Kulaklığığımı kulağıma takıp biletimin üzerinde yazan numaraya göre bana ait olan koltuğa oturdum. Babam annem ve abim bende önce istanbul'a gitmişlerdi. Benim okulum bitmediği için gitmemiş en iyi iki arkadaşımın öğrenci evinde kalmıştım. İrem ve Sevde. Oradaki güvendiğim, sevdiğim tek arkadaşlarım hatta kardeşlerimdi onlardı. Sekizinvi sınftan beri Sevdeyle tanışıyordum. Okullarımız aynı olfuğu için birlikte gelip gidiyorduk. Dershanelerimiz de aynıydı. Babalarımız aynı hastanede çalışıyordu. Onların babası dişçi benim babamsa kalp doktoruydu.
Oyüzden ailecekde tanışıyorduk. İlk başlarda sadece Sevdeyle arkadaşken İrem'i tanımıyordum. Bir gün onlara gittiğimde İrem okuldan gelmişti ve o zaman tanışmıştık. İrem bizden yaş olarak büyüktü. Ama yaş bizim için hiç problem olmamıştı. Üçümüz her yere birlikte giderdik, her şeyi birlikte yapardık. Bazen bizde kalırlardı, bazende ben onlarda kalırdım. Çok yakındık. Kardeşimdi onlar benim. Ama şimdi ayrılmak zorunda kalıyorduk. Babamın İstanbul'a tayini çıkmıştı. Tayinimizin çıktığını öğrendiğim zaman çok üzülmüştüm. Abim üniversitesini İstanbulda kazandığı için babam ve annem İstanbul'a tayin istemişlerdi. Babam abime ne kadar İstanbul'da tek başına kalabileceğini söylesede abim gelmemizi istemişti.Neyse işte, abim yüzünden en yakınlarımdan ayrılmak zorundaydım. Ve tam şuanda onlarda saatte 130 km ile uzaklaşıyordum. Ofladım. Benim için gerçekten zordu.
"İstediğiniz bir şey var mı efendim?"
Otobüs muavinin kek,çikolata içecek dolu arabasına gözlerim kalp kalp olurken annemin lafı beynimin içerisinde eko yaparak dolandı.Sakın tekken sana verilen bir şeyi yeme! Yeme! Yeme!
Gözlerimi devirip, istediğim şeyi işaret ettim.
"İçecek bir şey alır mıydınız?"
"Nescafe ." kafasını sallayıp içeceğimi ve çikolatamı bana uzatıp o güzelim arabayı iterek arka tarafa geçti. Önümde ki aparatı bardağı ve yiyeceklerimi koymak için açmaya çalıştım ama açılmadı. Yukarıda bir clips vardı. Oraya basarak açmaya çalıştım ama açılmadı. Ofladım. Bu nasıl bir şeydi böyle? Resmen açmayalım diye yapılmıştı. Boğazımı temizleyip yanda ki çocuğun omuzna dokundum. Kulaklıkları takılı kolları göğsünde çapraz bir şekilde bağlıydı ve gözleri kapalıydı. Uyanmayınca, tekrar omzuna dokundum. Şejlini bozmadan ter bir şekilde kaşlarını çatarak bana baktı.
"Açamadım." dedim ve önümde ki şeyi gösterdim. Gözlerini devirip ek elini uzattı ve açmaya çalıştı ve açamadı. Sırıttım. Bir de ters ters bakıyor. Hayır yani açamadım diye senden yardım istiyorum neden gözünü deviriyorsun. Allah allah.
kaşlarını çatıp clipsi zorlamaya başladı.
"Neden açılmıyor?"
Kaşlarımı kaldırarak ona baktım.
"Bende anlamadığım için sana sormuştum." dediğimde yine ters bir şekilde bakarak zorlamaya devam etti.
"Kırıacaksın! Yavaş." zorlamayı bırakıp, bana döndü.
"Çok biliyorsan, kendin aç." dedi ve arkasına yaslanıp kulaklıklarını taktı. Sinirle gözlerimi kısıp ona baktım. Onun önündeki raf açıktı. Elimde ki kahveyi ve çikolatayı önündeki rafa koyup sinirle kendi rafımı açmaya çalıştım. Ama açılmıyordu.
Açacaktım. Bu çocuğa kendimi güldüremezdim. Ukala ayı.
Clipse basıp rafı kendime çekmeye çalıştım ama olmadı. Yanımdaki çocuk oflayıp ellerimi çekti ve kendisi açmaya çalıştı bu sefer. Açılmadığında oflayıp sinirle küfür etti. Rafı tutup sallamaya başladığın öndeki teyze arkasını döndü sinirle.
"Evladım ne yapıyorsun sabahtan beridir?" dediğinde şirince sırıttım.
"Teyze açılmıyor da onun için rahatsız ettim seni de kusura bakma." dediğimde burnunu kıvırıp önüne döndü. Gözlerimi devirdim.
"Zorlama işte, açılmıyor." sinirle gözlerimi kıstım.
"Kavhe içeceğim." dediğimde gözleriyle kendini rafını işaret etti.
"Sahiplenmişsin zaten. Kullanmana bak." kafamı salladım.
Onun rafına uzanmak için koltukta birazcık o tarafa doğru kaydım.Aslında ben pek inek öğrenci gibi görünmezdim. Bir sürü disiplin suçum ve uyarim vardı. Ama Balıkesirde bir kolej sinavina girip tam burs kazanmıstim daha doğrusu kazanmıştık. Sevde irem ve ben. Onlar sinirlendiğim ve korktuğum zaman beni sakinleştirecek tek insandi. Beni sakinleştirmek icin cok çabalarlardı. Çünkü sakinleşmessem astım krizim tutuyordu. Babam kalp doktoru olduğu ičin beş yaşında astım başlangıcı olduğunu öğrenmişti. Ve babam bu hastalık özgürce hareket etmemi engellemesin diye beni küçük yaşta spora vermişti. Küçük yaştan beri spor yaptığım için çok fazla koştuğum zaman su içerek rahatliyordum. Ama korkmaya ve sinire iyi gelen spor olmadığı icin her seferinde krize giriyordum. Birkeresinde korku filmi izlemem için beni zorladıklarında yanımda irem ve sevde yoktu. Çok korktuğum icin krize girmiştim allahtan ilacim yanimdaydi yoksa şuan bunarı düsünemezdim.
Gittiğim heryere ayak uyduran biriydim. Sıcakkanlıydım ve komiktim en azindan arkadaşlarim böyle söylerdi. Herkesle arkadaş olabilirdim ama herkesle dost olamazdım. Yani hiç kimse sevde ve iremin yerini tutamzdı. Canim sıkılmıştı oyüzden sevdeyi aramayı düşündüm. Telefonumu elime aldığımda otobüste hareket etmişti. Arama tuşuna bastığımda aranıyor yazisini gördüğümde sevinçle telefonu kulağıma göturdum. Birinci çalıs. İkinci çalış. Üçüncü calış derken açılmayacağini anladiğım için telefonu kapatıp polarımın cebine koyup gözlerimi yumdum. İyi şeyler düşünerek uyumaya çalıştım.
###
Arkadaşlar bu benim ilk kitabım. Oyüzden bazı hatalarım olabilir. Hoşgörün lütfen. Bölümleri oldukça uzun yazmaya çalışacağım. Yeni bölümleride kısa sürede yayınlamaya çalışacağım. Sizi merakta bırakmamak için elimden geleni yapacağım. Çünkü bende yeni bölüm beklerken çok meraklanıyorum.Herneyse oy ve yorumlarınızı bekliyorum tsk tsk