Umarım beğenirsiniz.
Ufak bilgilendirme, Yaroslav ve Tugay ingilizce konuşacak. Tugay rusça, Yaroslav da türkçe bilmiyor.
————————Kol saatime baktığımda gördüğüm vakit beni alacağını söylediği vakitle uyuşmuyordu. Yirmi dakikadır beklememe rağmen ne gelen vardı, ne de giden. El bagajımı havalimanındaki koltukların üzerine bıraktım ve koltuğun solunda duran otomattan bir su aldım.
Suyun kapağını açıp yudumladım hafifçe, tam o sırada ismimi duymuştum. Arkamı dönüp baktığımda sesin başta kimden geldiğini anlayamasamda bana hızla adımlayan adamdan başkası olamaz diye düşündüm.
"Geç kaldığım için üzgünüm, işler biraz gecikti." Yürürken konuşmaya devam eden iri yarı adam Yaroslav olmalıydı, zaten beni o karşılacaktı. "Sorun değil, sen Yaroslav olmalısın." Diye konuştum sorar bir tavırla, kafasını sallayarak cevap vermişti bile.
Suyumun kapağını kapattım ve spor çantamın fermuarını açıp içine koydum, geri kapatıp adamın kucağına attım. "Benim için bunu taşıyabilirsin, değil mi?" Diye sordum, cevabını merak bile etmiyordum. Nereden gideceğimizi bilmeden önden önden geldiği yere yürümeye başladım sadece, arkamdan hızlı adımlarla bana koşup "Seni böyle biri beklemiyordum hiç, nezaketli ol biraz. İki kelime anca ettiğin birine çantanı kakalayamazsın, hem çantanı neden sen taşımıyormuşsun?" Diye sordu alaycı bir tavırla, sesindeki alayı anlayamamak için salak olmalıydı insan zaten.
"Çünkü senin bana yardımcı olacağını söylediler, en azından çantamı taşıyabiliyor olmalısın. Yoksa nasıl bana yardım edeceksin ki?" Diye sordum aynı tavırla. Aslında yardımcı olacağını söylerken taşımak istemediğim çantamı taşımaktan bahsetmemişti kimse, ama şuan götümden atmak gelmişti içimden. Çantamı koltuk altına sıkıştırıp ellerini cebine attı ve cevap vermeden önden yürümeye başladı, arkadan bakınca daha büyük gözüküyordu, omuzları falan yani.
İki dakika sonra havalimanından çıkıp arabasına yaklamıştık sonunda, bu süreçte konuşmamıştık. Yaklaştığımız aracın kapısını açıp bindiğimde dikkatimi çeken bir çok şey olmuştu. Arka koltukta duran küçük çocuk puseti, açık torpidonun içindeki emzik ve biberon tarzı şeyler. Yan koltuğa binen adama attığım sorgular bakış ağzını aralamasına neden olmuştu.
"Kardeşimle dün bir yerlere gittik. Eşyalarını arabada unutmuş olmalıyım." Verdiği cevapla önümü döndüm ve beklemeye başladım, benden cevap alamadığı için bakmaya devam eden adama ikinci defa dönüp "Arabayı çalıştırsana, Aptal yaruşka." Diye söylendim ağzımın içinden. Türkçe söylediğim kısmı anlamayan ama sırıtmaya başlayan adam arabayı çalıştırdı.
—————
Anahtarla kapıyı açıp içeri girdiğim an burnuma dolan yoğun erkek parfümüyle midem bulandı, odadan kısa süre önce birinin çıktığı ve odanın temizlenmediği gün gibi ortadaydı. Elimdeki spor çantasını yatağın üzerine fırlatıp hemen sonra kendimi attım yatağa, yorulmuştum.
Ama üşengeçlik yapmanın hiç sırası değildi, tişörtümü, pantolonumu ve baksırımı çıkartıp banyoya doğru ilerledim. Küçük bir duş kısmı vardı, içeride hareket etmek zor olabilirdi ama yine de yapacaktım. Cam kabinin içine girip musluğu açmaya çalışsamda açılmamıştı, duştan çıkıp lavaboda aynını denediğimde durum aynıydı. Odada su yoktu, mükemmel.
Banyodan çıkıp içeri geri girdim ve telefonumu elime alıp duvarın oradaki wifi logolu QR kodu okuttum, beni yönlendirdiği sayfaya mobilverim yurt dışında çekmediği için giremiyordum. Mükemmel. Anlaşılan rusyada aceleyle yeni bir hat almam gerekecekti. Kendimi tekrar yatağa atıp sıkılmamak için galeriye girip fotoğraflara bakmaya çalıştım ama bu da çok sıkıcıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaroslav - BXB
RomanceRusyaya intikam almaya gitmek için hazırlanan Tugay, yıllardır biriktirmiş olduğu intikam ateşini söndürebilecek miydi?