"Çayır biçiyom çayır, yanıyom cayır cayır..."
Çalan alarmıma ilk defa sövmedim. Evet alarmım bu... Ve evet alarma sövmedim çünkü bu akşam büyük gün ve benim için heyecan verici bi akşam. Her seferinde ilk defa gidiyormuş gibi heyecanlanıyorum ama ne yapabilirim bende fanatik bir Galatasaray'lıyım. Ve akşam haftalardır beklediğim derbi var. Galatasaray Fenerbahçe. Alacağız ona şüphe yok.
Hayatı sorgulamam bitince heyecanla yataktan kalktım ve banyoda işlerimi hallettikten sonra kendime kahvaltı yapmaya başladım. Kendime mis gibi bi muhlama yapıp afiyetle yedim. Rize'den gelme herhalde muhlamayı her sabah olsa her sabah yerim. O kadar severim. Kahvaltıdan sonra yavaştan hazırlanmaya gittim çünkü gerçekten yavaş hazırlanıyorum. Arkadan playlistimden Mansur Ark'tan Maalesef açıp hem dinleyip hem söyleyerek hazırlanmaya başladım.
"Batacağımız kadar aşkın içine battık..."
Duşa girdim ve vanilyalı şampuanımla saçlarımı güzelce yıkadım ve ardından gene vanilyalı olan duş jelimi tüm vücuduma güzelce yaydım. Banyodan çıkıp hemen üstüme arkasında 53 Doğa yazan formamı giydim altına ise kot bi şort giydim. Dalgalı dolgun kumral saçlarımı kendi halinde açık bıraktım. Makyajı ise abartı olmayacak şekilde yeşil gözlerimi ortaya çıkaran güzel bir göz makyajı, azıcık tatlı renkte bi allık ve hafif kırmızı rujumla bitirdim. Ayna karşısında kendime baktım.
"Hay maşallah kızım"
Maç akşam 8'deydi ve şuan saat 5 olmuştu bile. Küçük siyah kol çantamı da takıp salonda masanın üstünde duran arabanın anahtarını ve telefonumu aldım. Evden çıkıp asansörü çağırdım ve bekledim. 37 katlık rezidansın 23. katında oturunca gelmesi o kadar da hızlı olmuyor tabi. Asansör gelince bindim. Girişe gelince asansörden indim ve arabamın yanına geldim. Arabaya yerleştiğim gibi telefonumu çıkarıp Deniz'i aradım. Birkaç saniye çalıştan sonra açtı.
"Alo, Doğa'm naptın?"
"Aşkım ben çıktım şimdi arabadayım sen hazır mısın geliyorum sana doğru."
"Hazırım hazırım. Ay kızım çok heyecanlıyım sayende ilk defa maça gidiyorum."
"Eee benim gibi bi arkadaşın varsa bu bi zorunluluk canom. Hadi kapatıyorum geliyorum sana."
"Tamam bebişim iniyorum bende şimdi. Öptüm"
"Bende aşkım hadi görüşürüzz."
Aramayı kapatıp telefonu arabaya bağladım ve listemden rastgele bi şarkı açtım.
Yaklaşık 10 dakika sonra Deniz'in evine gelmiştim. Deniz'in köşede beklediğini görünce kornaya bastım. Yerinden sıçradı salak kız. Ağzını okuduğum kadarıyla bana söverek geldiğini farkedince gülmem iyice artmıştı. Yan koltuğa binince hâlâ söyleniyordu. Gülmeyi durduramadığımı görünce gözlerini devirdi.
"Ya Doğa canım arkadaşım sende otistiklik var sanki ucundan"
Gülmem iyice artarken kendimi durdurmaya çalışırken cevap verdim.
"Niye nolmuşkine KAJZOWNLSMA. Nasıl da sıçradı ama.""Gerizekalı insan camdan falan bağırır ne biliyim dalmışım korktum."
"JWKSNQKSJ tamam tamam özür dilerim" Yanağına öpücük kondurdum. Biliyordum bu zayıf noktasıydı hemen yumuşardı. Öyle de oldu zaten.
"Kıyamıyorum sana biliyorsun demi."
"Biliyorum hayatım."
"Ay hadi sür çok heyecanlıyım zaten kesin yakından daha yakışıklıdır."
Deniz büyük Kerem Aktürkoğlu hayranıydı.
"Ay Deniz sende maç izlemeye mi gidiyorsun Kerem'i mi belli değil" derken arabayı çalıştırdım ve Rams Park'a doğru sürmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elleri Ellerime | Barış Alper Yılmaz
FanfictionBen özlemedim ki seni, kedi özledi...