9. bölüm

615 27 62
                                    

Sabah erkenden uyanıp hemen kendimi banyoya attım kısa bir duşun ardından giyinme odasına geçtim

Bugün kara bıçağı ziyarete gidecektim siyah zincirli eşofmanı la siyah cropumu giydim belime silahımı sıkıştırdım  çoraplarıma bıçakları ve cebime ipi koyduğumda hazırdım

Hemen odadan bir kağıtla kalem buldum kağıdın üstüne

Benim bir işim çıktı bir kaç gün evde olmam yazdım kağıdıda salondaki masanın üstüne koyup çıkıyordum ki bir ses duydum

Birisi aşağı iniyordu hemen ayakkabılarımı giyip evden çıktım kimseye hesap veremezdim

Motorumun üstünde çalıları atıp bindim yol toprak olduğu için motoru daire çizdirdim önce sonra bir ileri bir geri giderek izimi kaybettirdim

Buradaki depomun önüne gelince drift çekerek durdum yarın da motorsiklet yarışım vardı

Maskemi takıp depoya sert adımlarla ilerledim

Kapıya vardığımda arda kapıyı açtı gözlerime baktı önce

Sonra ise konuşmaya başladı

- karanlık kraliçe kara bıçak içerde bağlı

Ve içeri girdim içerde bir zamanlar en yakın dostum vardı her şeyimi biliyordu bende onun bu yüzden ikimizde birbirimize derin yaralar açabiliyorduk

Ben zaten güven problemleri yaşarken karşıma çıkmış önce kendine güvendirmiş sonrada ihanet edip gitmişti

İhaneti hiç normal değildi ve böyle olmaması gerekirdi

Ben o adamdan kaçacak delik ararken

* Ki bulmuştum dedi Sude ben ise

* Hayır Sude bulduğumu sandım hatırlatırım o adama bizi o verdi

Bunu dediğimde suspus olmuştu Sude

Bana en korktuğu işkenceden bahsetmişti bu kollarını bağlayarak ayaklarına ağırlık vererek kollarının kopmasına neden olan işkenceydi

İkincisi ise çin işkencesi olan sürekli alnına ve yüzüne su damlamasıydı

İlk çin işkencesi den başlayacaktım

Suyu eşit ve aynı dakika da damlatan bir düzenek kurduk

Kara bıçağı belki de gerçek adıyla Erez ve belki de soyadıyla birlikte

Erez Kara

- noldu çiçek bir sessizsin değişmişsin normalde çok konuşursun alayla söyledikleri yüzünden Sude deliler gibi ağlıyordu

Çünkü bana çiçek derdi ve bu benim zaafım gibi bir şeydi

* Yoo ben değişmem değiştiririm alayına böyle söylüyordum

Eğer alaya almazsam içim gibi dışım da parçalanır ve yıkılırdım bu olamazdı olmamalıydı

Başımı dikleştirdim gözlerime alayı ve aşılmaz duvarlarımı ekledim gardımı asla indirmezdim

Bunu yapınca bir kahkaha atan Erez bana baktı

- evet değişmemesin bunu şu hareketlerinden bile anladım kırıldığında böyle yaparsın sen

Evet ben kırıldığımda o kişiye karşı duvarlarımı yükseltirdim ve o duvarları kimse aşamazdı

Tırmanan herkese yukardan yağ döker kaydırıp düşürmeye çalışırdım bunu erezde de yapmıştım

Aşiret ailem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin