve desenleriyle gözünün kamaştığını hisseti ama şu anda bunu düşünecek ne vakti vardı ne de aklı. Hemen muhafızlardan birinden yardım istedi. "Savaştan kaçıp buraya geldik lütfen yardım edin karım ve bebeğim ormanda eğer daha fazla orada kalacak olurlarsa yaşayamazlar. Lütfen size yalvarıyorum!" adamın haline acıyan muhafiz, Baş Muhafız Efyx'e haber verdi. Baş muhafız gelip durumu tetkik ettirdikten sonra adamın yanına gitti. Ona ne istediğini sordu. Adam ise sadece geçici bir süreliğine kalacak bir yer istediğini söyledi.
Daha sonrasında bir ise girip çalışıp kendine bir ev alacağını ama o zaman kadar sadece küçük başlarını sokabilecekleri bir ev istedi muhafızdan. Muhafızın annesi de o savaşta ölmüştü. Haline acıyıp karısı ve çocuğunu Hosan'a getirtip kısa bir süreliğine küçük bir ev verdi onlara. Adam hemen bir iş bulmaya çalıştı ve bulduğu ilk iyi işe girip para kazanmaya başladı.
635 kelimeydi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY IŞIĞININ LANETİ
FantasyKara Evren dedikleri bu yerde pis iş yapan insanların adını bir tabloya yazarlar ve tabloda ismi olan kişileri öldürürler. Hayatında en az 1 kişi öldürmüş olan kişiler bu yeri bilir. Buraya gelerek daha fazla cinayet işlemler. Freya 15 yaşındayken o...