✨12✨Geçmişin İzleri

564 44 0
                                    

AGAH AKMAN

Poyrazın gidişinin ardından Bi süre daha bahçede oturduktan sonra uzayın bugün çok yanlız kaldığını fark ettim hiç birimiz yanına gitmemiştik poyrazın dediğine göre iyiydi sadece kafası ayrılmıştı biraz onun durumu iyi olunca arasa yönelmişti tüm ilgimiz

Uzayın yanına gitmek için oturduğum yerden kalktım üstümüz düzelterek hastaneye girdim gönlünü almak için kafeden sevdiği tüm çikolataları aldım odanın önüne geldiğimde kapıyı mak için yöneldiğim sırada duyduğum ses ile durdum kapıyı hafif aralayarak içeri baktığımda uzay yatakta Aratın göğsüne yatmıştı Azad ise saçlarını okşayarak şarkı söylüyordu hayır ninni söylüyordu

Azad:"
Ha bu feleğin kuşi
Demirdendir pençesi
Kuş yollarım kanadini
Uç da getir Annesini

Nenni Uşağum Nenni nenni
Oy Nenni nenni
Nenni uşağım nenni
Oy Nenni nenni

Oğlum adam oplacak
Kanı deli akacak
Merliğin destanını
Benim oğlum yazacak

Nenni uşağım Nenni
Oy Nenni nenni
Nenni Uşağum nenni
Oy Nenni Nenni

Sabah sesinle olur
Yyala sesinle meşhur
Bekle sevduğum bekle
Uşağum seni bulur

Nenni uğaşum Nenni Nenni
Oy Nenni Nenni Nenni
Nenni uşağım Nenni nenni
Nenni... "

Azadın susması ile bittiğini anladım gözümden ne zaman aktığını anlamadığım göz yaşımı sildim kendimi toparlayarak içeri girdim Arat toparlanmaya çalıştı ancak elimi kaldırarak durdurdum onu oda kalktığı yere geri yayıldı

Arat:" iyi misin çıktın Bi anda"

Aratın Bi abi edası ile sorduğu şeyle kendimi garip ama mutlu hissettim

" hava almaya çıktım merak etme"

Arat şüphe ile kafasını sallayarak onayladı beni gözlerimi ondan çekerek uzayın saçlarını seven azada baktım biz daha 2 3 gündür yanında olduğumuz kardeşimiz için yerle bir olup küçüğümüzü unuturken onlar 25 yıldır yan yana oldukları canları olmalarına rağmen dimdik durmuş asla yıkılmamışlardı Hayran olmamak elde değildi umarım uzayın kalbini kırmamışızdır o an kıpırdamaya başlayan uzay ile yatağın yanındaki koltuğa oturup uzayın elini tutum yavaş yavaş açtığı gözlerini etrafta gezdirdi gözleri göğsünde yattığı aratta durunca kocaman gülümseyip daha çok sokuldu ona ben onun bu haline tebessüm ederken
Arat ona daha sıkı sarıldı saçlarına kocaman bir öpücük kondurdu o sırada uzayın sesini duydum

Uzay:" Arat abi"

Arat:" efendim"

Uzay:" toprak kokuyorsun"

Arat onun sözlerine Bi kıkırdamak bırakırken benim içimi bir kıskançlık sardı bende ona sarılıp kokusunu solumak istiyordum belki çocukça gelebilir bu kıskançlık ancak 20 yıldır hasretim ben küçük dördüzlerime

Arat:" hmm güzel mi beğendin mi"

Uzay:" çok güzel çok beğendim"

Arat :" güzel o zaman"

Onra kıskançlık ile bakarken Azad bunu fark etmiş olacak ki Aratın yanından kalkarak benim geçmemi işaret etti ona minnetle bakarken o bana kocaman gülümsedi tipini yerim çocuk hızla yerimden kalkıp Aratın yanına geçtim o baba ve azada anlamaz gözlerle bakarken ben onu umursamadan uzay gibi göğsüne yattım o sırada Aratın gülüşünü duydum

Arat:" bebem brdi iki oldu"

Dediklerini umursamadan daha çok sokuldum ona uzay haklıymış Azadın huzur gibi kokan bedenine sarılırken uykunun kollarına bıraktım kendimi son duyduğum şey Azadın odadan çıkışıydı

SAVAŞ AKMAN

Uyanmayacağını bilsem bile yavaş ve sessiz adımlarla girdim odaya onun o yatakta ölü gibi yatması ne kadar yüreğimi yaksada ondan daha çok canımı yakan Bi şey vardı pişmanlık aynı sessizlikte arasın yattığı yatağın yanına oturdum o her zaman kocaman gülümseme olan dudaklarında bu sefer hiç bir şey yoktu mosmor olmuştu elimi incitmekten korkarcasına saçlarına götürdüm o siyak saçları Bi pamuk hissiyatı verirken elime gözümden akmak için zaman kollayan göz yaşını daha fazla tutamadım o yanağımdan çeneme doğru usul usul akarken ağzımdan çıkan hıçkırığı durduramadım

" özür dilerim kardeşim öz-ür dilerim nolur kalk yine döv bağır çağır ama bana bu pişmanlığı yaşa-atma kalk Aras nolur"

Bir daha konuşmadım oda duymadı zaten bir süre daha saçlarını sevip yüzünü inceledikten sonra odadan çıktım uzayın yanına gitmek için oraya yöneldim odanın olduğu kolidora geldiğimde kapının yanına çökmüş bir şekilde ağlayan ereni görmem korkıtmuştu beni hızla yanına gittim

"abim noldu sana erenim"

Eren kafasını kaldırıp bana baktı ağzından çıkan hıçkırıkları zorla bastırarak konuştu

Eren:" a-abi"

"söyle abim söyle"

Eren:" aa-Arat ab-im"

" nolmuş Arat abine"

Erenin ağzı açılıp kapanırken onun bu hali korkumu daha çok artırırken eren konuşmamaya karar vermiş olacak ki yerinden kalkıp elimden tutarak beni odaya soktu yavaş adımlarla yatakta uyuyan üçlüue yaklaştık erenin arata uzaması ile uyandırmaması için onu uyarıcaktım ki eren Aratın gömleğini ucunu yukarı çekerek karnını açıkta bıraktı gördüğüm kesik izleri ile gözlerim irileşti dolan gözlerimle gözlerimi sıkı sıkı kapattım daha fazla bakarsam yollar önce acı çekmemek için inşa ettiğim o duvarlarım yerle bir olucaktı tabi onlarla birlikte bende

Daha fazla kalamadım odada hızla hastane bahçesine çıktım nefes alamıyordum elim boğazıma giderken gömleğin bir kaç düğmesini açarak hastane duvarına sırtımı yasladım napmıoşlar lan benim kardeşime

" Nasıl kıydılar lan"

---------------------------------------------------------------------

Yorum ve oylama yapın lütfen

DördüzlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin