Cam parçaları her yerde. "Bu odayı tümden çöpe atmalı" dedi. Ya anıları...
"Bad memory easer" böyle bir dizi vardı. Keşke kötü anıların hepsi silinse. Dönmemek üzere gitseler.
Kapıyı kapattı. Bahçedeki eski, kırık sandalye gözüne ilişti. Tabakta yarım elma. Yarım elma gönül alma.Gitmişti yarısı. Kırık, yarım, parça ne varsa etrafta, dikiliyorlardı karşısına.
Sessizdi ev.Kimse yoktu sanki kendi de. Saat yarımı gösterdi. Fırındaki keki hatırladı birden.
İki parça üst üste. Eveeeet!! İşte bol kremalı pasta! "Mutluyum, Mutlusunuz, mutlular..."
Sürahiye içeceği kadar doldurdu suyu. Taşmamalıydı. Fazlası israftı tabi.Ekmeğin fazlası, suyun fazlası... Durdu. Peki ya Sözlerin fazlası?
Çardağa oturdu elinde çatal ve tabak . Ay parıl parıl, gece karanlık.
Kendi kendine :
"Mmm! Kek de çok tatlı olm..." cümlesi yarım kaldı. Öksürdü. Geçmedi boğazından. Hala öksürüyordu. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Nerdeydi şu sürahi? Arkasını döndü.
Ona doğru koşuyordu telaşla biri elinde bir bardak su.
Parçalar bütün oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hisler
Short StoryKalbimi kalem ile kağıda açmadan önce gözlerimi sana açtım... (Deneme tarzında kısa yazılar)