5+5

276 23 31
                                    

Elindeki yara bantlarına baktıkça çocukluk anıları depreşiyordu sarışın çocuğun. Küçükken kardeşi Suden her zaman düşer ve bir yerlerini yaralardı. Abisi olarak da evdekiler ona kızardı. Küçücük çocuğa sahip çıkamadığı için lakin atladıkları bir şey vardı. Semihte daha küçük bir çocuktu. O da çoğu zaman futbol oynarken düşer ve bacaklarını kanatırdı ama kimseye söylemezdi ya da Suden gibi ağlayarak annesine koşmazdı. O ağlayarak koşsa Sudene bir şey olduğunda kendisine kızdıkları gibi ona bir şey olunca da Sudene kızacaklarını ve hatta bir daha dışarıya çıkmaya izin vermeyeceklerini düşünürdü çünkü. Suden ise abisinin düştüğünü her zaman görmese de haberi her daim olurdu. Abisinin kardeşi gibi gördüğü Mustafa kendisinin de yakın arkadaşıydı. Semihe ne zaman en ufak bir şey olsa çaktırmadan Sudene haber verir ikisi birlikte gelip abilerini kaldırırdı. Sudenin aksine Mustafa her daim Semihin dibinde biterdi. Birlikte futbol oynar Sudene sataşanları birlikte döverlerdi. Sudense genelde Abisi ve Arkadaşının kendisini her daim koruyacağım ve arkasında olduklarını bildiği için gelen özgüvenle kafasına göre takılıp başını belaya sokmayı seven sakar bir tipti. Semih geçmişine kendi kendine gülümserken Barış, gülümseyerek bir şeyler düşünen çocuğu izliyordu. Yara olduğu için kaşınan avuç içlerini kaşıdığında ise istemsizce ağzından çıkan kısık sesli inlemeye engel olmamıştı. Yarayı kaşıdığı için canı yanmıştı.

Barış : " ahh! Kahretsin..."

Düşüncelere dalmış gülümseyen Semih ise sonunda Barışın acı dolu inlemesiyle kendisine gelebilmişti. Çocuğun acı dolu suratını görünce kendisinin gülümseyen yüzü yerine de endişeli bir ifade yerleşmişti.
Hızla kıvırcık çocuğun avucunu kendisine doğru çekmiş, steril mendillerden bir tanesini çıkardığı gibi yarayı temizlemeye başlamıştı. Mendilin içeriğindeki alkolden dolayı canı yanan Barış ise istemsizce yüzünü buruşturmuştu. Semih çocuğun yüzünü buruşturduğunu farkedince üzgünce ona bakındı.

Semih : " Özür dilerim Barış.. Alkolün canını yaktığının farkındayım ama üflersem yara benim partiküllerimden mikrop kapabilir o yüzden bir şey yapamıyorum..

Barış :" parti ney? Ayrıca saçmalama sarışın Alkolden canımız yansaydı alkol içmezdik. "

Semih : Partikül Barış Partikül... Alkol canını yaksa da içmesen keşke aslında iyi olurdu.

Barış : " Ne biliyim oğlum ben partikül müdür partikömür müdür herneyse. Paşamıza bak sen içme diyosan içmeyiz ya tek istediğin alkol içmememiz olsun ya

Semih : Yaa gerçekten mii? Lafa tutma beni ya daha mükemmel ötesi bantlarımdan yapıştırcam.

Barış : Sustum katil civciv. Senin ellerindeyim inşallah ölmeyiz.

Semih Barışa aşkolsun dercesine yandan bir bakış atıp kilitli poşetin içinden çıkardığı Spidermanlı yara bantlarından birini aldı ve açarak temizlediği yere yapıştırdı. Barış şaşkın şaşkın yara bandının üzerindeki figüre bakıyordu. Spiderman ne alakaydı be?

Semih : Derdine derman Spiderman da derdine derman Spiderman!

Barış : Ne?

Semih : Of barış hiç bir şey anlamıyorsun Facebooktakı yaşlı  dayılar gibisin!

Barış : Sen bana yaşlı mı demek istiyorsun Sarı civciv? Ayrıca sen nerden biliyorsun dayıları He?

