Bardaki Çocuk||Minsung

Bölüm 1 :>

Merhaba ben Han jisung,azgın bir gencim :D yani herkes beni böyle tanıyor. Peki siz hikayeyi okurken beni nasıl tanıyacaksınız? Bunun tek bir yolu var okuyup öğrenmek :)

Ben 20 yaşında yatılı okulda kalan bir gencim,oda arkadaşım felix ile çocukluktan beri arkadaşız(niye felix sormayın jilix ikilisi çok iyi) Felix ile barlara gitmeyi seviyoruz ancak hyunjin her gün felixe izin vermiyor bu yüzden bazen tek başıma gidiyorum.

Ah,hyunjin kim mi? Felixin barda tanıştığı sevgilisi,3.yılları olacak çok yakışıyorlar. Burada lisedeki tüm arkadaşlarım var bazen topluca gezmelere gittiğimiz söylenebilir ancak bir yoldan sonra hepimizin iletişimi azaldı.

Bu gün yine bara gitmek için hazırlanıyordum. Felix ile hyunjin ise yan odada bara gitmek için kavga ediyoru Felix'in bu gün gelmesini çok istiyordum çünkü kafa dağıtmaya ihtiyacımız vardı,ancak Hyunjin Felix'in eve sarhoş dönmesini istemiyordu. En son kulak misafiri olmuş olabilirim huncin abimiz Felix'i yatağa atacakmış felix ise hemen kabul edip bu gün gelmeyeceğini söyledi.(felix kendine gel)

Ne yani cidden gelmiyor muydu? Ahh onlar bir çift bu onların en doğal hakkı bence bu gün tek gitsem iyi olur :)

Üstümü giyindikten sonra instagram hesabıma fotoğrafı yükleyip açıklamaya:Bar kombini :>> yazdım.

(Fotoğrafı şuan koyamıyorum en sona koymayı deneyeceğim)

Anında beğeniler gelmişti bile ah ne güzel bir şey seveninin olması,yorumlara girmem ile bana aşık olan kızları görmem bir oldu varoş varoş kızlar bana aşıktı,ben gayim aq bune ya.

Yorumları siklemedim ve evden çıkıp bara doğru yürümeye başladım.

Bara vardığımda Suga'ya her zamankinden dedim Suga ile uzun süredir tanışıyoruz çok kafa dengi biri,masama istediğim rakı gelince içmeye başladım,fakat bu gün barda bir tuhaflık vardı suga üzgün ve bar her zamankinden daha gürültülüydü.

Gürültünün geldiği kısıma doğru kafamı çevirip baktım kızlar erkekler bir masanın etrafını çevreleyen bir çember oluşturmuştu. Şaşkın gözler ile Suga'nın yanına ilerledim ve ne olduğunu sordum.

J:Noluyor burada olm?
S:Bara çok yakışıklı,taş gibi bir çocuk gelmiş
J:ppff çok mu yakışıklı?
S:olm ciddiyim taşşakları yenir øh
J:azmayalım lütfen 🤗
S:adı Lee Minhoymuş
S:23 yaşında ama taş gibi adam olm
J:bi bakayım neymiş bu TAŞ ADAM!
S:bak bakalım kurnaz tilki!

Yavaşça masaya doğru ilerledim kalabalıktan çemberin içine giremiyordu insan arkamı döndüğümde piç gülüşü atan suga'yı gördüm ne çeviriyordu bu ahh!

Masaya yaklaşınca insanlar beni tanıdığından hemen bir yol açtılar,karşıdaki sandalyeyi çekip bay Minho'nun karşına oturup ona baktım. Harbi taş aq ne bu olm. Yaslandığı yerden kafasını yana doğru eğip bana hafif bir şekilde sırıttı,bu hali bile çok çekiciydi onun taklidini yapıp ona güldüm, masaya doğru yaklaştı ve eğildi.

Gözlerimin içine bakan parlak gözleri onu o kadar paha biçilemez bir hale getiriyordu ki şu an inanılmaz güzelliğe sahip bir meleğe benziyordu. Bana yaklaşıp güldü,ardından söze girdi. "Gözlerinle yiyip bitirdin beni,ne o çok mu etkiledim seni?" Dudaklarına bakmaya başladım gözümü kırpmadan yüzünün her santimini inceliyordum dudakları çok güzeldi sürdüğü lip balm dikkatimi dağıtıyordu,kendime gelemiyordum neler oluyordu  bana? 

Kekeleyip geriye doğru gittim ve dalga geçermişcesine "ppfff sen beni? Hahah güldürme beni Minho"şu an neler olduğunu bilmiyordum kalbim olması gerekenden daha ve daha hızlı atıyordu,ona karşı bir şey mi hissediyordum? Üstelik daha yarım saat bile geçmemişti tanışmamızın üzerinden.

Etrafımızdaki insanlar yavaş yavaş dağılmaya başlıyordu, Minho bana bakıp sırıtıyordu tek yaptığı kafasını yana eğip bana bakıp sırıtmaktı nasıl bu kadar çekiciydi bu?

Yavaş yavaş giden insanlara bakıp bakışlarımı Suga'ya çevirdim bana bakıp şu bakışı atıyordu: "øh øh yenir maşallah çok yakışıyorsunuz"  Suga bir ibneydi dediği her ship tutuyordu nasıl yapıyorsa artık.

Önüme döndüğümde ellerini masaya koyup bana yaklaşsan Minho'yu gördüm geri geri çekilip nefesimi tuttum,insanlar bizi çekiyordu ne yapıyor bu salak,geri geri gitmeyi durdurup bende ona doğru gitmeye başladım.

Minho kaşlarını kaldırıp sivri bir sırıtıp geri çekildi,ne yapıyorduk biz Aq bir o bana geliyor bir ben ona gel git oyunu mu bu ?

Masadan kalkıp Minho'nun sandalyesinin arkasına geçtim ve ellerimi omuzlarına atıp kulağına doğru eğildim.

"Lanet olası çekiciliğin beni etkiliyor,kahretsin çok çekicisin"

Arkasından çekildim ve barın çıkışına doğru yürümeye başladım,ancak arkamdan çıkıp peşimden gelen Minho'yu fark etmemiştim.

Bir çift el beni belimden tutup ara sokağın duvarına ittirdi. Karşımda duran Minho ile kafayı sıyırmak üzereydim. Aman tanrım lütfen yardım et içimden yalvarıyordum.

Minho yaklaştıkça yaklaşıyordu nefesini yüzümde hissediyordum,dudaklarıma bakıp bana bakıyordu.

Yüzüme bir bakıp sırıttı,neler olduğunu anlamaya çalışıyordum ancak anlayamıyordum.

Minho yavaşta yüzüme yaklaştı ve "Lanet olası çekiciliğin beni etkiliyor,kahretsin çok çekicisin" dedi. Dur bir dakika bunu az önce barda ona ben söylemiştim!

Yüzümü yana çevirip tutmuş olduğum nefesimi verdim kalbim o kadar hızlı atıyordu ki göğüsüm inip kalkıyordu ve Minho bunun farkındaydı.
"Tüh biraz heyecanlandın sanırım" geri çekildi ve ellerini arkasında birleştirdi.
"Hadi git bakalım kurnaz tilki"

Ona dönüp dil çıkarıp "aptal tavşan" deyip oradan uzaklaştım Minho ise sadece gidişimi izliyordu,az önce ne yaşadım ben bunu Felix'e anlatırsam 10 yıl bu an ile dalga geçer bu yüzden şu anlık söylemeyi düşünüyordum bu düşünceler aklımı kurcalarken okula varmıştım anahtarı deliğe sokacaktım ki odadaki inleme seslerini duyup Chan hyungun odasına gittim.

835  kelime olmuş maşallah umarım iyi bir başlangıç yapmışımdır oy ve yorumlarınızı bekliyorum iyi günler kar çiçeklerim :)