mint choco👎yeonjun
kanka asik bence bu arada 😝beomgyu
sus dusunuyorumsoobin
noldu yineyeonjun
sınıf grubunda beomgyu deneme sonuclarını istemistitaehyun attı bu da teşekkürleRR yazdı işte 🤨
sonra bu taehyunun arkadası hueningkai
kanka asik bence bu arada yazmıs iste
taehyunda gotunu sikeyim demis
sahsi fikrim taehyun beoma asik
soobin
ss atabilirdin?yeonjun
keyfim boyle anlatmak istedi?soobin
tamam askim 🙂↕️beomgyu
ya aralarında tasak geciyolardır belkisiz yapmıyo musunuz sanki
yeonjun
abisi sen hoslanıyosun ama?beomgyu
yok oyle bi seysoobin
niye teşekkürleRR yazdın o zamanbeomgyu
elim kaymıstırsoobin
inandım su anyeonjun
taehyun senden hoslansa ne olacakbeomgyu
taheyun bendwm mi hosldnıyoesoobin
taehyundan hoslanmıyo bu arada?yeonjun
asla oyle bi sey söz konusu olamaz?beomgyu
susunkonusmicam sizinle daha
soobin
isine gelmiyo&
Elimdeki kalemi test kitabının üzerine bıraktım. Şu an serbest çalışma saatiydi. Herkes tek başına çalışıyordu. Normalde tek otururken bir süredir Taehyun'la oturuyorduk. Ama o şu an sırasında değildi.Karnım acıkmıştı ve saatte ona yaklaşıyordu. Az bir süre daha çalıştıktan sonra sonunda serbesttik. Matematik notlarımı son kez kontrol edip yavaş yavaş toparlanmaya başladım. Taehyun hala gelmemişti, istemsizce meraklanmıştım. Niye gelmiyordu?
Çıkış saati gelince yanımdaki masaya baktım. Hala toparlanmamış kitaplar vardı. Kapıya baktım ama orada da bir haraketlilik yoktu. Oflayıp Taehyun'un eşyalarını da çantasına koydum. Gerçekten beni uyuz ediyordu.
"Beomgyu, gelmiyor musun?"
Yeonjun bana seslendiği de kafamı Taehyun'un eşyalarından kaldırıp ona baktım. O çaktan hazırlanmış, kapı ağızında Soobin'le beni bekliyordu.
"Yok, siz gidin."
Biraz ısrar etsede onları gönderip sınıfta Taehyun'u beklemeye koyuldum. Zaten Soobin'de kalacaktı bugün Yeonjun. Onların evi de bana ters olduğu için beraber çıkmamıza pek gerek yoktu.
Taehyun'u bekliyordum. Neden yaptığım hakkında bir fikrim yoktu. Son zamanlarda onunla vakit geçirmek eskisi kadar can sıkıcı gelmiyordu. Belki artık sıra arkadaşı olduğumuz için ona alışıyordum. Eh, ne kadar sinir bozucu olsa da sempatik biriydi. Yakışıklıydı, komik ama hadsizdi. Yavşak herifin tekiydi, önüne gelenle flörtleşiyordu ama buna rağmen başarılıydı. Zekiydi ve sportifti. Şimdi düşününce, ideal erkek arkadaş değil miydi? Güldüm. Hayır, değildi. Ben gözümde çok büyütmüştüm sadece. Yani o sınıf kapısından girip bana parlayan gözlerle bakmadan önce böyle düşünüyordum.
"Beomgyu?"
"Gelebildin sonunda."
Sitem edercesine konuşup yaslandığım sıradan kalktım. Elimdeki çantasıyla ona yaklaşıp uzattım. Zaten montunu giymiş, atkısını da takmıştı.
"Sen mi topladın çantamı? Ayrıca beni mi bekledin?"
"Kafanda kurma. Şizofreni belirtisi bunlar."
Çantasını onun eline sıkıştırmış önden önden ilerlerken kocaman bir kahkaha atıp bana yetişti.
"Ha yani bunları benim için yaptın. Neden peki, hm?"
Neden? Ben de bilmiyordum. İçimden gelmişti. Günümü onu görmeden kapatmak istememiştim. Meraklıydım ayrıca. Bunca saattir neredeydi?
"Sen neredeydin bu saate kadar onu söyle."
Dişlerini sıkıp derin bir nefes aldı. Sonra küçücük gülümsedi. Okuldan yeni yeni çıkıyorduk, hava da epey kararmıştı.
"Biri bana çıkma teklifi etti. Bir kız."
O an şimşek çaktı sandım. Tam böyle başımın üstüne bir tane şimşek çaktı sandım. Ne ses çıkardım ne de yürümeye devam ettim. Sadece Taehyun'un yüzüne umutla baktım. Reddetmiş olmasını umarak ona baktım.
"Sen ne dedin?"
O da benimle durdu. Yüzündeki küçük gülümseme büyüyordu.
"Ne dememi isterdin?"
Reddetmesini isterdim. Ondan hoşlanmıyordum ama reddetmesini isterdim.
"Bana ne diye soruyorsun?"
Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Okul bahçesinden daha çıkmamıştık. Sokak lambası biraz gerimizde kalmıştı, loş ışıkta gözlerinin parladığını görebiliyordum. Her zaman güzel gözleri olduğunu düşünmüştüm zaten.
"Reddettim."
Yüzünü daha da yaklaştırdı. Bir iki adım geriledim. Ama engelledi. Belimden tuttu. Yutkundum bende. Reddetmiş olmasına sevinen zihnimin gerçekliği beni şaşırtmamıştı. Ama Taehyun giderek beni şaşırtmaya devam ediyordu. Nefesini kulağımın dibinde hissedebileceğim bir yakınlıktaydı şu an.
"Sevindin mi Beomgyu?"
"Sevindim."
Ardından kulağımda küçük bir kıkırtı. Bana büyü yapmıştı. Başka zaman olsa tersleyeceğim, aşırı tepki vereceğim ve küfredeceğim bu soruya en saf hislerimle doğru cevabı vermiştim.
Belimdeki elini çekip önden ilerlemeye başladı. Arkasından izledim onu. Beni bu şekilde bırakıp gitmesi hiç hoş değildi. Ona kızacaktım ama pembeleşmiş kulaklarını görmem bundan vazgeçmeme sebep oldu. Sanırım bir şeyi kabul etmem gerekiyordu.
Kang Taehyun'dan etkileniyordum.