Bölüm 4 :>

6 3 1
                                    

Hadi son gaz devam edelim sakuralarımm okuyanlar bide bir minnak oy atsa :)

keskin kokusu beni etkiliyordu,hemde derinden etkiliyordu...

SMUT DENMEZ AMA KİSS SAHNESİ VAR :)!

Ani bir hareket ile dudağıma yapıştı,alt dudağımı esir almış durumdaydı. Şaşkınlıktan ilk saniyeler sadece minik mırıltılar çıkartıyordum,kendime gelince karşılık verip üst dudağını esir aldım,bu kadar hırslı olabileceğini düşünmüyordum. İştahlı ve hızlı bir şekilde öperken elleriyle her kızın hayali olan o incecik bele doyasıya sarılıyordu Minho,hayatında gördüğü en güzel ve sahip olunmak istenen bel şu an Minho'nun kolları arasında tutsaktı...

Ellerim istemsizce omuzlarını bulmuştu Minho'nun nefessiz kalacak duruma gelmiş olmamıza rağmen ikimizde durmuyorduk peki neden? Neden bunu yapıyorduk? Durmak istiyordum ama ruhum bunu istemiyordu istemsizce oluyor ve duramıyordum neydi bu? Aşk denilebilir miydi ki bu şeye?

Bu derin ve anlamlı öpüşmeyi sonlandıran nefessiz kalışım olmuştu,kafamı geriye yatırıp derin ve hızlı bir şekilde nefes alıp veriyordum şu an yaşadığımız duruma şu şey denilebilirdi 'Kalbim yerinden çıkacak gibiydi'

Minho yüzünü  boyun girintime sokup hızlı bir şekilde nefes alıyordu ama belimi bırakmıyordu sanki bir daha hiç tutamayacak gibi sımsıkı ve derin bir tutuştu bu,kim bilir belki son değildi ancak oladabilirdi.

Nefes nefeseyken ancak şunu söyleyebilmişti iki kolun arasındaki minik bey efendi "beni seviyorsun,biliyorsun"

Karşılık olarak ise aldığı cevap şu idi
"Bilmem biliyor muyum? Evet, biliyorum!"
Dudaklarından minik kıkırtılar dökülüyordu bunu söylerken. Biraz geri çekilip kahvelerini buluşturdu küçük bey efendinin kahveleri ile ardından yanağına minik bir buse kondurdu ve geri çekildi Minho.

Jisung ilk başta belinde hissettiği boşluk ile kalakaldıktan sonra kendine geldi ve Minho'ya parladı minik gözleri arkasını dönüp çıktı lavabodan.

Masaya doğru ilerleyip oturdu ancak masadaki herkes sarhoş bir şekilde uzanıyordu,Minho arkasından gelmiş ve masadakilere bakmıştı ardından gözleri tekrar minik bey efendinin gözlerini bulmuştu ve onu kendine çekip "bırak,gidelim." Kısa ve netti.

Jisung şu an yaşadığı birden fazla duyguya isim veremiyordu neler olduğunu anlamıyordu.

Yol boyunca Minho jisung'u çekiştirip durmuştu en sonunda dolunay ışığının vurduğu,çimli ve sakura ağacının bulunduğu bir yere varmışlardı burası onlara göre cennet bahçesi gibi bir yerdi tarif edilemeyecek güzelliğe sahipti burası...

Çimlere uzanıp el ele tutuşmuştu iki bey efendi.   Dünyadaki hiç bir şey Minho'nun Jisung'un  elini bırakmasına razı edemezdi...



Bölümü burada sonlandırıyorum güzel leylaklarım ayrıca bu fic kısa olacak haberiniz olsun 💗sizleri çok seviyorum
💕🐾
🐾💕 BİNGO,BİNGO,BABY!!💗

Bardaki Çocuk||MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin