1

31 5 5
                                    

14. Komando Tugayı (Midyat, Mardin)

Tuna

"Komutanım sakin olun." dedi Gökalp beni kollarımdan tutarak ama ben ne onu ne de diğer askerleri duyuyordum. Yine deli etmişti beni. Her zaman kendime ona karşı sinirlenmeyeceğimi söylesem de olmuyordu. "Tuna kendine gel artık." diyerek tokat patlatmıştı bana Oğuz. Büyük bir sessizlik oldu. Beynim mi sarsıldı benim noluyor amk. "Lan amk niye vuruyorsun?" diye atladım üstüne. "Kendine gelmen için vurdum çok bilmiş. Bana bak sıkmadı mı artık şu adamla kavgalarınız. Küçücük olayları büyütüp büyütüp kavga ediyorsunuz. Tüm Tugay sizi konuşuyor mal." dedi canım Oğuz'um.

" Ya Oğuz ben mi yapıyorum sanki. Görmediniz mi?" diyerek bizimkilere dönüp devam ettim " Orda oturmuş yemeklerimizi yiyoruz. Ama bu sinir bozucu herif döndü bana karşı 'buradaki bazı komutanlar da gözüme çok batmaya başladı sınırlarını aşıyor' dedi. DEMEDİ Mİ? SİZ SÖYLEYİN ÇOCUKLAR."  diye bağırarak sonlandırdım mükemmel konuşmamı.

Canım timim hepsi bana bakarak "Haklısınız komutanım" dediler. "Bak Tuna canım benim sen haklısın bir şey demiyoruz ama niye birden üstüne atladın adamın lan. Zor tuttuk amk. Sen dua et seni cezalandırmasın." diye konuştu Ata. "Adamla birbirinize girdiniz zor ayırdık sizi. Bu böyle devam etmez Tuna. Şu Tugayı cehenneme çevirdiniz yemin ederim. Adam senin rütbelin. Şimdiye kadar neden seni göndermedi asıl bunu merak ediyorum ben." dedi Oğuz. Ama hep benim üstüme geliyorlar. Offf kriz geçircem. " Başka uğraşcak insan yok ondan göndermiyor beni bozuk komutan. Ayrıca benim de Binbaşı olmama az kaldı. Rütbe falan kalmayacak arada. Tamam mı?" dedim çocuk gibi. Ayarlarımla oynamıştı şerefsiz komutan. " Ben sana bir şey demiyorum artık Tuna. Ne yaparsan yap." diyerek çıktı odamdan Oğuz. Herkes birbirine bakarken odanın kapısı çaldı. "Gir" diye seslendim. Aha şimdi yandım galiba. O Altay şerefsizinin timindeki asker gelmişti. " Komutanım" diyerek selam durdu. "Söyle" dedim sert sesimle. Dışarı karşı çok sert bir insandım ama bazen timdekilere çocuk olabiliyordum. "Komutanım Altay Binbaşı sizi odasına çağırıyor. Hemen gelsin dedi." diye konuştu asker.

Eveeett başlasın bizim mesai. Gidip suratsız suratını görecektim şimdi offf.
" Tamam asker. Sen çıkabilirsin." diyerek bizim çocuklara döndüm. O sırada asker odadan çıkmıştı. "Çocuklar hakkınızı helal edin. Gelemezsem sizi çok sevdiğimi bilin." dedim. Fırat" Ya Komutanım niye öyle diyorsunuz. Allah korusun." dedi. Alp" Komutanım yapmayın böyle. Siz geri geleceksiniz ve timimizin komutanlığını yapmaya devam edeceksiniz." dedi. Çağan " Komutanım sonuna kadar arkanızdayız." dedi. Canım timim ya çok seviyorum bu çocukları. Benim gibi inat adamı bile yanlarında pamuğa çeviriyorlar. "Neyse çocuklar ben gidiyorum." Diyerek odadan çıktım. Ben Tuna Eroğlu. Küçüklüğümden beri asker olma hayali ile büyüdüm. Ailem de bu konuda hep bana destek oldu. Tek çocuk olmam onlar için bu durumu daha da zorlaştırıyordu ama onlar benim hayalimin arkasında oldular. Ne kadar teşekkür etsem az. Bu Tugaya geleli 1 yıl oluyor. Benimle beraber buraya ayak basan bir komutan daha vardı. Altay Kılıç. Ezeli düşmanım. Aslında ilk zamanlarda iyiydik. Normal birer ast üst ilişkisi vardı.

Ama bir gün Altay komutan herkesin içinde beni azarladı. Hiçbir şey yapmamama rağmen. Olaylar o günden sonra başladı. Biz o günden sonra eskisi gibi olamadık. Hem kendimize hem timdekilerimize hem de tüm Tugaya cehennemi yaşattık. Altay komutanın odasına yürürken bunları düşünüyordum. Odanın kapısına varınca tıkladım kapıyı. Gir sesini duyunca içeri girip selam verdim." Komutanım beni emretmişsiniz.". Altay komutan beni görünce sandalyesinde yayılarak sırıttı. " Ooo Tuna bey siz komutan demeyi bilir miydiniz." diyerek yine içimdeki kanı kaynatmayı başardı şerefsiz. Ben bir şey demeyerek başım eğik kafamı kaldırmamıştım. Ona karşı bir şey diyememekten böyle aciz durmaktan nefret ediyordum. "Anlaşılan konuşmayacaksın. Ben olsam bende konuşmazdım. Bence de utanmalısın." dedi ve bende yine şarteller attı.

"Küçücük saçma sapan sebepler yüzünden beni azarlıyorsunuz. Bağırıp çağırıyorsunuz. Beni deli ediyorsunuz. Aylardır çektirmediğiniz kalmadı. Rütbenizi kullanarak üstüme geliyorsunuz ama emin olun çok kötü olacak." dedim en sonunda patlayarak. Altay birden ayağa kalkarak "Lan sen beni mi tehdit ediyorsun." diye bağırdı.  " Tehdit etmiyorum Komutanım. Olacakları söylüyorum." diyerek gözlerinin içine baktım. Simsiyah gözleri,  insanı içine çeken o gözleri sinirle daha da siyaha bürünmüştü sanki. Aklıma birden ilk zamanlar ona dediğim cümle geldi. 'Gözleriniz çok güzel Komutanım. Keşke benim de sizin gibi gözlerim olsa' demiştim. O da bana ' senin gözlerinin güzelliğini hiçbir ormanda yeşillikte bulamayız Tuna' demişti. İkimizde birden silkelendik. Noluyordu lan. "ÇIK ODAMDAN" dedi Altay Binbaşı. Odadan çıktım.

Ne olmuştu öyle. Yine aklımı aldı şerefsiz. Offf diye diye yürüdüm odama. Telefonumu alıp dışarı çıkarak arabama doğru yürüdüm. Eve gitme vakti gelmişti. Arabama doğru ilerlerken Altay komutanın gördüm. Arabasına biniyordu. Evlerimiz karşılıklıydı. Şansıma sokayım ben. Bende arabaya binip eve doğru sürmeye başladım. Önümde Altay komutan arkasında ben ilerliyorduk. Sonunda eve geldiğimizde indik arabalardan. Komutan yüzüme bile bakmadan evine doğru giderken arkasında bağırmak istedim neden diye neden bana böyle yapıyorsun. Diyemedim. O evine girdi. Ben de arkasından bakakaldım.

Herkese merhaba. İlk bölüm biraz kısa oldu ama ileride daha uzun bölümler gelecek. Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Hoşçakalın...

İKİ DELİ - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin