uzun zaman sonra yeniden hos geldiniz efendim. bolume gecmeden once ufak bir uyari, tamamiyle smut dolu bir bolumdur rahatsiz olacaksaniz okumamanizi oneririm. cok acik sekilde yazmadim ama rahatsiz olacaklariniz olabilir o yuzden uyarmak istedim
iyi okumalar😬✋🏻
-
bir ay önce
saat kaç, sabah oldu mu, dışarıdan gelen seslerin kaynağı ne? hiçbirini algılayamıyor yoongi. vücudu yoğun bir arzuyla dolup taşarken, göz pınarlarında akmayı bekleyen göz yaşlarına dur diyemiyor.
her bir bakış, her bir öpüş, her bir dokunuş yoongi'yi yakıyor, kül ediyor, yeniden doğuruyor.
her bir hücresinin alev aldığına emin. arzu o kadar büyük ve dayanılmaz ki ağzından çıkan anlamsız sözcüklere engel olamıyor. elleri kendinden bağımsız bir şekilde üstünde duran çocuğun tişörtünü çekiştiriyor. amacı onu çıkarıp sırtına kendi eserini resmetmek. ufak birkaç dokunuşla geldiği nokta kendisini hem şaşırtıyor hem de utandırtıyor. yarın bu yaşadıklarını hatırlar mı emin değil ama eğer jungkook hatırlarsa.. utançtan bir daha yüzüne bakamayacağına oldukça emin çünkü jungkook asla susmaz.
boynundan uzaklaşan jungkook nefesini aralık, ıslak dudaklarının üzerine üflediğinde göz pınarlarındaki yaşlar da bu hareketi bekliyormuşçasına süzülüyorlar yüzüne. yalnızca ay'ın aydınlattığı loş ışıklı odadan dolayı gözyaşlarını görmediğini ümit etse de jungkook'un iki yana gerilen dudakları ümidinin boş olduğunun en büyük habercisi.
jungkook ellerini yavaşça omuzlarından çekip tişörtünü yoongi'ye kalmadan çıkarıp bir kenara atıyor. "sırtım konusunda sakın çekingen davranma, eserini merak ediyorum."
dudakları yeniden birleştiğinde yoongi'nin elleri tutunma ihtiyacıyla yanıp tutuşurken bir eli omzuna diğeri de ensesine hızla giderken jungkook'u kendisine, olabilirmiş gibi, daha fazla çekiyor.
öpüşmeleri ilk andan beri ıslak, dağınık ve kirli. yoongi jungkook'un hızına yetişemese de onun umursamadığını anladığından beri buna takılmamaya çalışıyor.
jungkook'un dilini ağzının içinde hissettiğinde tırnaklarını omzuna geçiriyor. o sıcak dil ağzını talan ederken kıvranmaktan başka bir şey yapamıyor, karnından kasıklarına doğru inen ve git gide etkisi artan hissiyata gözlerini daha da sıkı kapatarak engel olmaya çalışıyor ama zor. jungkook dilini emerken çok zor.
nefesinin yetmediğini hissettiğinde saçlarından çekiştirse de jungkook bir türlü ondan ayrılamıyor. alt dudağını dişleri arasına alıp, ısırdıktan sonra acısını geçirmek için emerken yavaşça geri çekiliyor. göz göze geldiklerinde kendisine oranla daha açık olan gözlerde kendi dağılmış halini görmek bile içindeki hazzın yeni ateşini yakıyor.
yoongi bir insanın bir insanı böylesine delice bir şekilde arzulamasının hiçbir zaman gerçek olmadığını düşünürdü, ta ki şu ana kadar. dudakları birbirlerine değmediği için huysuz bir ses çıkarmaktan kendini alamıyor. nefesinin yeterince yetmemiş olması hoşuna gitmiyor. jungkook ise bu haline gülerken yeniden dudaklarına yaklaşıyor ve dilini önce alt dudağında sonra da üst dudağında gezdiriyor, tadını iyice alabildiğine emin olmak için oldukça yavaş ve titiz. bunu yaparken gözlerinin ayrılmaması ise yoongi'nin başını döndürüyor.
jungkook gerçekten de tehlikeli birisi.
dili yanağından boynuna doğru yol alırken sadece dilinin sıcak hissiyatına bırakıyor kendini. jungkook boynuna geldiğinde önce başını kokunun kaynağına sokup derin bir nefes alıyor, iç çekmekten kendini alamıyor. bunu neden yaptığını bile bilmiyor, iç güdüsel bir hareket.