stella mia | taekook

|kim taehyung|

"Pardon beyefendi bunları giymek zorunda mıyım acaba?"

Taehyung elindeki turuncu tuluma bakmış yüzünü buruşturup başında dikilen adama dönmüştü. Adam sırıtmış arkasındaki masaya yaslanırken kafasını iki yana sallamıştı.

"Ne demek efendim, tabii zorunda değilsiniz. Size özel dikim de sağlayabiliriz elbette."

Taehyung'un yüzündeki gülümseme büyümüş elindeki tulumu yere atıp neşeyle konuşmuştu.

"Gerçekten mi?! Ah bir an şu kalitesiz kıyafetleri giyeceğim diye çok korkmuştum. Seçeneklerimi görebilir miyim hemen?"

Adamın yüzündeki sırıtış silinmiş Taehyung'a yaklaşıp kolundan sertçe tutmuştu.

"Dalga mı geçiyorsun lan sen benimle?! Babanın çiftliği mi burası şımarık velet?"

Taehyung adamın yükselen sesiyle geriye doğru adımladığında sırtı sert bir bedene çarpınca olduğu yerde durmuştu.

"Mahkumlara bağırmaman konusunda anlaşmıştık diye hatırlıyorum Bay Soo."

Taehyung omzu üzerinden geriye doğru bakmak istese de kolunu tutan adamın konuşmasıyla sinirli bakışlarını ona göndermişti.

"Bay Jung beyefendi özel dikim kıyafet istiyormuş, bu varoş kıyafeti giyemezmiş. Çok meraklıysan sen ilgilen, ne dersin?"

"Hey, öyle bir kelime kullanmadım. Yalan söylemeyin lütfen."

Adam kolunu tuttuğu Taehyung'a tuhaf bakışlar atmış kolunu sertçe bırakıp odadan çıkmıştı. Taehyung sıkılan kolunu ovarken arkasından duyduğu kahkaha sesiyle o tarafa dönmüştü.

"Yaşlandıkça huysuzlaşıyor, bakma sen ona."

Taehyung kırmızı saçlı adama bakmış sessiz kalınca adam derin bir nefes alıp yerdeki tulumu uzatmıştı.

"Giy şunları da hücrene götüreyim seni artık."

Taehyung uzattığı tulumu almış arkasını dönen bedenle isteksizce giyinmiş kolunu tutup yürüyen bedene ayak uydurmuştu. Kırmızı saçlı adama bakmadan edemezken kaşlarını çatıp meraklı sesiyle konuşmuştu.

"Sen de mi burada çalışıyorsun?"

Kırmızı saçlı adam Taehyung'un çocuk gibi soru sorup durmasına gülümsemiş kafasını olumlu anlamda sallamıştı.

"Bu saçlarla mı? Ne tuhaf.."

"Senin böyle bir hapishanede özel dikim kıyafet istemenden daha tuhaf olamaz bence."

Taehyung adamın sözüyle omuz silkmiş dudağını büzerek etrafı incelemeye başlamıştı. Sessizliğin hakim olduğu yerde ne kadar diğer hapishanelerde lüks görünse de iç karartıcı havası Taehyung'un içini ürpertmişti. Yanındaki bedene istemeden biraz yaklaştığında adamın dikkatle etrafı gözlediğini görmüştü. Sonunda bir koğuşun önünde durduklarında içeriden gelen sesler Taehyung'un ilgisini çekse de kırmızı saçlı bedenin konuşmasıyla ona dönmüştü.

"Taehyung'tu değil mi?"

Derin bir nefes alıp başını onaylayarak sallamış birazdan arkasındaki odaya kapatılacağı gerçeğini görmezden gelerek adamın devam etmesini beklemişti.

"Bak Taehyung, dosyasını inceledim. Uyuşturucudan içeri girenler düzenli bir şekilde sağlık kontrollerinden geçtiklerinde kısa sürede çıkabiliyorlar. Aylık denetimlerde kontrollerini yapacaklar ve iyi görünürsen çıkabilirsin ama eğer buradan çıkmak istiyorsan o zamana kadar hiçbir şeye bulaşmamaya çalış. Burası senin sandığın gibi bir yer değil. Görünenden çok daha fazlası inan bana."