9 4 3
                                    

°Her küçük bir hatanın, büyük bir bedeli vardır.°

-

"Hanji, bana öyle birşey yaptığını söyleme?"

"Yaptım Sevgilim."
Elini alnına vurdu Lee Know.
"NE DEMEK 'OYUNCAK MAĞAZASINA BOMBA KOYDUM, CHANGBİN'İN KIZINI ÖLDÜRDÜM'?"

"Çünkü Christopher'ın ve Changbin'in tek zayıf yönü çocuklarıydı."

"ADI ÜSTÜNDE ÇOCUK ONLAR, ONLARIN BİR SUÇU YOKTU! GÖZÜMÜN ÖNÜNDE DE KÜÇÜCÜK BEBEĞİ ÖLDÜRDÜN?"
Elindeki viski bardağını fırlattı Lee Know'a, ayağa kalktı üzerine yürüyerek.
"İşime karışma."

Takmadan konuştu Lee Know yüzündeki ciddiyetlikle, artık herkes birbirine girecekti.
"Küçük bebeği, ne yaptın o gece?"
Yüzünde sinir bozucu bir gülümseme oluşturdu Han Jisung, Sevgilisinden daha psikopattı. Alt edilmezdi.
"Pek birşey yapmadım, alt tarafı omuzlarından kapıya yapıştırdım iki tane bıçakla. Christopher'ın evininin kapısına, en son ağızından ve burnundan kanlar akıyordu. Babasının olması gereken pozisyonda O çocuk oldu, neyse ikiside eş değer değil mi zaten?"

"Öyle, ama onlar çocuk. Pişman olacaksın Jisung."

Koltuğuna geri oturdu Han Jisung, kararlıydı. İntikamını almıştı, mutluydu ve gururluydu şuan. Etrafı izlemeye başladı.

¬
¬
¬

"Patron?"
Deli gibi ağlıyordu Patron, koşarak Changbin'e sarıldı. O ise, Patronunun bu şekilde ağladığını ilk defa görüyordu. Şaşkındı.
"Seungchan, ö-öldü.
Seungmin, beni boşuyor..."
Şiddetli bir şekilde ağlıyordu, 'Changbin hayatı 2. versiyon' yaşıyordu.

"Changbin yalnızım ben..."

İçeriye patır kütür birisi girmişti, ikiside bir anda dönüp baktılar.

"CHANGBİN, EUN-SUAH'YI MORG'A ALIYORLAR YARDIM ET!..."
Dedikten sonra geriye çıkmıştı siyah poşedi taşıyan Doktorların peşinden koşarak, donakaldı Changbin.
Ne morgu? Ne yardımı? Eun-Suah'ya ne oldu? şok içinde düşünürken gözlerinden yaşlar süzülmüştü.
Bir anda düşündüklerinin gerçekleşmiş olmaması için, ağlayarak kolundaki serum ve kan enjekte kablolarını koparttı.
"Changbin, CHANGBİN DUR! YARALISIN!"

"Eun-Suah- Eun-Suah'ya birşey o-oldu..."
Hızla yataktan kalktı, kalktığı gibi de yere düştü can acısıyla bağırarak.
Peşinden hemen Patron ayaklandı,
Changbin'in kolunu tuttu.
"CHANGBİN, YAPTIĞIN DOĞRU DEĞİL!"
Ayağa kaldırdı Korumasını, bu hareketle Bangchan'a tutunarak ilerlemeye başladı ağlayarak.
"Eun-Suah, güzel kızım!..."
Çok ağlıyordu, ayakta da duramıyordu Bangchan'ın desteğiyle Ona tutunarak dengesini sağlayabiliyordu.

Jeongin'in haykırış seslerine doğru ilerlediler, ağlaması şiddetlendi.
"EUN-SUAH!..."

Koridorun sol kısmına döndüler, cama vurarak ortalığı kaldırıp koparan Jeongin'i gördüler.
"ÖRTME KIZIMIN YÜZÜNÜ, KÜÇÜCÜK O NEFES ALAMAZ ONUN ALTINDA!"
Küçüğünün yüzünü örtüyorlardı.
Changbin ilerledi, cama yumruk atmaya başladı. En son görmek istediği görüntü bile olamazdı.

"JEONGİN, NE OLDU KIZIMA. ÖRTME O LANET ÖRTÜYÜ, EUN-SUAH! EUN-SUAH GÖZÜNÜ AÇ AŞKIM!"
Camda çatlaklar oluşmaya başladı,
Bangchan'ın kolunu bıraktı. O ise çaresizce ağlıyordu.
"EUN-SUAH, BEN SANA DAHA YENİ KAVUŞTUM. BENİ BIRAKMA!..."
Kapıya ilerledi Jeongin, tek açışta içeriye girdi. Hemen Hemşirenin elindeki örtüyü çekti, Kızının bembeyaz olmuş yüzüne baktı.
"Kızım..."
Yüzünü miniğinin boynuna gömdü, kendisini saldı.

Take A Shoot ✔ JeongbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin