𝘰𝘶𝘳 𝘴𝘦𝘤𝘳𝘦𝘵 𝘱𝘭𝘢𝘤𝘦.

13 5 9
                                    


-𝑂 𝑧𝑎𝑚𝑎𝑛𝑙𝑎𝑟 𝑖𝑘𝑖𝑚𝑖𝑧𝑑𝑒 8 𝑦𝑎𝑠𝑖𝑛𝑑𝑎 𝑘𝑢𝑐𝑢𝑘 𝑐𝑜𝑐𝑢𝑘𝑙𝑎𝑟𝑑𝑖𝑘, 𝑏𝑖𝑟𝑏𝑖𝑟𝑖𝑚𝑖𝑧𝑑𝑒𝑛 𝑏𝑎𝑠𝑘𝑎 𝑠𝑖𝑔𝑖𝑛𝑎𝑔𝑖𝑚𝑖𝑧 𝑦𝑜𝑘𝑡𝑢.

Sungwon, dikkat et tamam mı? Bu dağa çıkarken kayıp düşebilirsin!

Jinsung, gerçekten gizli yerini bir tek ben mi göreceğim?

Senden başka kimseye göstermedim Sungwon, dedi Jinsung ve gözlerini Sungwonun gözlerine dikti.

Burayı kimseye söylemeye kalkışma tamam mı? Aramızda kalacağına söz ver!

Sungwon Jinsung'a masum bakışlarla baktı ve kafasını bir aşağı bir yukarı attı.

"Söz veriyorum!"

--------------------
Jinsung Sungwonun elini tuttu ve ahşap merdivenlerden çıkmasına yardım etti, çimler yağmurlardan dolayı gülge kokuyordu halen...ve ıslak ahşaplara minik, soğuk eller birlikte değiyordu.

Gerçekten bir ağaç evin olduğunu bilmiyordum Jinsung, burası bizim... yani senin gizli yerin mi? Bunu tahmin edemezdim! Bu kadar güzel olacağını.

Sungwon Jinsungun yardımıyla merdivenleri tırmandıktan sonra doğruldu, Jinsung'a elini uzattı.

𝐶𝑜𝑐𝑢𝑘𝑙𝑢𝑔𝑢𝑚𝑑𝑎 𝑏𝑖𝑙𝑒 𝑜𝑛𝑢𝑛𝑙𝑎 ℎ𝑒𝑟 𝑒𝑙𝑙𝑒𝑟𝑖𝑚 𝑏𝑢𝑙𝑢𝑠𝑡𝑢𝑔𝑢𝑛𝑑𝑎 𝑛𝑒𝑓𝑒𝑠 𝑎𝑙𝑎𝑚ı𝑦𝑜𝑟𝑑𝑢𝑚, 𝑘𝑎𝑙𝑏𝑖𝑚 𝑎𝑔𝑟ı𝑦𝑜𝑟𝑑𝑢.

𝘈𝘮𝘢 𝘰 𝘻𝘢𝘮𝘢𝘯𝘭𝘢𝘳 𝘢𝘯𝘭𝘢𝘮𝘪𝘺𝘰𝘳𝘥𝘶𝘮.

---------------------------------------------

Sungwon, okula geç kalmak mı istiyorsun? Halen kalkmadın.

Ellerini gözlerine götürdü,iyice ovaladı, bir kedi misali esnedi ve zorla olsada kalktı.

Çantasını sırtına taktı, geceden hazırlıklı olarak üniformasını giymişti zaten.

Kahvaltı yapmadan nereye?

Okulda yerim anne!

Giderken yine düşünüyordu, anaokuldan bu yana Jinsungla hep beraberdi, lise ikide bile aynı sınıfa denk gelmişlerdi. Sungwon onu asla aklından çıkaramıyordu.

Vay, kader bile beraber olmamızı istiyor....

S

onunda okula vardı, başını öne eğerek fildişi merdivenlerden yukarı çıktı. Sınıfına geçti ve en arkadan bir öndeki sıraya oturdu. Derse henüz yarım saat vardı.

Kafasını başı epey ağrıtan sert sıraya koydu.

Kalbini acıtan o dokunuşa kadar.

O

saf, yumuşak dokunuşla
Bir yıldız patlaması gibi kalbini baştan çıkaran o dokunuşla
Göz bebeklerini kocaman yapan, o dokunuşla uyandı.

Jinsung , ellerini Sungwon'un sac tellerinde gezdiriyordu. Sinif bostu, Sungwon'un kalp atisi duyuluyordu.

"Park Sungwon, burada bu şekilde yatma, yedek bir t-shirt getirmiştim. "

Dedi Jinsung ve Sungwon'un kafasını nazikçe kaldırarak t-shirti altına koydu.

Yüzüne yaklaştı, Kulaklarına eğildi ve ,

" Şimdi rahatça yatabilirsin... "

dedi.

Ve bahçeye çıktı.

Neden kalbimi ağrıtıyorsun Jung Jinsung? Sen neden sadece bana umut veriyorsun? Neden olduğumuz yerde kalıyoruz? Günün her günü sana sadece sarılmak istiyorum , ama senin gibi birine benim gibi biri yakışmaz. Sen zekisin, yakışıklısın ve ben sadece kafasızım. Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak. Her gün bunu yaşıyorum.
Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun? Jung Jinsung,

Hayır asla anlamayacaksın , çünkü sen beni arkadaşın gibi görüyorsun. Bunu asla bilemeyeceksin. Bu günlükte yalnızca benimle kalacaklar. Söylemek istediğim herşey, seni karşıma alıp sana bağırmak istediğim herşey burada yazacak.

Ve bende hayatımın sonuna kadar sana tutkumla, sevgimle acı çekerek bedenimi çürüteceğim.







You're Just Lost in My BodyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin