Buzdan katliam

5 1 1
                                    

Mert abimin bana iki gün önce yaptığı uyarıyı ve azarlamalar bir kulağımdan girip diğerinden çıkmıştı, sadece bunu o bilmiyordu ancak öğrenmesi çok zaman almayacaktı. Belki bir iki gün belki bir gün.

Herşey istediğim gibi ilerliyordu. Herşey hazırdı ayrıca avımı benim almama bile gerek kalmamıştı yani evinin krokisini boşuna ezberlemiştim neyse kızını ziyarete giderim artık. Gürsel beyciğim ona gönderdiğim artistik patinaj gösteri davetiyesi yardımıyla ölümüne tıpış tıpış gelmişti.

Hayatımda hiç bir gösteri davetiyesi bu kadar işeme yaramamıştı.

Düşüncelerimden sıyrılıp patenlerimi ayağıma geçirdim ve hüzün ortasına ilerleyip kendi etrafımda döndüm.
Dönüşümü tamamladıktan sonra belime bağladığım ses kayıt cihazını çalıştırdım.

"Bir gösteri davetiyesi seni ölümüne yani bana getirdi Gürsel bey. Düşündüğümden daha aptalmışsınız ancak bunda bir problem yok aksine beni yormadığınız için size minnettarım. " Son cümlelerde ses kayıt cihazının sesi alaycı bir tona bürünmüştü, elbette ona minnet duymuyorum.

Hızımı arttırdım,benden biraz ileride tavandan ve yerden sarkan zincirler ile olduğu yere sabitlenmiş eyrafına anlamaz gözlerle bakan Gürsel beye doğru kaymaya başladım. Benim ona doğru kaydığımı fark edince kafasını korkuyla iki yana salladı lakin pek umurumda değildi.

Hzızmı ayarladım ve Camel dönüşümü gerçekleştirerek karnına patenlerim ile bir yarık attım. Attığım yarık derindi ancak ölmesi için yeterli değildi.

Gürsel beyciğimden acı dolu bir nida döküldü bende bunun üzerine keyifle dolu bir kahkaha patlattım.

Buz pistine birkaç kez turlayarak nefes alış verişimi düzene soktum daha sonra kendimi Gürsel beyin tam karşısında durdurdum ve bacağıma bağlı olan bıçaklarımdan iki elimde aldım.

İçimdeki kin dolup taştı, histerik bir kahkaha daha.

Two-foot spin,kontrolüm dışında yapmıştım elerimi ilk öncek yan taraflarıma açmış dönmeye başlamış ve kollarımı yukarı kaldırıp geri indirip bıçaklar dışarıda kılcak şekilde kendime sarıp hızımı arttırmıştım.

Ben dönerken bir flash patladı büyük ihtimalle kurduğum kamera bunu şams eseri fotoğraf çekmişti. Güzel bir denk geliş oldu.

Dönmeyi bitirdiğimde, bebekler gibi ağlayan kurbanım çevirdim yönümü.
Kayarak yaklaştım ve elimdeki bıçaklardan birini boğazına dayadım, diğer elimdeki bıçağıda göğüslerimin ve toz pembe kostümüm arasına keskin tarafı çeneme bakacak şekilde sabitledim artık boş olan elimle gözyaşlarını silebilirim.

Sol elimi kaldırdım ilk önce göz yaşlarını usulca sildim sonra boğazına bastırdığım bıçak ile bir kesik attım ve attığım kesikten yavaşça akan kanı parmağıma alıp dudaklarından yanaklarına kadar uzanan bir gülseme çizdim.
Gürsel bey bana korkuyla bakarken, ben çizdiğim gülümsemeye karşılık verdim.

Aynısını gözlerinede mi yapsak Talya? O zaman paylançoya benzer, kişiliği gibi.

Şuan değil seni küçük şeytan hem eğlence daha yeni başlıyor, biraz daha kan'a ihtiyacmız var sonra onu ister paylanço yaparız ister bir zombi herşey bizim zevkimize ve onun yaptığı şerefsizliklere bağlı.

Merhametimize de bağlı değil mi, Talay?

Hayır küçük şeytan onlar merhametimizi hak etmiyorlar,hem unuttun mu?şerefsizlere karşı içimizde bu duygu bir daha yanmamak üzere sönük.

Ben içimdeki küçük şeytan ile konuşurken Gürsel beyciğim bana ettiği küfürleri duymamıştım ancak şuan duyordum.

Bir bebek gibi ağlayaıp bana küfür ediyordu. Ses kayıt cihazını çalıştırdım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 22 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

APOLLONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin