THREESOME ilişki içerir rahatsız olacaklar okumasın
Felix - melek
Hyunjin - şeytan
Minho - şeytan____________________
"Nerede bu kolye?"
Gözleri dikkatle yerde gezinirken uzaktan gelen uluma sesiyle irkilmiş ve ani bir saldırıya karşı hızla uzaklaşabilmek için kanatlarını açmıştı Felix. Saat gece yarısına yakınken neden bu saatte burada olduğunu sorguladı bir kez daha. Sonra kendine kızarak kaybettiği kolyesini aramaya devam etti cesaretini toplayarak.
Sabah arkadaşıyla piknik yapmaya ormana gelmişlerdi. Fakat şanssızlığından mıdır bilinmez annesinin ona hediye ettiği kolyesini ormanda düşürmüştü. Normalde bu saatte korkusundan buraya asla gelmezdi ancak o kolye çok önemliydi onun için. Biricik annesinin verdiği özel bir kolyeydi.
Dolunayın az çok aydınlattığı ormanda ilerlemeye devam etti. Kolyesi parlak olduğu için kesinlikle geçerken görebilirdi ancak hiçbir yerde yoktu. O kadar da daha önce geçtiği yollardan yürümeye dikkat etmişti.
Elbisesinin tülünün yanından geçtiği ağacın dalına takılmasıyla oflayarak çözmeye çalıştı hemen. Gözleri sürekli etrafı tarıyor, kendine zarar verebilecek en ufak şeyin yaklaşmasına karşın tetikte olmaya çalışıyordu.
Sonunda elbisesini ağacın dalından kurtarmasıyla sevinerek çok zaman kaybettiği için uzaklaştı hemen oradan. Yine gözleri yerde kolyesini aramaya devam ederken açıklık bir alana geldiğini fark etmemişti bile. Yürümeye devam etti.
"Hadi ama seni bulmadan gidemem, parılda bir şey yap hadi." Kendi kendine söylenerek ilerlerken sağ ayağıyla attığı adımla birlikte gözünü alan kırmızı ışık bir anlığına gözünü kamaştırmasına sebep olmuştu. Neler olduğunu anlamak için gözünü açtığında ise direkt etrafına bakındı. Etrafını saran ve çıkmasına izin vermeyen saydam, ince duvarla gözleri kocaman açıldı. Birkaç metre ilerde bulunan eve baktı ardından. Şeytan üçgeni tuzağına yakalanmıştı fark etmeden.
"Ne yapacağım şimdi?" Alanı dar olduğundan dolayı kendi etrafında dönerek bir çıkış yolu ararken kendine doğru yaklaşan konuşma seslerini işitti, hemen sonrasında ise görüş açısına giren ve her hallerinden belli olan iki şeytan...
"Olamaz, olamaz, olamaz." Panikle ne yapacağını düşünürken az önceki iki şeytan çoktan yanına varmıştı bile. Korkuyla ikiliye bakarken kollarını bedenine sarmış, daha fazla bakamayacağını anladığında başını öne eğmişti.
"Vay vay vay kimleri görüyorum? Küçük bir melek tuzağımıza yakalanmış."
Alayla konuşan şeytana karşı diğeri şaşırmış bir ifadeyle küçük meleği süzmeye başladı. "Tuzağının işe yarayacağını sanmazdım Hyunjin. Üstelik bir melek bu."
Gururu okşanan kızıl saçlı şeytan başını onaylar anlamda salladı ve tuzağa doğru yaklaşarak meleğin gözlerine bakmaya çalıştı eğdiği başıyla. Gördüğü güzel yüz büyülenmesine sebep olurken arkasında kalan şeytana döndü.
"Baksana Minho, o çok güzel."
Siyah saçlı şeytan da yaklaştı Hyunjin'in yanına. O da eğilmiş, korkuyla titreyen meleğin yüzüne bakarken Felix üstündeki bakışlardan rahatsız olarak ellerini yüzüne kapattı. Boğuk sesiyle konuştu ardından.
"Ben kolyemi kaybettim, gördünüz mü kolyemi?" Felix'in söylediği üzerine iki şeytan birbirine baktı, Hyunjin sırıtarak cebindeki kolyeyi çıkardı ardından.
"Bu kolyeyi mi diyorsun? İlerdeki ağaçların orada bulmuştum."
Ellerini hızla yüzünden çekti Felix duyduklarıyla, Hyunjin'in elinde salladığı kolyeye baktı ardından. Gözleri sevinçle parlarken Hyunjin'in kolyeyi tekrar cebine sıkıştırmasıyla yüzü yavaşça solmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Øhh Baby / hyunholix / oneshot
Fanfiction"Hyunjin." "Hm?" "Biz şimdi Felix sayesinde biyolojik olarak öpüştük."