Dün erkenden uyudukları için sabah erken kalkmışlardı. Sabah kahvaltısına değil geç kahvaltıya yetişmişlerdi anca
Semih kahvaltı öğününü pek sevmediği için atlamak istese bile Barış'ı yalnız bırakmak istemiyordu.
Kahvaltıdan sonra plaj voleybolu oynamak için grup oluşturmuşlar ve beraber oynamışlardı. Bir süre sonra herkes futbolcu olduğu için voleybolu beceremedikleri için salmışlardı
Sahayı terkedip otele doğru geçerken havuz barı gördüler. Mekana geçmeye karar verdiler
Semih'in arkadaş grubundan sadece Semih reşitti. Sadece o içebiliyordu barda. Bertuğ içemediğine üzülmüştü. Üzülmesinden daha vakit bile geçmeden havuza atlama sesi gelmişti
Ses Hakandandı
'Havuz çok güzel lan gelsenize'
Bertuğ Hakan'ın lafı bitmeden hemen atlamıştı. Bertuğ eğlenceyi severdi
Sevgilisinin havuza atladığını gören Mustafada atlamıştı. Diğerleri ise atlamamayı tercih etmişti
'Beyler'
Hepsi dönüp Barış'a bakmıştı.
'Biz Semihle ayrılmaya karar verdik. İşimiz var'
Semih'in bundan haberi yoktu. Barış dönüp Semih'e göz kırpınca olayı anlamıştı
'Hee evet evet. Barış'a bir şey dokundu sanırım. İshal olmuş. Ben de onun yanında beklicem'
Ortamdan kimse inanmasada Barış'a karşı saygılarından(otelin parasını verdiğinden dolayı) seslerini çıkarmamışlardı
Barış Semih'in elini kopartırcasına odaya çıkıyordu. Odaya çıktıklarında kartla odayı açmıştı
İçeri girdiği gibi Semih'in dudaklarına yapışmıştı. Barış o kadar hızlı davranmıştı ki Semih bu davranışına adapte olamamıştı
Barış ritmini biraz daha azaltıp
'Daha fazla dayanamadım'
Yavaş olan ritmi hızlandırıyorlardı. Tek hızlanan şey ritim değildi. Barış'ın eli Semih'in tshirtunun altında göğüs ucunu okşuyordu
Parmak ucuyla göğüs ucunun etrafında gezdiriyor bazen eziyordu. Barış'ın Semih'in kiraz dudaklarıyla işi bitmiş boynuna yönelmişti
Bu sırada Barış Semih'i yatağa doğru sürüklemişti. Aşağıda kalan Semih olmuştu
Barış sanki bir dakika sonra dünya patlayacakmış gibi hızlı davranıyordu
'Aşkım yavaş ne acelen var'
'Heyecanlandım ondan böyleyim'
Semih'in tshirtunu çıkartmıştı. Tam boynuna yönelecekken
'Barış daha burada 5 gün daha varız. Sakın iz bırakayım deme'
'Ya amaa'
'Aması yok Barış olmaz'
Barış'ın morali bozulsada bozuntuya vermeden işine devam etti. Kendi tshirtunu çıkartıp Semih'in baksırına eli gitmişti
Her ne olursa olsun Semihten izin almak için Semih'in gözlerine bakmıştı. Semih başıyla onaylamıştı
Semih'in onayını aldığına göre en zevkli kısma gelmişti. Semih'in penisiyle bakışıyordu. Acaba ağzına alsa Semih bu duruma ne derdi?