Semih : aşkolsun ne yaşlısı barisim ben bilirim

Barış : Neyse neyse bu spiderman ne alaka harbiden

Semih : Küçükken kardeşim hep düşer bir yerlerini yaralardı. Abisi olarak pansuman görevi dr bana düşerdi tabii. Düştüğünde hemen yarabantlarımla koşar yanına giderdim. Kucaklardım düştüğü yerden daha çok acımasın canı diye sakin bir yere geçip ona aldığım hello kityli bantlarla hem yaralarını kapatırdım hemde süslerdim neresini yaraladığını anlamasın diye. Bir gün bizim çocuklarla halısaha yapıyoruz mahalleler arası. Yaşım küçük ama kritik hamlelerim oluyor iyi gol atıyorum diye alırlar beni takıma neyse tam ceza sahasının önündeyim şutu çekebilsem golümü atıcam ama etrafımı sardı karşı takım pas verebileceğim insan yok hepsini tutuyorlar. Yaşım itibarıyla boyum kısa onlardan boyumu kullandım sıyrıldım aralarından sıyrıldığım gibi attım golümü. Karşı takım yedirememiş olucakki tam sevinicekken çelme taktılar bana. Bende koşuyorum ama koşarken çelme takılınca bir yapıştım yere sürüklendim biraz. Dizlerim parçalanmış, yüzümde çizikler var canım da nasıl yanıyor. Tribünden kardeşim Suden indi ağlaya ağlaya yanına koşuyor arkasından da yedek kulübesinden Mustafa Erhan, sakin olmasını söylüyor Sudene ama o da ağlıyor bir yandan bana bir şey oldu korkusuyla çünkü sağlam düştüm. Suden bakıyor gülüyorum bir tane yapıştırıyor enseme dengemi sağlayamadım bir daha düştüm yüz üstü. Normalde düşmem sert vurmadı ama kafam tam yerine gelmemişti ondan oldu. Ben böyle düşünce Suden daha kötü ağlamaya başladı. Bizim Musti de söyleniyor ne diye vuruyorsun görmedin mi halini diye bu sefer daha çok ağlıyor bizimkisi. Benim gözler kapalı ama bilinç yerinde. Yine de sesimi çıkarıp iyiyim diyemiyorum kardeşime. Bizim mahalledeki abiler sağ olsunlar kucakladılar götürdüler beni bir kenara. Başımda benim cadalozla Musti. Cadaloz cebinden çıkarıyor bizim kilitli poşetlerden aynı bu şekil steril mendil ve Spidermanlı yara bandı bulmuş nerden bulduysa neyse temizlediler bir güzel yaralarımı sonra her yerime bant yapıştırmaya başladılar yaralarım başta olmak üzere. Ardından bir de sorucağımı bildiği için açıklamasını da yaptı bana yarabandının. "Sen hem bizim hemde mahallemizin kahramanı olduğun için spidermansin bu yüzden bundan sonra her yaranı bunlarla kapatıcaz abicim" Gerçekten de ne zaman yaralansam hep yanımdaydı Spidermanlı yara bandı. Şimdi kardeşimden uzaktayım ama o hala yanımda şimdi de sana kısmet oldu baksana.

Semihin bu güzel anıyla gözleri dolmuştu istemsizce. Ne zaman hatırlasa hüzünle gülümserdi. Kardeşini Sudenini çok özlemişti. Beşiktaş ta olduğu zaman Mustisini görse bile şuan yanında o da yoktu. Kardeş özlemi yakmıştı içini. Barış karşısındaki çocuğun birden duygusal bir anıyı kendisiyle paylaşmasını beklemediği için şaşkın olsa da avuvundaki yara bandını anısını sevmediğini söylemek büyük yalan olurdu. Sırıtarak poz vermiş spidermana bakıyor, bulduğu yerden kendisininde alması gerektiğini zihnine not ediyordu. Bir yandan da karşısındaki çocuğa teşekkür etmeyi tabii ki...

Barış : Teşekkür ederim Semihim... Artık benimde süper kahramanımsın kendine üçüncü bir baş belası edindin hazırlıklı ol.

Semih : Başımın illa bir belası olucaksa sizin gibi olsun Barış sesim çıkmaz. Her zaman tam teşkilatlı beklerim sizi.

Barış : Şapşal çocuk gel buraya

Semih hızla kendisini çağıran kıvırcığın yanında atmıştı kendini. Geldiği gibi kendisine sarılan kollara sımsıkı sarılarak karşılık vermiş. Dolan mavileriden süzülmek için bekleyen yaşlara izin vermişti. Kıvırcık çocuk, omzunda nemlilik hissetmesiyle sarmaladığı çocuğun ağladığını anlamış. Başını okşayıp sırtını sıvazlayarak rahatlamasını sağlamıştı. Sarışın çocuk bir süre geniş omuzda ağlamış rahatladığını anladığında ise kendini yavaşça geriye çekmişti. Ağlamaktan kan çanağına dönmüş mavileri, kızarmış burnu ve yanaklarıyla dudaklarını büzerek karşısındaki kıvırcığa mahçubiyetini belli ediyordu. Kıvırcık ise gülümseyerek onu teselli ediyordu.

Semih : Özür dilerim Barış bir anda ağlamamalıydım ama çok özledim onu. Formanı da mahvettim. Çok üzgünüm cidden.

Barış : Saçmalama Semihim. Özlemen gayet normal bir şey kardeşin o senin ben götürürüm hatta yanına şu milli maçları bi atlatalım. Ayrıca formanın mahvolduğu falan yok sadece birazcık göz yaşı ve belki bir iki sümük.

Semih : HEYY! Ben sümkürmedim formaba sadece biraz göz yaşı barındırıyor...

Barış : Aynen yavrum aynen Hadi önce bir lavaboya girip elini yüzünü yıkayıp seni toplayalım ardından da doğru yemeğe! Sakın kaçabileceğini düşünme bir şey yemiyorsun demi bir deri bir kemik kalmışsın. Ben senin yaşındayken çiğ etle beslenirdim çiğ etle! Hey gidi günler hey...

Semih yalancı gülümsemesiyle heyecanla kendini çekiştiren Barışı takip ediyordu. Barışa söyledikleri doğruydu fakat eksikti. İçini yiyip bitiren yemek bile yeme isteği kalmamasını nedeni farklıydı. Tamam bir nebze burada dışlanması da vardı lakin asıl sorununun yanında o sadece bu işin tuzu kalıyordu. İçinden Rabb'ine yine de şükür edip duasını etti. Her şeyin düzelebilmesi için...

________________________________________________________________________

Git gide saçmaladığımı düşünmeye başladım....

Bu Musti bizim Musti he Hekimoğlu olan 91 numara olan. Suden kaç yaşında bilmiyorum ama bu ficte Mustiyle yaşıtlar.

Bu bölüm biraz daha semihin anılara indik. Oyls

FesupanallahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin