Mercimek çorbası

834 94 69
                                    

Revire geçtiklerinde hemşireyi bulacaklarını sanıyolardı ama yanılıyolardı. Hemşire genelde olmuyordu ama bir ihtimal bekliyolardı işte.

Semih koltuğa oturdu. Semih'in kaşı ve dudağı patlamıştı. Burnu kanıyordu. Sağ kolunda da kızarıklık vardı.

Barış okulun her türlü kavgasına girdiği için Semih'in can sıkan yaraları nasıl temizlenir iyi biliyordu.

Barış adeta bir hemşire edasıyla

'Semihcim ilk baş burun kanamanı durdurmamız lazım. Ağzında kan varsa tükür yoksa koltuğa dik pozisyonda oturup başını biraz eğ'

Semih konuşmuyordu. Sadece Barış'ın dediklerini harfi harfine uyguluyordu. Ağzındaki kanı tükürmüş ve dik pozisyonda başı eğik şekilde bekliyordu

'Semih işaret parmağınla 10 dk falan  baskı yapki dursun. Sen baskı yaparken ben de dizine soğuk uygulama yapıcam. Soğuk uygulama ne biliyor musun?'

Semih konuşmuyordu. Tek kelime etse ağlayacak gibiydi. Bu yüzden sadece başını sağa sola salladı.

'Bak şimdi dondurucudan buz jel çıkarıcam ve koluna koyucam. Başta biraz soğuk gelebilir ama alışacaksın. Tamam mı?'

Semih yine konuşmuyordu. Kafasını aşağı yukarı sallamıştı.

Yaklaşık 20 dakika sonra buz jeli geri dondurucuya koymuş Semihte 10 dakika önce işaret parmağıyla baskı yapmayı bırakmıştı

Sıra dudağına ve kaşına gelmişti. Barış temiz bir gazlı bezi alıp Semih'in dudağına ve kaşına koymuştu. Semih ilk koyduğu an hafif bir inleme bırakmıştı odaya. Bu inlemesinden dolayı utanmıştı.

Şu an kanı kontrol altına almaya çalışıyolardı. Bir kaç dakika sonra kanama durmuş Barış dudağına ve kaşına yara bandı yapıştırmıştı.

Şu an gitmeleri gerekiyordu. Zilin çalmasına daha 15 dakika vardı. İkiside gitmek yerine revirde kalmayı tercih etmişlerdi.

Semih'in teşekkür etmesi gerekiyordu. Ama ağzından çıkacak tek kelime Semih'i ağlatmaya yeterdi. Buna rağmen Semih kendini toparlayıp

'Teşekkür ederim Barış'

Demeyi başarmıştı. Barışta buna karşılık koltukta oturan Semih'e ayakta sarılmıştı. Yani Semih şu an Barış'ın göğsüne geliyor Barışta Semih'in kafasını kendine bastırıyordu. Semih Barış'ı sanki Barış bir yere kaçacakmış gibi sıkı sarılıyordu. Barış bu sıkı tutmasını anlayamamıştı. Daha sonrasında Barış'ın tshirtu ıslanınca anladı ki Semih ağlıyordu

Semih neden ağlıyordu kendisi bile bilmiyordu. Dövüldüğü için mi ağlıyordu? Hayır. Kendiside karşısındaki kişiyi pert etmişti. Neden ağlıyordu peki? 3 sene sonra ilk defa birisiyle sarıldığı için mi? Galiba bu yüzdendi ağlaması. Semih sessiz ağlamaya alışmıştı. Sessiz sessiz ağlıyordu yavru kartal. Barışta Semih'in başını okşuyordu

Zilin çalmasıyla bozuldu sarılmaları. Başka birilerinin odaya girmesinden korktukları için ayrılmışlardı. Kapı kilitli olsa okul çıkışına kadar sarılırdı ikili.

Barış, Semih'e eve gitmelerini teklif etmişti. Semih ise Barış'a onların evinin uzak olduğunu kendi evine gitseler daha mantıklı olacağını söylemişti.

Barış Semih'in sınıfına gidip çantasını toparlayıp revire geri gidecekti ki sınıftaki Bertuğ,Mustafa ve Arda onu durdurmuş ve Semihle alakalı yüzlerce soru sormuşlardı. Hatta Arda Barış'ın yakasına yapışmıştı. Arda'nın ağlamaktan gözleri şişmişti. Semih'in dövülmesinde kendini suçluyordu. Semih'in karşısına çıkamamıştı bile. Barış ise Arda'yı sakinleştirmek için Semih'e bir şey olmadığını hatta güldüğünü söylemişti. Yalan olsa bile

Birtanem  |BARSEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin