Bi dakika ya. Barış Alper Yılmaz şuan benden numaramı istiyor. Ben sadece maç izlemeye gelmiştim amına koyayım.
"Eee tabi. Tabi vereyim. Numarayı yani. Ama telefonun yok ki. Yani var da yanında değildir şimdi." Allah'ım nasıl saçmaladım şuan.
Deniz kulağıma eğildi ve "Rezilsin cano..."
Rezilim demi...
Kerem kahkaha patlattığında hepimiz garip gözlerle ona baktık. Bakışlarımızı farkedince suratı yavaş yavaş korkuyla eski haline döndü. Birden Deniz'de kahkaha atınca Kerem daha fazla gülmeye başladı. Vücudumdaki tüm kan yanaklarıma gidiyor galiba. Gülmeyin. Boynumu eğip kediyle oynamaya başlayınca Barış sahte bir sinirle onlara kızdı.
"Gülmeyin oğlum" dedi ama onun da kıkırdadığını duydum. O kadar mı saçmaladım ya.
Kafamı kaldırıp sert gözlerle Barış'a baktım. Ona baktığımı görünce dudaklarını birbirine bastırıp gülmemeye çalıştı. Abartmayın.
"Yok sana kedi medi. Ben gidiyorum." dedim sinirle.
Gitmek için adım atacakken birinin kolumu sıkıca tuttuğunu hissettim. Arkamı döndüğümde Barış'ı gördüm.
"Ne var." dedim soğuk sesimle.
"Gel nereye. Çok komik konuştun kendini sende duysan sende gülerdin emin ol. Şakaydı hadi."
Haksız sayılmazdı gerçekten çok saçmalamıştım ve eminim ki komik gözüküyordum.
Uzatmadan geri döndüğümde Barış bana avucunu uzattı. Ne istiyor?
"Ne?"
"Ne ne kızım dedin ya telefonun yoktur diye. Doğru dedin telefonum yok. Yani varda yanımda değil ver telefonunu numaramı kaydedeyim."
Yaptığı imayla kaşlarım hızla çatılırken bi elimde kediyi tutup diger elimle telefonu sanki döver gibi eline bıraktım. Sabır çektiğini duydum. Asıl bana sabır. Bu öküzün sevilcek yanı yokki. Güzelim kızlar bu hayvanata niye aşıklar. Barış suratıma bön bön bakmaya başladı.
"Noldu?"
"Adın neydi bi dakika" dedi ve arkama geçip formamdan ismime baktı.
"Doğa, hayranım mıydın sen 53 yazmışsın. Neyse biraz sonra konuşalım bunu imza da veririm. Doğa telefonu verdin de ben şifreni nerden bileyim? Sen şimdi benim doğum tarihim yapmışsındır. Dur deniyim."
Ne saçmalıyordu bu? Tamam canım takımımın oyuncusu, severiz sayarız bağrımıza basarız falan da. Ne bu ego?
"En baştan başlayarak cevap vereyim. Hayranın değilim. Seviyorum ama tuttuğum takımın oyuncusu olduğun için. Ayrıca Rizeliyim. Tek Rizeli olan sen değilsin. Imza da istemiyorum. Ayrıca telefonu açmayı unutmuş olabilirim. Ve hayır doğum tarihin değil, ne zaman doğum günün bilmiyorum bile. Yeterli mi?"
Baya bozulmuş gibi duruyordu.
"Aç telefonu gireyim numaramı. Işim gücüm var."
Salak iki saat boş yapan sensin.
Telefonu elinden alıp, açtım ve geri uzattım. Numarasını tuşladı ve kendini kaydetti. Ne diye kaydetti acaba.
"Al" dedi ve yüzüme bakmadan telefonu bana uzattı. Niye bu kadar bozuldu. Bir kız ona ilk defa bu şekilde yaklaştığı için mi?
Telefonu aldıktan sonra kimseye birşey demeden arkasını dönüp soyunma odasına doğru ilerledi.
"Veteriner günü mesaj atarım!" dedim. Haber verende kabahat. Ses vermeden çekip gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elleri Ellerime | Barış Alper Yılmaz
FanfictionBen özlemedim ki seni, kedi özledi...