Sorunun cevabını almak için tek bir yöntem vardı. Denemek
Penisine doğru kendisini yaklaştırdı Barış. Semih daha ne yapacağını anlamadan ağzına sokmuştu Barış
'L-lan napıyorsun Barış. Igh... Orası pis.. Dokunma...oraya'
Semih kelimelerinin arasında Barış'ın saçını çekip kafasını kaldırmaya çalışıyordu. Ama boşunaydı. Barış'ın gücüne kimse karşı gelemezdi
Barış ağzına soktuğu kısmı tükürüğüyle ıslattı. Ağzına kadar soktuğu kısmın geri kalanını ise diğer eliyle çekmeye başladı
Çok zor durumdaydı Semih. Neredeyse gelecekti ama Barış'ın ağzı oradaydı. Saçlarını çekmeye çalışıyordu ama şu an çok güçsüz durumdaydı
'Barış... Aağzını çek.. Boş-'
Barış ağzını çekmemişti. Tadına bakmak istiyordu. Ağzına bir sıcaklık geldiğinde anladı ki tadı tuzluydu
Zevkle gülümsemişti Barış. Semihten çıkan her şeyi yutmuştu. Semih ise
'Gerizekalı.... Hıgh... çıkar dedim.. niye dinlemedin?'
Semih ise utancından ağlamaya başlamıştı. Barış birazcık pişmanlık hissetsede Semih'in kollarına sarılarak
'Aşkım özür dilerim. Ama gerçekten çok güzel bir deneyimdi. Utanma lütfen aşkııııım'
Semihle Barış gözgöze gelince Barış Semih'in gözlerinden öptü. Öptükten sonra elini Semih'in deliğine doğru uzattı
Önceki sevişmelerinden Semih iki parmağa alışıktı. Barış bu yüzden hızlı bir şekilde iki parmağa geçti
Ritmini bu sefer orta tutuyordu. Çünkü önceki sevişmelerinden farklı olacaktı. Bugun Barış Semih'in içine penisini sokacaktı
Penisinin kalınlığı için en az 3 parmak gerekiyordu. 3. Parmağı içine koymaya yeltelenmişti
Semih'in gözünden yaşta aksa devam etmeleri gerekiyordu. Semih yine dudaklarını ısırıyordu. Kanatacak hale gelmişken Barış tshirtunu ona vermişti
Üçüncü parmakla ritmi tutturunca boşalmıştı Semih. Asıl olay şimdi başlıyordu
Barış penisine çekmecedeki prezervatifi takmıştı. Kendi penisini Semih'in deliğine doğru hizalamıştı. Son kez izin almak için gözlerine baktı. Onaylamıştı Semih
İlk sokmanın günahı olmaz diyerek hızlı bir giriş yapmıştı ortama Barış. Acıyla inleyen semih ağzındaki tshirtu daha da sıkı ısırmaya başlamıştı
Hızlı girmesine karşılık ortalama bir ritim tutmuştu Barış. Canı acıyan sevgilisine teselli olarak iz bırakmadan öpmeyi tercih etmişti
Şu an tatilde olmasalardı Semih yürüyemezdi ama tatildelerdi işte. Barış'ın tatil sonrası planları da vardı
(...)
"Şşt. Uyudun mu?"
"..."
Barış Semih'in güzel yüzünü izliyordu. Zamanında sevgili olmadan önce alkol aldıklarında da incelemişti. Zaman ne kadar hızlı akıyordu Barış için. Nereden nereye gelmişlerdi
Semih'i izlerken gülümsemesini durduramadı ve yanağından öptü
"İyiki benimsin"
🎀🎀
Kitabın sonuna geldik
Normalde daha güzel bir final yazardım ama hayatımın en boktan dönemini yaşıyorum
Ve ayrıca bölümün ismi neden 140???(kimse sormayacak ama açıklama yapacam) attack on titan mangasını okuyanlar bilir ama yinede bilmeyen herkes için açıklayayım
Semih her zaman ilişkisinde özgür olmak istiyordu. Barış ise Semih'i özgürlüğe boğacak olan o insandı. Japonyada 140 özgürlük anlamına gelir. Yani bu kitabın evreninde Barış ve Semih sonsuza kadar özgür kaldılar
Öpüyorum sizi💅🏻
Diğer kitapta görüşmek üzere! Malum bu kitap bitti diğer kitaba odaklanabilirim artık(millet tyt kasarken benim hedefler)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Birtanem |BARSEM
FanfictionYaşadığı bir olay sonucu Semih Barış'tan nefret ediyordu Enemies to lovers! Düşmandan aşka ilişkisi! T(s)exting ağırlıklı 01.09.24-24.09.24'