3. bölüm

9 4 6
                                    

sunoo hyungunun onu uyandırmasıyla rüyasını yarıda bırakıp hazırlanmış ve okula gelmişti. okula geldiğinde hızla sınıfına ilerlemiş, içeride olan birkaç kişiye günaydın diyip yerine geçmişti. dünün aksine bugün cam kenarına kendisi oturmuş ve dışarıyı izlemeye başlamıştı.

bahçeyi izlerken tanıdık gördüğü yüzle gülümsemiş, heyecandan yerinde kıpırdanmıştı. çok geçmeden sınıfa jake, jay ve sunghoon girdiğinde sınıftakilerin fısıldaşmasıyla uğultu olmuş, jake ise onlarla şakalaşıp bu sesi dindirmişti.

sunghoon yerine geçene kadar sunoo gülümseyerek onu izlemiş, oturduğunda konuşmuştu

"günaydın sunghoonnie~~"

sesini şirin çıkararak konuşmuştu. normalde başka birisine böyle söylese karşılığını alırdı ama sunghoon ona göz devirmiş ve mırıldanmakla yetinmişti

"şöyle konuşma, biz yakın değiliz"

sunoo pes etmeyerek sandalyesini onunkine yaklaştırmıştı "ama olabiliriz. neden benimle arkadaş olmak istemiyorsun?"

yeni çocuk omzunu silker. "arkadaşlar için vaktim yok"

güzel çocuk dudaklarını büzmüştü. "...ama jay ve jake ile arkadaşsın, benimle de olsan ne kaybedersin?"

sunghoon bakışlarını sunooya çevirmişti en sonunda "zamanımı"

sunoo bu cevabı beğenmediği için sorgulayacakken sınıfa hocalarının girmesiyle susmuş ve önüne dönmüştü.



——



tüm okulda çıkış zili sonunda çalmıştı. herkes eşyalarını toplarken sunghoonun hızla çantasını alıp sınıftan çıkmasıyla sunoo onun defterini unuttuğunu görmüştü. arkasından bağırsa da durmadığı için kendi eşyalarının içine koyup çantasını almış ve hızla peşinden gitmişti sunghoonun.

yol boyu yetişemese de peşinden ilerlemişti. bir süre sonra spor salonu olan büyük binadan içeriye sunghoonun girmesiyle adımlarını oraya ilerletmişti. kocaman yerde onu nasıl bulacağını düşünürken patenci olduğunu duyduğu aklına gelmiş ve dolanarak buz pateni yapışan alanı aramıştı. bir süre sonra bulduğunda büyük kapıdan içeriye girip trübünlerin en önüne inmiş ve gözleriyle arkadaşını aramıştı.

ilk kez böyle bir yere giriyordu ve doğru yerde oturduğunda dahi emin değildi. etrafta buzun üstünde kayan bir sürü büyüklü küçüklü insan vardı. bazıları düşüyor, bazıları zıplıyordu. bazılarıysa başlarındaki hocalarından azar yiyordu. etrafa bakınmayı sürdürürken gözüne tanıdık gelen bedenle arkadaşını hemen tanımıştı. gülümseyerek sesleneceklen sunghoonun kaymaya başlamasıyla bunu yapmaktan vazgeçmiş sadece izlemişti onu.

sunghoonun birkaç kez düşme tehlikesi geçirmesinin ardından pistte güzelce antrenmanını yapmaya devam ederken istemsizce gözlerini trübüne kaymış ve sunooyu görmüştü. yavaşlasa da hızını ayarlayamadığı için birden dengesini kaybetmiş ve kolunun üstüne düşmüştü.

onun düşmesiyle sunoo korkarak yerinden kalkmış ve adını mırıldanmıştı. o sırada sunghoonun hocası olan genç adam yanına gelmişti. sunoo onları uzaktan izlemekle yetinmişti.

patenci çocuk hocasından bir güzel azarını yedikten sonra sinirle sunoonun olduğu yere gelmiş, kolunu tutarak onu ortadan çıkarmıştı "yürü"

orange flower || sunsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin