8 . Bölüm

90 6 0
                                    

"Ulan mal ! Sen neden kafana sapka takıp kapıya götünü dönüyosun ki ?" diye söylenirken yerde baygın yatan
Barkın'a bakıyordum .
Acaba biryerine birşey olmuş muydu?
Kafasındaki şapkayı çıkarıp söverek kenara attığımda kafasında görünür bi yara yada şişlik yoktu. Tamda kapının önüne bayılmıştı mal. Kollarının altından tutup içeri çektim. Zayıf gibi görünüyordu ama maşallahı vardı davarın. Barkın'ı içeri çekerken ayağımla kapıyı kapattim. Salona geçip Barkın'ı koltuğa yatırdıktan sonra banyodan kolonya alıp tekrar içeri döndüm gözlerinin altı moramişti. Kası patlamışti ve kanı kurumuştu. Kavgamı etmişti? Acaba neden ? Kafamı sallayıp ele kolonya aldim ve boynuna sürdüm. Çok yumuşak bir teni vardi. Bu seferde elimi burnuna tuttum. Kendine gelmesi birkaç dakikayi bulmuştu.
Uyanır uyanmaz hapsurmustu.
"Geber inşallah " cevap vermek için ağzini açmistiki tekrar hapsurdu.
"Senin kolonyaya alerjin mi var ?"
Kafasını saklarken tekrar hapşurdu. Tipine gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Hapşurduktan sonra birkaç saniye gözlerini kapatıyor ve kafasını salliyordu. Kafasini salladığı için saçları anlına düşmüştü. Düzeltmek için elimi uzattığimda tekrar hapsurdu. Bende artık dayanamayıp kahkaha atmaya başladım. E ama yeter yani sabahtan beri tutuyorum. Eliyle kendine hava yapip ayağa kalktı. Merdivenlere yöneldiğinde kolundan tutup onu durdurdum .
"Nereye?"
Cevap verecekti ama tekrar hapsurdu. Bu kadar hapşurcağını bilseydim kolonya kullanmak yerine tokatlardim. Merdivenleri çıkıp ilerledi ve banyoya girdi.
Barkın 'ın eve ilk gelisiydi ve heryeri ezbere biliyormuş gibiydi. Banyodan çıktığında kollarını çaprazlayıp karşisina geçtim.
"Hayırdır ? Evi ezberlemişsin. Ben bile evin biyerine giderken tereddüt ediyorum . "
Kahkaha atmaya başladığında evde abimlerinde olduğu ve uyuyor oldukları aklıma gelince elimle Barkın'ın ağzını kapattım.
"N'apıyorsun ?" diye sessizce cırladim.
"İyi sen ? " bu çocuk malmiydi ki acaba ?
Kafamı sallayıp onu aşşagiya indirdim
Allahtan annem evde deyildi. Yoksa şimdi tavayla inmişti aşşagiya.
Kapıyı göstererek git dedim.
Sonra aklıma gelen soruyla durdum.
"Sen niye geldin hem ?"
"Seninle konuşmak için. "
Aslında konuşmak istiyordum. Ama benim dayak yemeni sağlaması aklımdan gitmiyordu. Ne kadar beni kurtarmak istesede.
"Konuşacak hiçbir şey yok. "
Konuşacak çok şey vardı. Onunla konuşmak istiyordum. Onu affetmek istiyordum. Tekrar arkadaş olmak.
"Cevap vermeyi beklediğine göre kesinlikle konuşacak şeyler var. " deyip kolumdan tutarak beni dışarı çıkardı. Konuşmayı bende istefiğim için karşı çıkmamıştim. Arkamdan kapıyı kapatınca konuşmaya  başladı .
"Beni dinlemek zorundasın. Çünkü  dayanamıyorum. Kendimi suçlu hissetmekten bıktım artık. Derin beni anla .
Lütfen beni anla. Benim yerinde sen olsaydın n'apardın? Arkadaş olduğumuzu kimsenin bilmemesi gerekiyor ve seni orada tutacak hiçkimse yoktu. Seni tuttuğum için bi kaç dayakla kurtuldun. Seni tutmasaydım ve sen ona herkesin içinde dayak atsaydın şuan sana yapacakları daha kötü olurdu.  Şuan seni tuttuğum için  sadece fiziksel yaraların var. Eğer senden intikam almak için sana birşey yapsaydı senin fiziksel değil ruhsal yaraların olacaktı. Şimdi söyle gerçekten yetmedi mi artık ? "
Gerçekten sinirlenmişti. Bunu biraz önceki bağırmasından anlamıştım. Delirmiş gibiydi. Yüzüme bakmaya devam ediyordu. Bende söylediklerini kafamda tartıyordum. Aslında haklıydı. O çevreyi benden daha iyi tanıyordu. Yüzüme bakarken biranda arkasını dönüp yürümeye başladı. Sinirlenmişti. Hem de çok fazla sinirlenmişti. Nereye gidiyordu bu ?  Arkasından yürüyüp kolundan tuttum. Ama durmamişti. Kolunu çekip yürümeye devam etmişti. Adımlarımi hızlandirip önüne geçerek ellerimi önünde kaldirdim.
"Ne yapmaya çalışıyorsun? Birşey soruyorsun ama dinlemeden çekip gidiyorsun"?
"Vereceğim cevabı tahmin edebiliyorum Derin. Ve susarak tahmininin doğru olduğunu bana gösterdin. " yanından geçerek yürümeye devam etti. Çocuk gibi davranmaya başlamıştı. Birkez daha hızlanip karşisina geçtim. Bu sefer  durmadığı için bende geri geri yürümeye başlamıştım.
"Hayır!" diye bağırdım. Nefesim yetmediği için bölük bölük konuşuyordum. 
"Bak gördün mü ? Tahminim doğru çıktı.  Yine aynısı oldu. "
Kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Hayır derken onun için değil. Yani haklısın. Ben heralda yediremedim. Özürdilerim.  " Anlamış olmasını dilerdim çünkü bende artık nefes darlığı başlamıştı ve nefes nefese söylemiśtim herşeyi. Elimi dizlerime koyarak eğildim. Biraz soluklandıktan sonra dikeldim ve yüzüne baktım.
"Özrün kabul edildi " deyip gülümsedi
Ona sarılmak için kollarimi kaldirdiğimda başım döndüğünden  sarılmak için kaldırdığım kollarımı tutunmak için kullandım. Beni tutarken konuştu. "Derin iyi misin ? "   konuşmaya mecalim olmadığı için kafamı salladım.  Beni kucağına alıp eve doğru koşmaya başladı. Bu şuan sadece bi nefes darlığıyfi ama ilacımı almassam ki alamayacağım gibi geliyor. Bu nefes darlığı astım krizine dönecekti.  Evin kapısına geldiğinde bana döndü.
"Anahtar nerde ?"
Ah tabii ya anahtarımı almama fırsat vermeden kapıyı kapatmısti.
"Y-yok "
Küfür mırıldanarak ayağıyla kapıyı tekmeleye başladi. Kapı açılmayınca diziyle beni tutarak cebinden telefonunu çıkardı ve birisini aradı. Telefonu Kulağına götürdükten sonra konuşmaya başladı.
"Alo Barkın ben kapıyı aç "deyip telefonu kapattı. Çok geçmeden kapı açıldı ve abimin sesini duydum.
"N'oldu lan?"
Barkın birşeyler söyleyip içeri girdi. Artık titremeye başlıştım. Bu da demek oluyorki kriz başlangıcı.
Bedenin titrerken ABİM bağırmaya devam ediyordu. Ama ne dediğini anlayamıyordum. Sesler boğuk geliyordu.
Dudağımda bir baskı olduktan sonra mekanik sesi duymamla korkum azalmısti.
Hayavı içime çekince rahatlatmaya başlamışdım. Beni koltuğa yatırıp başıma dikildiklerinde gözlerimi devirip oturur pozisyona geldim. Daha iyiydim.
"İyi misin "
Barkının sorusuna kafamı sallamakla yetindim.
Abimin satılan kaşları iyiye işaret değildi.
Ki bize doğru gelmesi hiç hiç iyi değildi.
Abim yanımıza gelip elini  Barkın 'ın omzuna koyduğunda gözlerim şaşkınlıktan yuvalarından firlayacakti.
"Teşekkür ederim ." 
"Önemli değil. "
Abim arkasını dönüp yürümeye başlamıştıkı biranda aklına birşey gelmiş gibi bize döndü.
"Gecenin bu vaktinde ne işin vardı senin dışarda ?"
Ah abi bunu sormamalıydın.
Yalandan esneyip konuyu değiştirmeye çalıştım. "Ayy abii  sen uykundan kalktın dimi ? Hadi git yat sen hadi canım. "
Gülümseyerek kafasını salladığında arkasını döndü ve yürümeye başladı.
"Yarın görüşeceğiz"
Eminimki yarın da kaçacak bir şey bulacaktım.
Abim üst kata çıktığında Barkın yanıma oturdu.
"Affettin yani " gülümseyerek sordu.
Bende gülümseyerek cevap verdim.
"Affettim "
Tereddüt ederek kollarını kaldırdığında hiç bekelemden sarıldım.
"Teşekkür ederim. " deyip daha sıkı sarıldı.
O kadar sıkı satılıyordu ki boğulacaktım. Ama umrumda da değildi açıkçası.
Geri çekilip yüzüme bakmaya başladı.
"Sanırım kendi okuluyla düşman olan ilk kişiyim "
Elini kaldırıp saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.
"Değişiksin zaten ."dediğinde kaşlarımı çattım.
"Motor sürüyorsun. Erkek dövüyorsun. Kendi okuluna düşman oluyorsun. Değişiksin. "
"Kızlar motor süremez mi?"
"Herneyse. "
Kafamı salladım. Yeniden tartışmak istemiyordu anlaşılan. Bunu bende istemiyordum zaten.
"Uyumayacak mısın ?" diye sorunca diye sorunca dizlerine yattım.
"Burada uyuyabilir miyim ?" diye sordum. Umarım hayır demezdi. Gözlerimi kapatıp vereceği cevabı beklerken saçlarımı öpüp cevap verdi.
"Abin görürse fazla yaşamam "
Somurtup kalktım dizlerinden.
"Somurtma." inadina somurtmaya başladığımda şarkı ayaklanip şarkı söylemeye başladı.
Acayip hayvanlara benziyirsen.
Acayip hayvanlara bensiyirsen.
Develere hortlaklara benziyirsen.
Develeren hortlaklara benziyirsen.

YILDIZLARIN ALTINDA (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin