Collage-yoonmin (fem)

Bölüm 2

Sabah burnuma taze şeftali çiçeklerinin kokusu ve burnumu gıdıklayan bir kaç saç tutamının hoş hissiyle uyandım. Gözlerimi aralayıp gövdeme sım sıkı sarılan bir adet güzel pembe yanaklı kırmızı dolgun dudakları olan güzel birini görmekle güzel bir güne göz açmışdım. 

Yüzüne düşen saçlarını arkaya atıp uyandırmamaya çalışarak yataktan çıkıp mutfağa doğru yol aldım. Kendime bir kahve yapıp dalgın-dalgın bir noktaya bakmaya başlamışdım. Aniden güzel bal gibi sesi duyup irkilmiş sesin geldiği yöne bakmışdım kaç dakikadır öyle durduğumu bilmiyordum. Bal gibi sesin sahibi bana en güzel gülüşünü sunarak "Uyandığımda yoktun" demiş bana doğru adımlamıştı. "Hm bir kaç dakika olar uyanalı." "Ah anlıyorum kahve mi içiyorsun?" "Evet" "Banada yapa bilrimisin unnie?" demişti şirin-şirin böyle bir şirinliğe karşı koyamayacağımı biliyor olmalı ki her zaman bunu kullanıyordu. "Tamam yaparım" "Birtanesin unnie!" "yalakalığı bırak. Ben sana kahve yaparken saçlarımı topla" "Tamam toka kapıp geliyorum" arkasından kıkırdamışdım bazen çok dramatik birisi oluyor.

O gelene kadar onun da kahvesini yapmaya koyulmuşdum genelde üşendiğimden hazır kahveler kullanırdım. "geldim unnie" Saçlarımı arkada toplayıp aşağıda at kuyruğu yapıpmıştı. Ellerini bir birine çırparak "Bitti" demişti. Sanki sanat eseri yaratmış gibi

Bende o sırada kahvesini yapıp eline tutuşdurdum. Kendi kahvemide elime alıp masaya geçmişdim o da karşıma geçip oturmuş. Tatlı tatlı kahvesini içmeye başlamıştı. "Unnie?" devam etmesini söylermiş gibi bakış atmışdım "Bu gün ne yapmayı düşünüyorsun derslerimiz yok ikimizinde" "Bilmiyorum" deyip omuz silkmişdim. "Bende bilmiyorum, Birlikte dışarı çıkalım mı?" "Ne yapmayı planlıyorsun dışarıda?" "Bilmem alışverişe gideriz bir kaç şey lazımdı hem gece de bara gideriz bir kaç arkadaşla" "Bir kaç arkadaş?" "Sen Ben Byul Taehyung ve Yongsun" "Kötü fikir gibi gözükmüyor ama önce dağıtığın eteklerimi toplamam gerek" "Sana yardım edicem sonuçta ben dağıttım" "Bunu akıl etmene sevindim."

"Hadi az konuş da gidip toplayalım ve dışarı çıkalım!" "Neden bu kadar heyecanlısın hem sabahın bu saatlerinde bu kadar enerjiyi nereden alıyorsun" "Mimi sırrı bebeğim" deyip göz kırpmış dilini tıklatmış ve ayağa kalkıp odama doğru yürümüştü o sırada arkasında bıraktığı kafa karışıklığı içinde olan bir benden habersiz  

Genelde bir birimize bazı takma isimlerle seslenirdik ve arada iltifatlar ederdik ve görülen o ki ben hala bu duruma alışmamışım. Neden böyle olduğunuysa bir kaç ay önce kendimle aramdakı büyük kavgadan sonra anlamışdım ben Jimin'e aşıkdım.

Tabi ilk zamanlar kendime bunu yedirememiş inkar etmişdim ama günler geçtikce bu aşkın büyüsüne kapılmışdım ve ne itiraf ede biliyordum ne de bu durumdan çıka biliyordum sadece akışına bırakmışdım. Ne olucaksa olsun yani akışına bırakmışdım sadece Cinsel yönelimimi öğrenmiş kendimle barışmışdım toplumda bizim gibiler dışlandığını çok zaman şahit olmuş ve duymuşdum ve bu yüzden bazen korkuyordum ama aşk aşktır ve aşık olacağımız kişiyi biz seçemiyoruz.

Aşk sadece karşı cinse besleyeceğimiz duygudur diye bir kural yoktur Jimin'in bana seslenmesiyle daldığım düşüncelerimden sıyrılmış odama gitmişdim. İçeri girdiğimde dağınık olan eteklerin yanına kapşonlu dağınıklığıda eklenmiş gibiydi "Bana yardım edeceğini düşünüyordum ben?" "Yardım ediyorum zaten" "Böyle dağıtarak mı?" "Hayır bak bunların yerini değiştirirsen daha rahat olucak etekler altda kapşonular yukarıda pantolon ve şortlarıda yandan koy çok iyi olucak!" "Bu gün burdayız o halde" "Hayır! ikimiz birlikte yaparsak bitiririz" "Sen öyle diyorsan" deyip elime yerdeki kıyafetlerden birini almışdım o sırada Jimin "unnie şu dolapları da değiştirelim mi ne var burda?" "Dur! iç çamaşırlarım var orda yaklaşma" "Oh dantelli iç çamaşırların mı var bu yüzden mi?" bunu söylerken gözlerini büyütmüş dudaklarını öne doğru getirmişti.

 Çok öpülesi duruyordu dudakları bir kaç saniye bakışlarım orda oyalanmış daha sonra olay aklıma gelmiş ki üzerine atlamışdım. "Hayır dokunma buraya!" "Ah bu sefer emin oldum dantelli iç çamaşırların var aslında olmaması biraz aptallık olurdu siyah ve pembe dantelli iç çamaşırları sana çok iyi yakışırdı" söyledikleriyle yüzüm kıp kırmızı olmuş ellerimi üzerime siper etmiş "Sapık mısın beni mi izliyorsun?" "Oh unnie kırıcısın ben sapık değilim sadece gerçekleri söylüyorum" kafa karışıklığımdan yararlanıp açmıştı çekmeceyi " Biliyordum senin siyah dantelli sütyenin olduğunu biliyordum!" dünya 1. liği kazanmış gibi sevinmiş sütyeni önümde ileri geri sallamıştı. "Ver onu bana uslu bir kız değilsin unnie'i dinlemiyorsun" "Gel ala biliyorsan" "Dışarı çıkmayacağız" "Tamam tamam al" "Bak şimdi uslu bir kız oldun" sütyeni elinden almış çekmeceye geri koymuşdum. Daha sonra ikimizde dağınık olan kıyafetlere gömülmüş toplamaya başlamışdık. Kısa sürede iki kişi olduğumuzdan bitmişti.

Hazırlanmış ve dışarı çıkmış alışverişe gitmişdik ordan bir kafede durup kahve ve yanında küçük pasta alıp yemişdik. Akşam oluyordu eve geldiğimizde ve aşırı yorulmuşdum. Jimin'in de yorulduğunu görüyordum. "Baksana Minie bu gece ikimizde yorgunuz bu gece bara gitmesek gelecek sefer gitsek bu sefer evde kendi kendimize içki içsek?" "oh olur aslında doğru söylüyorsun ayaklarımı hiss etmiyorum bende" "Git elini yüzünü yıka o zaman bende poşetleri koyucam ve üzerimi değişicem daha sonra balkonda birlikte içki içeriz" "Anlaşıldı"

Yoongi'nin dediği gibi elimi yüzümü yıkayıp üzerimide değiştirmişdim rahat olsun diye uzun kısa kollu bir tişörtü kafamdan geçirip mutfağa gitmişdim. Qaliba hala işlerini bitirmemişti Yoongi o gelene kadar şarap bardaklarını çıkarmış ve özel günlere sakladığımız şaraplar olan dolabı açmış kırmızı olanı kapmışdım(bu konuda hiç bir şey bilmiyorum üzgünüm). Bardaklar ve şarapla birlikte balkona gitmiş kendimiz hazırladığımız minderler yerde oturmuş elimdekileri yere bırakmışdım. Bir kaç dakika sonra ben gökyüzünü izlerken Yoongi elinde battaniyelerle gelmişti. Bu gece içki içmek iyi gelecekdi çünkü bu sıralar kafam çok karışıktı.

Twitter - @dark_yoonmin