mission has begun ⁰»

56 7 24
                                    

°Her mutluluğun sonunda bir yıkım vardır; Ya yeniden yaratmak için, ya da yeni belalara bir son vermek için. °

-

Silahının tetiğini çekip, hazır olduğunu göstermişti artık gelmişti en sevdiği bölüme. Sevgilisinin ailesini öldürüp, kendisine suç atan ve ilişkiyi dağıtan Şerefsizin şirketi basılacaktı.
Silahını tamamen kollarının arasına aldı.

"Ben hazırım Patron."
Her zaman hazırdı aslında, tetik birisiydi. Kendisi ayrı sevilirdi, çünkü korumaların en üst seviyesiydi Keskin Nişancı olarak. Dört gözle bu anı bekliyordu, çünkü O Şerefsizi kimselere bırakmayacaktı. Patronuna bile bırakmayacaktı, iftiranın bedelini ödetecekti. 6 Yıllık ayrılığın bedelini ödetecekti.
"Ne zaman çıkıyoruz?"

"Hemen şimdi."
Dedikten sonra elindeki silahını beline yerleştirmişti Patron, kendiside dünden hazırdı. Özel Koruma, elindeki tüfeği uzun ve büyük çantaya yerleştirmişti. Ardından sırtına taktı büyük çantayı, kısık sesle konuştu.
"Seni kimseye bırakmayacağım Lee Know."
Büyük intikam alacaktı, kendisine suç atan ve ilişkiyi bozan Şerefsizden çok büyük intikam alacaktı.

Yaklaşık bir saat yolculuk sonrası suikast yaşanacak alana gelmişlerdi, Patron elindeki kameraları Korumaların yakalarına takıyordu aynı zamanda da konuşuyordu.
"Hyunjin ve Felix, bodrum kattaki otoparkta olacaksınız. Taehyung ve Soobin şirketin restoranındakileri halledin. Jimin ve diğerleri, Bar'da olacaksınız. Havuzlu bahçedeki."
Kameraları yerleştirdikten sonra, eline aldığı casus kulaklıklarıyla döndü ve ilk kendisi için özel olan Korumasına yaklaştı.
"Changbin, karşı binanın çatısına çıkacaksın. Uzaktan Lee Know'u izleyeceksin pencereden, müsait zamanda da bacağına veya dirseğine indir."
Kulaklığı takınca son sözünü söyledi ve arabadan indi.
"O iş bende Patron."
İlk O inmişti, koşar adımlarla binaya girip, merdivenlerden çıkmaya başlamıştı. Yarım, kuvars duvara yaklaşıp, yerde çantasını açmıştı. Ardından silahı duvara ve bedenine sabitleyince, odaları aramaya başlamıştı dürbüne yaklaşarak. Aradığı odayı bulunca, dürbünden uzaklaştı bir-iki saniye. Şuan onu sadece öldürmek istiyordu kafasına sıkarak, ama Onu elleriyle dövmeden rahatta edemezdi. Dürbüne yaklaştı tekrardan, nefes vererek ne yaptığını izlemeye başladı. Lee Know koltuğuna yayılmış, Orospusu Han Jisung ile öpüşüyordu. Orospusunun üzerinde sadece sweat vardı bacakları çıplaktı veya kısa bir şortu vardı, çıplak bacakları okşuyordu. Evliliğini yıktığı Changbin'i unutuyordu. Şuan öyle bir suç atılmasaydı, belki de onlar yerine Changbin ve kendisinden boşanan Eski Eşi olabilirdi.
"Changbin, durum ne?"

"Orospusu Han Jisung ile öpüşüyor, Patron."
Kulaklığındaki düğmeye basarak cevaplamıştı, gözünü de ayırmıyordu.
"Ailemi yıktı, kendi ailesiyle öpüşüyor Patron."

"Şuan bunu düşünmemin zamanı değil, nefretin artabilir ve Benim yüzleşmem gereken kişiyi, Ben dokunmadan Sen öldürürsün. Kendine gel Seo."

"Emredersiniz Patron."
Kulaklığına son kez dokunmuştu, ardından bir süreliğine ayrılan çifte baktı. Ama hâlâ iş tehlikedeydi, çünkü kucak-kucağaydılar.
"İşte şimdi..."
Nefesini tutmuştu, birkaç saniye içinde tetiğe basarak ateş etmişti.
Fakat birşeyler ters gitmiş gibi görünüyordu.
"KAHRETSİN!"
Han Jisung sarılmak için bir anda yaklaşmıştı ve sırtından kurşun yemişti.
"Changbin, ne oldu?"
Tüm ekipten ses gelmişti, Patron da dahil.
"Patron, Han Jisung'u vurdum."

"Ne? Ne diyorsun Sen?"
Gözlerini kapattı Changbin, işler mahvolmuştu.
"Tam ateş ettiğim sırada, Lee Know'a sarıldı ve sırtından vuruldu."

>

Elini bedeninin üzerinde oturan, Sevgilisinin sırtına götürmüştü gülümseyerek. Fakat, eline bir sıvı değmişti.
"Hanji?"
Birkaç kez dürtmüştü ama ne hareket vardı ne de bir ses, Sevgilisini bedeninden ayırdı ve yüzüne baktı.
"JİSUNG!"
İçeriye Koruma girdi ve Patronuna baktı endişe ile.
"Patron, Christopher ve Adamları geldi. Restoranda, bahçede ve otoparkta çatışma var."

"ÇABUK ARABA AYARLA, JİSUNG VURULDU!"
Gözünden düşen yaş, Sevgilisinin yüzüne düşmüştü.
"ÇABUK OL, AYNI ZAMANDA KESKİN NİŞANCILAR VAR. KESKİN NİŞANCILARA HABER VER!"

>

"CHANGBİN, KESKİN NİŞANCILAR!"

Kafasını eğdi, kurşunlardan kaçınmak için. "Siktir."
Kafasını kaldırmasına fırsat yoktu, aralıksız ateş ediliyordu. Etrafına bakınmaya başladı, her duvarın bir kenarında küçük bir boşluk bulunur.
Gördüğü duvar boşluğu ile küçük bir kıkırdama bıraktı özgüvenle. İlerlemeye başladı konuşurken.
"5 Mermi Kar98,
2 Mermi AVM,
6 Mermi AMR,
7 Mermi M24."
Silahını boşluğa yerleştirirken, kulaklığına dokundu.
"Patron, 4 tane Keskin Nişancı var."
O bir profesyoneldi, mermilerin sayısından, saplanış şekillerinden ve bir merminin sürekli aynı yere isabet edilmesinden, kaç kişi olduklarını sayabilirdi.
"İşine bak, evde görüşeceğiz."
Han Jisung olayından dolayı kızgındı Patron, ama burada Changbin'in suçu yoktu sadece Han Jisung ani hareket yapmıştı.

"LEE KNOW KAÇIYOR!"
Gür sesiyle bağırarak söylemişti Felix, O söylediğine göre otoparktan çıkıyordu.
"JİMİN, BAR'DAN ÇIK! ÇIKIŞA EN YAKIN SENSİN, SİYAH AUDİ PLAKASI 'M-S' OLAN ARABANIN LASTİKLERİNİ İNDİR!"
Silah seslerinden dolayı bağırarak konuşmuştu Hyunjin, en yoğun yer otoparktı sanırım. Ama Taehyung ve Soobin'den hiç ses yoktu, restoran daha yoğun olabilir.

"Lee Know!"
İki el atış yaptı Keskin Nişancı, ardından korkuyla bir bağırdı.
"JİMİN! AH SİKEYİM!"
Arabanın lastiklerine indirmişti, Keskin Nişancıları hallettikten sonra. Ama patlayan lastiklerle, kontrolden çıkan araba Jimin'in üzerine sürülmüştü ve kazaya sebep olmuştu.
"CHANGBİN, KENDİNE GEL İKİNCİ HATANI YAPTIN!"
Patron'dan büyük emir duyulmuştu, olduğu yerden kalktı ve nefesini tutarak hâlâ ilerleyen arabaya ateş edeceği sırada silah elinden düştü, silaha ateş edilmesi sonucu.
Keskin nişancı vardı, kahretsin ki silah patlamıştı parçalara dağılmıştı. Yanında hiç bir silah yoktu başka, sadece bıçak vardı.
"Changbin! karşı binaya dikkatlice atla demirlere tutunarak, yakın dövüş yap!"
Özel Korumasına olan sinirini bir kenarıya atarak, söylemişti Patron. Daima taktığı kameradan, Onu izliyordu. Çünkü en tehlikede O vardı, tüm Korumaların hedefi her zaman Changbin'di. Kolay kolay alt edilmezdi.

Boşluktan, Patronunun dediği demirleri incelemeye başladı. Sağlam duruyordu. Keskin Nişancı şarjörünü yenilemek için duvarın arkasına saklanmıştı, beklenmedik bir anda karşı binaya atladı. Tam düşeceği anda demirlere tutunmuştu, fakat dirsekleri ve dizleri pencerelere çarpıp, kırılmasına ve bedenine cam parçaları saplanmasına neden olmuştu. Can acısıyla bedenini salacak gibi olsa da, salmamıştı ellerini. Diğer demirlerden de destek alarak çatıya yükselmeye başladı. Elini yukarıya atıp, destek alacakken aynı zamanda çatıya ulaşacakken, elinin birisi kanlar içinde kalmıştı. Eline ateş etmişlerdi, can acısıyla bağırarak ellerini bıraktı. Fakat asılı kalmıştı, elini tutan ele baktı bir süre.

"Jeongin?"

¦¦

Özenle yazdığım ilk ficim olacak sanırım😐 (four star haric)Neyse Changbin'imiz bu şekildee

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Özenle yazdığım ilk ficim olacak sanırım😐 (four star haric)
Neyse Changbin'imiz bu şekildee

Acaba ficim tutacak mı?

Take A Shoot ✔ JeongbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin