Kanıt

73 8 27
                                    

@-_Melinoe- geldi geldiii 🖤🌈

Demir parmaklıklı kapı gürültüyle açıldığında derin bir nefes aldı. Aceleci olmayan adımlarla malikanenin bahçesine giriş yaparken, söyleyeceği cümleleri aklında toparlamaya çalışıyordu. Ancak takım elbiseli korumaların önünü kesmesiyle olduğu yerde durmak zorunda kalmıştı. "Kimsiniz? Ve ne için buradasınız?" Sert ve tok sesin sahibine olabildiğince yanıt vermeye çalıştı. "Satoru için buradayım." Aynı sert ses karşılık veriyorken, ona dik dik bakıyordu. "Böyle bir duyum almadık. Geri dönmenizi rica etmek durumundayım." Sukuna sakin kalmaya çalışıyordu ancak adam çok sinir bozucuydu. Tam dudaklarını aralamıştı ki korumaların arkasından gelen bir kadın sesi duyuldu. "Küçük Efendi bana söylemişti, haberimiz var. Çekilin." Adamlar tek kelime etmeden önünden çekildiğinde görüş açısında Rina belirmişti. Sukuna afallıyorken Rina nazik bir gülümseme ile koluna girip, onu malikaneye yönlendirdi.

İçeriye girdikleri an Sukuna teşekkür etmesi gerektiğini hissetti. "Teşekkür ederim, korumalar için." Kadın hafifçe tebessüm etti. "Asıl geldiğiniz için ben teşekkür ederim. Satoru hiç iyi değil. Zaten düzgün beslenmiyordu, şimdi hiç yemek yemiyor. Aklı hep başka yerlerde, dalıp gidiyor, seslenilince duymuyor. Çok üzgün görünüyor, ne oldu bilmiyorum ama bunu çözebileceğinize eminim. İyi ki geldiniz." Sukuna duydukları ile sertçe yutkunduğu sırada tanıdık beyaz kapının önüne gelmişlerdi. Rina kapıyı tıklatacakken Sukuna elini yakalayıp, kafasını iki yana salladı. Ardından kola uzanıp, kapıyı çalmadan açtı. Rina kıkırdayarak merdivenlere yöneldiği sırada, Sukuna odaya girmişti bile. Daha tam içeriye yönelmemişti ki Satoru'nun sesini duydu.

"Rina! Boşuna gelme! Aç değilim! O tepsiyi geri götür!" Sukuna hafifçe kaşlarını çattığında ve yerinden kıpırdamadığında aynı ses tekrar duyuldu. "Gerçekten aç değilim Rina! Odamdan çıkabilirsin. Tepsiyle." Sukuna daha fazla dayanamayarak odanın ortasına ilerledi. Yatakta arkası dönük, kıvrılarak yatan bedeni gördüğünde hafifçe sırıttı. "Niye yemiyorsun velet?" Yataktaki beden bir kaç saniye donup kaldığında, Sukuna'nın sırıtışı genişlemişti. Ancak Satoru kafasını kaldırmadan elini komodinin üzerindeki uyku ilacına uzattı, bir yandan da kendi kendine yüksek sesle konuştu. "Harika! Şimdi de halüsinasyon duymaya başladım. Sonunda deliriyorsun Gojo Satoru."

Uyku ilacını paketinden çıkartıyorken bir el, bileğini kavrayarak onu durdurdu. "Aç karnına ilaç mı içilir velet?!" Satoru afallayarak oturur pozisyona geçtiğinde dudakları arasından istemsiz bir 'sensei' döküldü. Sukuna ise sırıtarak yanıtladı. "Sensei tabii." Satoru bir kaç saniye yüzüne odaklandıktan sonra elini hızlıca çekti. Şimdi de Sukuna afallıyorken Satoru yatakta biraz geriye kayıp, aralarına mesafe bırakmıştı. Sukuna kalbini büyük bir korku kaplarken nefes alamadığını hissetti. Satoru artık onu istemiyor muydu? Onu sevmiyor muydu? Yoksa o şansını sonsuza kadar kaybetmiş miydi? Suguru'dan mı hoşlanıyordu yoksa?! İçindeki korku istemsizce gözlerini doldurduğunda biraz öncekine tezat güçsüz sesiyle fısıldadı.

"Artık....beni sevmiyor musun?" Satoru Sukuna'nın hafif dolu gözlerini gördüğünde afallayıp kalmıştı. Refleksle yüzünü elleri arasına alıp, akamak üzere olan yaşları yok etti. "Sensei, neden seni sevmeyeyim? Seni çok seviyorum. Sen....beni sevmiyorsun asıl, unuttun mu?" Sukuna artık gerçekleri söylemek zorunda olduğunu hissediyordu. Elleri ile, yüzünde ki elleri nazikçe tuttu. "Yalandı. Satoru, Seni seviyorum. Birine bağlanmaktan korktuğum için yalan söyledim." Beyaz saçlı genç sabit bakışlarla Sukuna'nın yüzüne bakmaya başladığında, Sukuna asıl şimdi deli gibi korkuyordu. Ya velet onu reddederse?!

"Sukuna....bana acıdığın için böyle konuşmadığına emin misin sen?" Sukuna bu tarz bir soru bekliyordu tabii ki, karşısında kim olsa kafası karışırdı. Önce sevmiyorum diyerek elinin tersiyle ittiği birine şimdi sevdiğini söyleyerek akıl karışıklı yaratıyordu. Kafasını iki yana sallayarak reddettiğinde, Satoru ellerini yüzünden çekerek yatağa yasladı. "O zaman kanıtla bana Sukuna. Beni öperek bana kanıtla..."

Ek DersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin