10 yıl önce
Jeon Jungkook.
Pencerenin önünde durmuş, on sekizinci yaş günü için düzenlenen davetin hazırlıklarını izliyordu. Çalışanlar hayatları buna bağlıymış gibi çalışırlarken misafirler gelmeye devam ediyor büyük bahçedeki kalabalık gittikçe artıyordu. Lakin tuhaftır ki kimse doğum günü çocuğunu sormuyordu bile. Herkes Bay Jeon'un etrafına doluşmuş yalakalık için sahte ilgi gösterileri yapıyordu.
Jungkook derin bir nefes alıp arkasını döndü. Yatakta uzanan annesinin yanına ilerlediğinde kadının suratında oluşan gülümseme bile ifadesini değiştirememişti. Yatağa hafifçe oturmuş solgun görünen bedenin yüzünü uzun uzun izlemişti. Suratı bembeyaz kesilen kadın zorlukla nefes alıyor yinede küçük oğluna gülümsemekten vazgeçmiyordu. Elini yavaşça kaldırıp küçük bedenin yanaklarını okşamış gücü yetmeyince eli kendiliğinden geri yatağa düşmüştü.
Bunu fark eden Jungkook dişlerini sıkmış çekmeceye uzanıp annesinin ilaçlarını çıkarmıştı."Öğünlerini atlama demiştim sana, ilaçlarını aksatmamalısın."
Kadın burukça gülümsemiş küçük oğluna bakarken gözlerinden yaşların akmasına engel olamamıştı. Hafifçe onaylayıp Jungkook'un yardımıyla kutuda kalan son ilacı ağzına atıp zorlukla yutmuş ardından sanki acelesi varmış gibi oğlunun elini tutup dudaklarını bastırmıştı.
"Jungkook, benim küçük bebeğim."
Jungkook ağlayan annesine bakarken neden ağladığını anlamayıp kaşlarını çatmış lakin kadın konuşmasına izin vermeden sözüne devam etmişti.
"Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?"
Jungkook gülümsemiş annesinin ellerini sıkıca tutup öpmüştü.
"En çok beni seviyorsun biliyorum."
Jungkook'un şımarıkça söylediği söz kadının gülümsemesine sebep olurken dudaklarını birbirine bastırıp göz yaşlarını akıtmaya devam etmişti.
"Bir tek seni seviyorum. Bebeğim on sekizinci yaşını gördüğüm için çok mutluyum biliyor musun? Ama Jungkook ne kadar kabul etmek istemesen de bir sonrakini göremeyeceğimi ikimiz de biliyoruz."
Jungkook annesinin elini bırakmış kaşlarını çatmıştı. Cebindeki sigara paketini çıkarmış yakmak için çakmağı ateşlese de annesinin rahatsız olacağını bildiğinden sinirle geri yerine koymuştu.
"Böyle konuşmayı kes. Neden veda eder gibi konuşuyorsun?"
"Jungkook, artık büyüdün ve bir şeylerin farkına varıyorsun biliyorum. Oğlum lütfen, senden sadece tek bir şey istiyorum. Lütfen çok dikkatli ol Jungkook kimseye güvenemezsin. Senin için her şeyi hazırladım. Lütfen git buradan, herkesten uzaklaş."
"Anne? Sen-"
Genç kadın zorlukla nefes almaya başlayınca öksürüp boğazını sıkmış Jungkook'un sözünü dinlemeyip akan göz yaşlarıyla hafifçe doğrularak oğluna sarılmıştı. Öksürmeye devam ederken ağzından çıkan kanı küçük bedene göstermemeye çalışsa da Junkook gözlerini büyütmüş annesine bakıyordu.
"Ne oluyor?! Anne sen iyi misin ne oluyor? Birini çağıracağım-"
"Hayır, hayır bekle. Dinle beni lütfen."
Genç kadın oğlunun yanaklarından tutmuş öksürmeye devam ederken zorlukla konuşmaya çalışmıştı.
"G-gitmem gerekiyor. Özür dilerim, her şey için özür dilerim. Sana güzel bir hayat sunmadığım için özür dilerim. Güzel bir anne olamadım ben-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stella mia | taekook
AcciónJeon Jungkook'un arsız küçük sevgilisi Kim Taehyung'la başı dertteydi. Hem de hapishane sınırları içerisinde..