༺
Akşam üzeriydi yani artık eve dönüş vaktiydi. Shin tüm gününü verimli geçirdiği için mutluydu. Babasıyla vakit geçirmiş, babasının arkadaşıyla tanışıp iyi anlaşmışlardı ve Zeo vardı. Özelikle köpekciği çok sevmişti. Arka koltukta otururken uykuyla savaşıyordu,yorulmuştu üstüne ağır bir uyku çökmüştü. Uyumamak için direniyordu çünkü hem açtı hem de tüm gününü hyunjin babasına anlatmak istiyordu.Uyumamak için Minho babasıyla konuşmaya başlamıştı." Bu güzel gün için teşekkür ederim baba! Daha sık böyle olmayı çok isterim, keşke hep bizimle olsan." Dedi shin.
Minho istemsizce çatılan kaşlarına engel olamamıştı çatık kaşlarıyla sevecen olduğunu düşündüğü bir tavırla " İstediğin zaman birlikte gezeriz istemen yeterli ve ben hep sizinleyim ki shin. " Dedi kendinden emin bir şekilde.
" Baba..." Söyleyip söylememek arasında kaldı shin, minho babasına karşı dürüst olamıyordu. Tüm hislerini söyleyemiyordu,çekiniyordu. Sürekli hyunjin babasıyla olduğu için alışıktı ona ama minho babası için aynı şey geçerli değildi.
çekingen bir tavırla tekrardan konuştu: " baba... Biz seni çok özlüyoruz,sen bizim yanımızda değilsin. Çok uzaklardasın." Söylediklerinden ötürü ne kadar rahatlasada korkuyordu ama pişmanlık duymuyordu shin. Artık babasının değişmesini istiyordu,artık bir ailenin çocuğu olmak istiyordu. Bir kardeşi olacaktı ve kardeşinde bu yarım ailede büyümesini istemiyordu. Küçücük bedeniyle bunları düşünebilecek kadar olgunlaşmıştı.Minho sakin bir şekilde oğlunu yanıtladı " hyunjin baban mı sokuyor bunları aklına shin?" Minho'nun kontrolsüzce konuşması shin'i üzmüştü. Böyle bir tepki beklemiyordu. Shin'in korkusu tam olarak bu yöndeydi, minho babasının hyunjin babasını olanlardan sorumlu tutması.
" Baba ne alakası var? Ben bunları göremiyor muyum? Senin evde olmayışını bana hyunjin babam söylemiyor sen hep yoksun kendim bunlara şahidim. Evde olduğun günler var tabii ama sen evdeyken de yok gibisin baba. Hyunjin babamla konuşmuyorsun sadece benimle konuşup gülüyorsun. Ben sadece seni özlemiyorum hyunjin babamıda özlüyorum,ben babalarımı sürekli özlüyorum. Babalarım varla yok arasında. Gülüp eğlendiğimiz günler var hep sıradan geçiyor ama iletişimimiz ailecek az." Cümlelerini ardı ardına sıralarken burnunuda çekiyordu,yavaş yavaş hastalanıyordu shin. Hyunjin babasını dinlemeliydi kesinlikle.
Oğlunun söyledikleri üzere ağzı açık kalmıştı,şaşkındı. Bugüne kadar shin böyle bir konudan bahsetmemiş,hiçbir şeyi yansıtmamıştı. Gayet normal çocuklar gibiydi; gülüyor, eğleniyor, babalarıyla vakit geçiriyordu. Bugüne bugün hiçbir isyanda bulunmamıştı, böylesi bir konunun lafı dahi geçmemişti. Bazı şeyler ne kadar göz önünde olsa dahi oğlunun bunun farkında olmadığını düşünüyordu. Duymayı beklediği en son şey olmuştu bu sözler,bu söylediklerinin altından nasıl kalkacağını dahi bilmiyordu, aklından geçen tek şey konuyu nasıl kapatacağıydı. Bir süre düşündü, minho ilk defa ağzından çıkacak olan kelimeleri düşündü. İşin ucunda oğlu vardı, onun içindi her şey. İçinde ki suçluluk duygusuna engel olamadı, hyunjin bu konularda daha duyarlıydı bu yüzden ona bırakacaktı her şeyi.
Elinden geldiğince düşünceli konuşmaya zorluyordu kendini " daha sonra konuşalım bunları shin." Dedi. Bunu söylemekle doğruyu mu yanlışı mı yaptı emin değildi oğlunun vereceği tepkiden anlayacaktı.
" Bu söylediğin olanların doğruluğunu mu kanıtlıyor demek, inkar etmedin baba." Dedi kırgınlıkla shin.
Minho içinden kendisine küfürler savurdu. Eğer cevap vermez ise en büyük cevabı almış olacaktı shin,cevap verse dahi daha kötü bir şey söylemekten korkuyordu. Kendisinin bir ölçüsü yoktu, bunun farkında olmak daha da kötü hissetiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak Gönlüm
FanfictionHyunjin & Minho ff bxb Yanlışlarla dolu bi' hayattan kurtulmak için kaçtığı yolda;aşk, sevgi ve düzgün bi' eş olacağını düşündüğü ay ışığına ilerlerken; karanlığa adımladığını bilemedi. Kendisine ceza gibi gelen evlilikte yeni bi' yol aradı, tekrard...