Kaybetmek nasıl bir histir?Ben en acımasız yollarla öğrendim Kaybetmeyi.Aslında bakılacak olursa Kaybetmek kelimesi başlı başına acı degilmiydi zaten?Hani derler ya,"Bir insanı Kazanmak zaman meselesi,Kaybetmek an meselesidir."diye.İşte bu söz hayatımın tam anlamıyla bir dönüm noktasıydı.Teselliler boşaydı,zira kaybeden bir insanı teselli avutamazdı.
17.05.2022
Alarm sesi odamın duvarlarına çarpıp kulaklarıma dolduğunda,Usulca gözlerimi açtım.Hanüz güneş doğmamıştı ama mesleğim gereği benim için zaman kavramı yoktu,Günün her saati göreve çıkmak gerekebiliyordu,Bunun için hiç isyan ettimmi?Asla.Açıkcası mesleğime aşık bir insandım.
Yataktan kalkıp banyoya yöneldim,Ellerimi ve Yüzümü hızlı bir şekilde yıkadıktan sonra mutfağa ilerlerim.Kendime sade Türk kahvesi hazırladım,Sabahları pek yemek yiyemezdim ama günümün geri kalanında dinç olmam gerekiyordu,Bu yüzden zorlada olsa kahvaltı hazırladım.Mutfakta işim bittiğinde odama yöneldim,Annem ve Abimi uyandırmamak için parmak ucumda yürüyordum.Zira uyanırlarsa bu evden cesedim çıkabilirdi!
Giysi dolabımın kapağını açtım ve içinden,Bol bir kot pantolon ile U yaka beyaz bir bluz aldım.Biliyorum bu sıcak havada böyle giyinmek saçma gelebilirdi.Ama ben bu tarz giyinmeye alışmıştım.Kısa saçlarımı toplama gereği duymadım ve kapıya yöneldim.
Kapıyı açtığımda,Ayakkabı dolabında,Siyah bez ayakkabıyı aldım.Aşağı indiğimde arabama bindim ve görev yapacağım yere doğru sürmeye başladım..
---------------
"Anne bak pamuk şeker!"Küçük bir kızın heyecanla beni göstermesi ve söylediği bu sözler tebessüm etmemi sağladı.Annesi kızını kırmayıp bana doğru yürümeye başladı.Yanıma geldiklerinde Annesi,"Hangi renkte pamuk şeker istersin canım?"Sesindeki yoğun şefkati farketmemek mümkün değildi.Küçük kız ellerini bir birine çırparak,"Mor renkli olanından istiyorum Anne!"Annesi gülerek bana döndüğünde,Bende o sırada mor renkli pamuk şekerlerden bir tane alıp kızın eline tutuştururken,"Ağzının tadını biliyorsun" dedim ve ona göz kırptım.O da aynı şekilde bana göz kirptığında içim sıcacık olmuştu.
Annesi,"Ne kadar dı?" Diye sordu."Parayla satmıyorum Hanımefendi."Karşımdaki kadın şaşırsada hafif tebessüm ederek,"Teşekkürler,Kolay gelsin"dedi."Rica ederim,İyi günler" dediğimde buradan uzaklaştılar.
Aradan yarım saat geçmiştiki,Sokakta yürüyen orta yaşlardaki kadın ve hemen dibinde onunla yürüyen 40'lı yaşlardaki adam dikkatimi çekmişti.Kadın bir şeylerden rahatsız olmuş gibi hızlı adımlarla yürüyor,Adam ise yüzündeki iğrenç sırıtmayla her bir adımda daha çok yaklaşıyordu kadına.Adam,kadının omuzlarına ellerini koyduğunda kadın,omuzlarındaki elleri itekledi,Bu yaptığı adamı daha çok eğlendirmişe benziyordu.
Çaktırmadan onlara yaklaştım ve yüzlerini daha net görecek bir konuma geldim.Dikkat çekmeden Adamı izliyordum bunun sebebi,Adamın çok tanıdık gelmesiydi.Sanki bir yerlerde görmüştüm ve onu görmemle bi garip hissetmiştim.Gözlerimi kıstım ve adamın yüzünün her bir noktasına baktım.Zihnimi kurcalamaya başladım.Bu adamı nerede ve nasıl görmüş olabilirdim?Düşün Dolunay...Düşün..
"İstanbul Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Bakanlığı tarafından,Her yerde aranan Alaaddin Çalar ilginç bir şekilde Hâla bulunamadı..Görenlerin vakit kaybetmeksizin mekan ve zamanı Polise ihbarda bulunmasını rica ediyoruz.."
Aklıma gelenlerle gözlerimi irice açıldı.Her yerde aranan ama sürekli izini bir şekilde kaybettiren Alaaddin Çalar,Buraya benim ayağıma gelmesi büyük ahmaklıktı.
Aslında dikkatli bakmayan anlayamazdı.Lens takmıştı,Siyah kalın çerçeveli gözlükleri ve Başında Siyah bez şapka vardı.Aynı zamanda kaşlarını kaş kalemiyle birleştirmişti ama doğal kaş gibi duruyordu.Gerçektende dikkatli bakmayan anlayamazdı.
Bu şerefsiz herifi görmemin sevinciyle,dudaklarım usulca yukarı doğru kıvrıldı,Hemen Telefonumu cebimden çıkardım ve Çevik kuvvet ekibini arayıp bulunduğum yerin adresini söyleyip telefonu kapattım.Vakit kaybetmeden yavaşça ona yaklaşmaya başladım,Aramızda 4 adım kala beni anca fark etti.Elleri hâla kadının omuzlarındayken,Kaşlarını yukarıya kaldırdı.Aramızdaki mesafeyi hızlı bir şekilde kapatırken,"Ellerini kadının üzerinden çek ve yat yere!" Sert çıkan sesime karşılık kahkaha attı."Çekmezsem ne yaparsın Güzelim?Pamuk şekermi yedirirsin yoks-"
Beni ciddiye almıyordu,ama bu çok uzun sürmedi.Elimdeki silahı gördüğünde ilk başta afalladı daha sonra bir küfür savurarak geriye doğru bir adım attı."Yat yere!"Bir kez daha bağırdığımda Kaşlarını çattı ve bir küfür savurdu,Elim tetiğe gittiğinde pes ederek yüz üstü yere yattı.
"Aç kollarını!"dediğimi yaptı,Ona doğru eğildim ve dizimi boyun köküne sertçe bastırdım.Hareket etmeye çalıştı,"Kahretsin!Bırak beni".Evet,bi an bu adamın aptallığını sorguladım onlarca insanın canını yakarken Bırak beni mi diyordu bu şerefsiz?"Kıpırdarsan canını yakarım."Aslında bunu yapmayı her ne kadar istesemde kendime hakim oldum.net çıkan sesimle hareket etmeyi bıraktı.İlk önce sağ bileğini tuttum ve beline doğru büktüm.
Sağ bileğine kelepçeyi geçirirken,"Seni,Kasten adam öldürmeye teşebbüs,Tehlikeli Madde Kaçakçılığı,Cinsel istismarda bulunma,(Silah, Mühimmat) Kaçakçılığı ve bir Polise hakaret etmekten tutukluyorum Alaaddin Çalar."
Böyle pisliklerin nefes alması bile midemi bulandırıyordu.Sol bileğine de aynı şekilde kelepçeyi geçirdim,artık tamamen etkisiz hale gelmişti.
Tam kafamı kaldırmıştım ki,Az önceki kadının arkasına bile bakmadan koştuğunu gördüm,Kaşlarım çatıldı tam ona seslenecektim ki,Sırtımda ilk başta soğuk bir metal daha sonrasında da keskin bir acı hissetmemle ilk 2 saniye bocaladım,Ama hemen kendime gelip ayağı kalktım ve arkamı dönmemle beni arkamdan bıçaklayan adam,tamamen siyahlara bürünmüş,Yüzünde maske ve kafasında kapüşon vardı.Sıska bir vücuda sahipti aynı zamanda boylarımız neredeyse aynıydı,O daha bileğini çekmeden bileğini tuttum ve büktüm.Adam acıyla bağırırken hemen yakınlardan gelen siren seslerini duydum,Tam çenesine sert bir yumruk attım.Gerilen omuzlarımla,Belimdeki acı 2 ye katlandı ama umursamamaya çalıştım.Adam ilk başta sendeledi ama Karın boşluğuna attığım tekmeyle iki büklüm oldu.
Tam o esnada yanımızda duran Polis arabalarından Meslektaşlarım hızla arabadan indi,Alaaddin Çaları ve beni bıçaklayan adamı aldıklarında derin bir nefes verdim.
