𝑚𝑜𝑛 𝑝𝑙𝑢𝑠 𝑝𝑟𝑒́𝑐𝑖𝑒𝑢𝑥.

8 3 24
                                    

Yeni gün, ama yine aynı şeyler. Her günüm aynı, doğan güneş her zamanki gibi tül perdemden hafifçe gözlerime yansıyor...

Bu sefer erkenciyim, çantamı takıyorum. Penceremin tam önündeki komodinin üzerindeki telefonumu alıyorum , üniforma için yine hazırlıklıyım.

Ahşap merdivenlerden inerken , elleriyle korkuluktan destek alıyor.

Won yine yemeksiz gidiyorsun. Okulda yemeden gelme!

Anne, aç değilim.yemeyeceğim, ama okulda yerim tamam!

------------------

Sonunda okula giriş yaptığımda, her zamanki gibi onun yanında birilerini gördüm. Şaşırmıyordum . O yakışıklıydı, popülerdi ve zekiydi. Biz benzemiyorduk. Farklı dünyaların iki insanıydık.

Seowon'u uzaktan görüyordum, Jinsung ile gülüyordu .

Sonra Seowon yüzünü bana çevirdi, göz göze geldik.

Beni gördükten sonra kollarını Jinsung'un kollarına götürdü. Elini tuttu ve bana arkasını döndürerek yürüdü, sınıfa gidiyorlardı.

Bahçenin ortasında sadece bakakaldım. Seowon, Seowon Jinsung'u benden uzaklaştırdı. Gözlerimin önünde bunu yaptı. Ve ben .. ve ben hiçbir şey yapamadan yalnızca baktım?



Evet ,Jinsung onla yakışırdı. Onun gibi popüler birine , onun gibi yakışıklı birine. Kendi gibi biriyle yakışırdı Jinsung. Benim gibi biriyle değil.

------------------

Bahçenin ortasında o şekilde durduğumu fark ettiğimde, dolmakta olan gözlerime ellerimi götürüp sildim ve derin bir nefes aldım.  Okula girip, lavabonun yolunu tuttum. Yüzümü yıkamam gerekiyordu.

Aynanın karşısında kendime baktığımda yine iğrendim. Gözlerim dolmuştu yine, kendimi tutamayan bir sulugözden başka hiçbir şey değildim zaten.

Ellerim musluğun başlığını kavradı. Ellerime hızla akan suyu avcumun içine aldım ve yüzüme fışkırttım.

Yüzüm kıpkırmızı olmuştu, her zamanki bendim.

Tam arkamı döndüğüm sırada Jinsung'u gördüm . Jinsung, beni deli eden Jinsung. Afalladım. Ayaklarım yerden kesildi. Hareket bile edemedim, Şaşırmış bakışlarla ucube gibi yüzüne baktım.

-Neden ağladın Won?

Konuşamadım.

-Şey, ağlamadım . Yüzümü yıkadım sadece!

-Ağlamışsın Sungwon, ben seni tanıyorum.

-Jinsung , bir nedeni yok. Sadece.. sadece duygulandım.

-Öyle mi? Benim duygusal
Wonnie'm duygulanmış mı?

Wonnie, bana taktığı lakap... Sadece onun ağzından duyunca bile delirecek gibi oluyorum..

Yine yapti, yine birden dibime sokuldu ve ellerini belime kavrayarak bana sarıldı. Yüzüm onun kıyafetlerinin içinde kayboluyordu. Onun kokusu. Vanilya gibi kokuyordu.

Ellerimle ona arkadan yavaşça sarılarak karşılık verdim sarılmasına. Bana bebeği gibi davranması beni çok utandırıyordu. Pardon, onun için değerli bir arkadaştım...

Ellerini belimden çekti, ayrıldık. Yüzüme baktı. Gözlerime. Bir anlığına utancımdan kurtulmak için gözümü kırptım. Gözlerimiz buluştuğunda kalbim acıyordu çünkü.

Ellerini saçıma götürdü yine. Saç tellerimle oynadı .

Kalbim bir havai fişek misaliydi. Anlatmayacağım, kelimelere dökemeyeceğim şekilde çarpıyordu.

Zilin sesiyle irkildim, anımızı zil sesi bozdu. Lanet okuyacaktım , sinirlendim..


-Hadi Sungwon, sınıfa gidelim. Bir daha durduk yere ağlama. Sen ağlayınca bende üzülüyorum. Hm?

Başımla onayladım. Jinsung önden çıktı.  Çıkar çıkmaz yüzümde kocaman bir tebessüm hissettim..

Tam çıkacakken içeri Seowon girdi, sinirle üzerime yürüdü.

Yakamdan tuttu ve beni duvara yapıştırdı,

Seowon, Seowon dur ! SEOWON DUR LÜTFEN!

Ellerini ağzıma götürdü ve tırnaklarını dudaklarıma batırdı, ağzımı kapadı.

Nefes alamıyordum, nefesim kesilecek gibi hissediyordum. Ayaklarım havadaydı, lavabo zaten  beni daraltıyordu. Kimse yoktu.

Bana sanki bir o##spuymuşum gibi delici bakıyordu , sanki ailesini öldürmüşüm gibi.

Jinsung'dan uzak dur, yoksa seni gebertirim.

Kulaklarımı çekti, bağırdı.

JUNG JİNSUNG BENİM! ANLADIN MI???


Başım dönmeye başladı, gözlerim karardı.

Ondan nasıl vazgeçebilirim Seowon..O benim herşeyim.



NOLUR...  beni bırak, nefes alamıyorum.. Lütfen.. SEOWON.. LÜTFEN!

Elleri yakamı bıraktı, sert bir şekilde yere düştüm. Gözyaşlarım üniformama düşmeye başladı. Canım yanıyordu.

Bana son bir kez iğrenç bir şekilde bakarak " dediklerimi unutma yoksa seni Jinsung'a rezil edene kadar durmam. "

Dedi.

Korktum.






Aglayacagim sanirim bolumleri bu aralar yazma istegim yok ama sizin icin yaziyorum hadi bakalim 😭😭


You're Just Lost in My BodyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin