(Fotoğraftaki Hei)
Kai'nin anlatımı
Dünki yemekte Eun Mi çok güzel olmuştu. Okula geldiğinden beri kendimi ondan uzak tutmaya çalışıyorum. Hei'ye olanların Eun Mi'ye de olmasını istemiyorum. Bu sefer kaldıramam bunu. Sabahları kahvaltı etmeyi pek sevmediğimden üzerimi giyinip çıktım. Annem sayesinde onunla beraber okula gitmek zorundaydım. Bi şekilde bunu da halletmem gerek.
Arabaya binip evlerinin önünde beklemeye başladım.
Eun Mi'nin anlatımı
Bu sabah tam saatinde uyandım. Tam saatinde derken alarmım yüzünden yataktan düştüm. Her neyse işte. Giyindikten sonra kahvaltımı yapıp evden çıktım. Kapının önünde Kai bekliyodu. Ah, doğru ya dün annemler konuşmuşlardı. Lütfen beni arabanın içinde öldürmesin.
Kai: 10 dakikadır seni bekliyorum.
Ben: Özür dilerim.
Kai: Atla hadi geç kalıcaz.
Ben: Peki..
Arabada pek konuşmadık. Sadece...
Kai: Bugünlük ben götürürüm seni ama bundan sonra kendin gel.
Ben: Ta-tabi. Ben annemlere seninle geldiğimi söylerim. Sorun değil yani.
Kai: Tamam sen bilirsin.
Bu kadar.
Okula geldiğimizde hemen arabadan inip hızlıca içeri girdim ve sınıfa çıktım.
Hana Luhan'ın önünde sıranın üzerine oturmuş, ayaklarını Luhan'ın iki yanına koymuştu. Tatlı tatlı sohbet ediyorlardı.
Sınıfın kapısında dikilmiş Hana ve Luhan'ı izlemeye dalmışım. Kai arkamda belirince ürktüm.
Kai: Sınıfa girmeyi düşünüyo musun?
Ben: Hiiiiii! Korktuttun beni. Şunu yapmayı kesmelisin.
Kai: Ben bişey yapmıyorum. Korkan sensin.Okuldan sonra eve de Kai ile birlikte dönmüştüm. Yemekten sonra odamda takıldım.
Kai'nin anlatımı
Eve gelip direk odama çıktım. Yapıcak bişey olmadığından biraz ders çalışmaya karar verdim. Kitaplıktan geçen seneden kalma matematik kitabını çıkarırken arasından bikaç fotoğraf düştü. Hei'yle çekildiğimiz fotoğraflar. Onu özledim. Aradan yaklaşık 5 ay geçmesine rağmen. Yanında olmayı isterdim. Onun ince, dokunsam kırılıcakmış gibi zayıf ama güzel bedenine sarılmak isterdim. Benim yüzümdendi benim...
Yerde oturmuş fotoğraflara bakmayı kesip ayağı kalktım. Fotoğrafları arka cebime koyup evden çıktım. Eun Mi'nin evine gittim. Odasının camı açıktı. Ona söylediğim şeyi dinlememiş sanırım. İkinci kata tırmanıp pencereden girdim.
Eun Mi: Aman tanrım! Ödümü koparttın. Şunu yapmayı cidden kesmelisin. İyide ikinci kata nasıl tırmandın? Sen ağladın mı?
Ben: Tırmanırım ben. Ve evet ağlayamaz mıyım? Ayrıca sana odanın penceresini kapalı tutmanı söylemiştim.
Eun Mi: Ama hava sıcak... Peki neden ağladın?
Bunu sormasını beklemiştim...
Yatağın üzerine oturdum. O da masasından kalkıp yanımda bağdaş kurarak oturdu.
Ona Hei'den bahsettim.
Ben: Okula geçen sene gelmişti. Onunla ilk koridorda çarpışmıştım. Çok hoş bi kızdı. Pozitif, mütevazi, güzel... Kitap okumayı severdi. Her okuduğu kitabı bana anlatırdı. Anlatırken bayağı hevesli olurdu. Hei'yi ilk kez kütüphanede öpmüştüm. Ondan hoşlandığımı söyleyip çıkma teklifi etmiştim. Yüzü kızarmıştı ama olur demişti. Her zaman beni desteklerdi. Her maçıma gelip pankart kaldırırdı. Kazansamda kaybetsemde her maç sonrası yanağımdan öperdi. Ben onu öptüğüm zamansa... Ertesi gün hastalanırdı. Ben de ondan uzak durmaya çalışırdım. Böyle yapmamamı söyleyip beni tekar kendine çekerdi. Sürekli hasta olurdu. En son beraber uyuduğumuzda kanser olduğunu öğrendim. Bir hafta sonra sürekli hastanede kalmaya başladı. Tam bir ay yanında kaldım. Günden güne solmaya başladı. Kullandığı ilaçlar yüzünden ipek gibi olan saçları döküldü. Hergün kilo kaybetti. Yüzü soldu. Yinede gözlerindeki gülümseme kaybolmadı. Bana hergün "iyileşicem, merak etme, ben mutluyum sende mutlu ol" derdi. Her gece o uyuduktan sonra bende uyuya kalana kadar ağlardım. Bana en son en güzel günlerini benimle geçirdiğini söyledi ve gözlerini kapattı. Kollarımda öldü. Ben hiç bişey yapamadım.
Bunları anlatırken yine ağlamıştım.
Arka cebimdeki resimleri çıkartıp ona gösterdim. Resimlere baktıktan sonra bi anda bana sarıldı.
Eun Mi: Zaten bişey yapamazdın. Bu kadar yıpratma kendini. Nasıl bişey olduğunu biliyorum. Çünkü bende sevdiğim birini büyükannemi bu şekilde kaybettim. Bende hergün onun yanındaydım. Hasta olmasına rağmen bana ninni söylerdi. Son söylediği ninni hala kulağımda çınlıyor.
Beni anlayan birisi...
Göz yaşlarımı sildim ve fotoğrafları tekrar cebime koydum.
Ben: Sana okulda garip davrandığım için üzgünüm.
Eun Mi: Sorun değil.
Ardından ayağı kalkıp pencereye yöneldim.
Ben: Pencereni kapalı tutmalısın.
Girdiğim gibi geri çıktım ve eve döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Donlu Kova (Exo Fanfic)
De Todo"Bi çılgınlık yapalım kırmızı donlara bakalım" Yeni Kız