0.2

645 39 1
                                    



💫

Onu görmeyi hiç beklemiyordum, şu an canlı kanlı karşımda ve sırıtarak bana bakıyordu. Ve gözlerini dikmiş bir şekilde bana bakıyor olması galiba bir tık heyecanlandırmıştı beni.

Ben üzerimdeki şaşkınlığı atamamışken Esila "yok artık." Dedi.

"Merhaba, hanımlar." Dedi Barış Alper'in karşısındaki yabancı adam.

Londra'ya, yani benim yanıma Menajeri ile geldiğini yazmışlardı ve bu demek oluyor ki karşımdaki yabancı adam Barış beyin menajeriydi.

Şaşkınlığımı bir kenara bırakıp "merhaba." Dedim

"Sizinle karşılaşmayı beklemiyorduk açıkçası." Dedi adını bilmediğim adam.

"Ne yalan söyleyelim bizde beklemiyorduk değil mi Ayzem?" Diye konuştu Esila bana doğuru ve benim cevap vermemi beklemeden tekrar konuşmaya başladı.

"Bu arada tanışmadık ben Esila, bu da biricik kuzenim Ayzem." Diyerek bizi tanıttı.

Şu an insan içinde olmasaydık, Esila'nın kafasına bir tane geçirirdim. Sabah adamla haberlerim çıkmıştı, yani beni tanımaması imkansız gibi bir şeydi.

"Barış Alperi zaten tanıyorsunuzdur, bende menajeri Tuncay."

Esila ve Tuncay bey kendi aralarında konuşurken biz Barış Alper ile sesiz kalmayı tercih ediyorduk.

Esila Tuncay bey ile ayak üstü sohbet ederken, onları daha fazla sıkmamak için araya girdim ve "Esilacım beyfendileri daha fazla rahatsız etmeyelim istersen." Dedim.

Esila hızla mahcup olmuş bir şekilde "özür dilerim gerçekten, uzun bir aradan sonra Ayzem dışında Türk birini görünce boş boğazlık yaptım." Dedi.

"Estağfurullah." Dedi Tuncay bey.

"Size afiyet olsun." Diyerek Esilaya kaş göz yaptım bakışlarını adamlardan çekmesi için.

Tam önüme dönüyordum ki hiç beklemediğim bir anda Barış Alper "bize katılmaz mısınız?" Diye sordu.

Esila ile kısa süreliğine göz göze geldik ve sırtımın onlara dönük olmasını fırsat bilip Esilaya hayır anlamda kaşlarımı kaldırdım.

Esila bundan pek memnun olmamıştı ama yinede "teşekkür ederiz ama size hiç rahatsızlık vermeyelim." Dedi

"Ne rahatsızlığı, bizim için büyük bir keyif." Dedi Tuncay bey.

"Ayzem?" Dedi Esila son sözü bana bırakarak.

"Eğer rahatsızlık vermeyeceksek." Dedim ne diyeceğimi bilemediğimden.

"Rahatsız olsaydık teklifte bulunmazdık." Dedi Barış Alper

Tuncay bey garsonu çağırdı ve masaları birleştirmek istediğimizi söyledi, lakin garson bunun mümkün olmadığını ama daha büyük bir masaya gece bileceğimizi söyledi.

Büyük masaya geçmek daha mantıklı olacağına karar verdik ve garsonun bizi yönlendirmesi ile dört kişilik masaya oturduk.

Tuncay bey şimdiye kadar yediklerinin hesabını ödemek için geride kalmıştı ve bizde Esila, Ben ve Barış Alper birlikte yeni masamıza geçtik.

Poşetlerimi insanları rahatsız etmeyeceğini düşünerek masanın en soluna bıraktım ve masaya oturmak için geri döndüm.

Barış Alper'de ayakta Tuncay beye bakınıyordu, beni fark etiğinde dikkatlice sandalyemi çekti ve oturmamı bekledi.

Çilli- Barış Alper Yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin