|jeon jungkook|

214 19 6
                                    

Jungkook elindeki telefonda hızla gözlerini gezdirirken kapının açılmasıyla bakışlarını oraya çevirmiş içeriye girip yorgunlukla kendini koltuğa atan Yoongi'yi izlemişti.

"Neredeydin?"

Gözlerini telefonuna geri çevirirken koltukta uzanan bedene seslenmişti.

"Jimin'e uğradım."

Jungkook'un sessiz kalmasıyla Yoongi göz devirmişti. Jungkook'un bu konuyu bu kadar uzatmadasını anlamıyordu lakin ses etmiyor Jimin'e bulaşmadığı sürece aralarına girmiyordu. Gözlerini kapatmış dinlenmeye çalışmıştı.

"Seokjin ne zaman dönüyor?"

"Yarın akşam burada olur."

Jungkook başıyla sakince onaylamıştı. Yoongi ise uyuyamayacağını anlayınca derin bir nefes alıp ayaklanmış Jungkook'un telefondan neye baktığına göz atmak için yanına ilerlemişti.

"Ben sahadayken bir kere bakmazsın. Seokjin olunca telefonu elinden indirmiyorsun bakıyorum da."

Yoongi sırıtarak Seokjin'in konumuna bakan Jungkook'a keyifle dalaşmıştı.

"Buna ihtiyacın mı var?"

Jungkook'un umursamadan telefondan gözünü ayırmadığını görünce sırıtışı büyümüştü.

"Hayır kalsın almayayım. Senin küçük bebeğin kadar hassas değilim neyse ki."

Jungkook başını hafifçe çevirip Yoongi'yi süzmüş sırıtıp başıyla onaylamıştı.

"Gözlerimin önünde siktiğimin dişleriyle adamın tekini parçalandığını görmesem ya da tek başına yüzlerce adamı alt ettiğini bilmesem buna inanmakta zorluk çekebilirdim. Neyse ki biliyorum."

Yoongi hoşuna gittiğini belli eder gibi kahkaha atmıştı.

"Min Yoongi olmak ayrıcalıktır."

"Psikopat olmaktan bu kadar zevk alan başka bir insan tanımıyorum."

Junkook başını iki yana sallamış Yoongi'yi de yanında tam da bu yüzden barındırdığını düşünmüştü. Ardından aklına gelen şeyle gülümsemiş tekrar kendini izleyen beyaz tenliye dönüp alayla konuşmuştu.

"Gülüyorsun da senin küçük bebeğinin de bu hoşuna gitmiyor onu napacağız?"

Yoongi konunun Jimin'e gelmesiyle gözlerini devirmiş konudan kaçmak için odadan çıkmaya karar vermişti. Jungkook'a cevap vermeyip kapıya ilerlemiş hâlâ kendine sırıtarak bedenin söylediğini onaylayarak odadan çıkmıştı.

"Bugün yemekhaneye uğrayın. Etrafı bi yokla teslimat zamanı herhangi bir sorun istemiyorum."

--

Jungkook uzandığı yatağında telefonu kulağına yaslamış Seokjin'in mırın kırın etmesini sırıtarak dinliyordu.

"Hallet işte Jungkook. Uğraştırma beni."

"Seokjin ben senin için buradan her şeyi halledeceksem sen neden oradasın?"

"Memnun değilsen Yoongi'yi gönderseydin?"

Seokjin'in tripli sesini anında anlamış küçük bir kahkaha atmıştı. Telefonun diğer tarafından gözlerini devirdiğini görmese bile çok iyi biliyordu.

"Bebeğim küçük işler için Yoongi'yi salamayacağımı biliyorsun. Adam normal değil bir kere çıkınca tozu dumana katmadan dönmüyor. Ne demiştik mümkün olduğunca Yoongi'yi salmak yok."

Seokjin Jungkook görmese de omzunu silkmiş yüzünü buruşturmustu.

"Sen çok farklısın sanki. Ben olmasam götünüzü toplayacak kimse olmayacak biliyorsun değil mi? Yoruyorsun beni."

stella mia | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin