"Kızım söylesene işte."
"Geliyoruz "
Acaba bugün yasadığım kaçıncı şoktu bu ?
"Önemli bişey mi oldu ?" kesinlikle önenli bisiy oldu. Yoksa kalkıp Balıkesir'den taaa İstanbul'a gelmezlerdi.
"Yok kanka ya babamla annem Amerika'ya mı ne gidiyomuş master için bizde annemler gitmişken size gelicez. Yani geliyoruz kanka biz yoldayız . "
"Tamam kanka "
Telefonu kapatıp salona bizimkilerin yanina gittim. Babam elinde bavuluyla kapının önünde duruyordu. Bukadar çabuk mu gidiyordu yani ?
"Baba hemen şimdi mi gidiceksin ?"
Babam burukça gülümseyip cevap verdi .
"Maalesef ."
Babamla vedalaşıp gönderdikten sonra içeri geçip oturduk. Babam olmayınca ev ne kadarda sessizdi. Sanki o gidince herkesin ağzına görünmez fermuar çekilmişti.
"Anne sen neden gitmedin?"
"Sizin için. Yalnız kalmayın diye. Sonra birbirinizi öldürürsünüz falan " demesiyle abimle göz göze geldik. Ama ben bundan sonra öyle olmayacağına emindim. Abim bugün korumuştu beni. Telefonum çalınca kimin aradığına bakmadan telefonu açtım ama keşke kimin aradığına baksaydım.
" Naber lan göt. Nezaman gelceniz daha yeaa. Kök saldım ameke . "diye kelimeleri garipleştirerek telefuz etmiştim. Telefonun ucundan garip bi kahkaha gelince kendime acayyip bir şekilde sövdüm. Hayır yani 'ameke ' nedir ya?! Arayan kisi Barkın'dı ve ben baya bi saçmalamıştım. Ama tabi konuya giricektim ki daha fazla rezil olmayayım.
"Ne var lan ne istiyorsun ?"
"Bişey istemiyorum ."
"Ozaman niye aradın mal ?".
Gercekten bu çocuk maldı .
"Mutlu musun ?" dedi bana üzgün çıktığını sandığım bi sesle.
"Yani abin artık sana kötü davranıyor mu? Öyle davranmıyor dimi ? Mutlusun artık ?"
"Niye soruyorsun napıcaksın ki hem öyle davranıyorsa ?"
"Sana hala öyle mi davranıyor?"
"Sanane! Biliyor musun? Senin yaptığın o şeyden sonra abimin yaptıkları hiç bile. Ben senin için abimi karşıma aldım. Abimi.
Senin için kavga ettim. Sen neyaptın ? Dayak yememi sağladın . "
"Derin yapma n'olur ?" dedi ama bundan sonra 'yapma ' demenin ne anlamı olur?
"Biliyor musun ? Keşke o gün okullarımız düşman dediğinde seninle arkadaş olmak için çabalamasaydım. Keşke başta düşman olsaydık ! "
"Derin yapma ! Bunu yapma ! Bana. Bunu. Yapma !" dedi ve arkadan birkaç birşeylerin kırılma sesi geldi.
"Sana birşey yaptığım yok. Sana hiçbirşey yaptığım yok. Bunu kendine yapan sensin. Eğer o gün orda dayak yememi sağlamasaydın "
"Senin dayak yemeni sağlamadım. Seni kurtardım. Ama sen bunu anlamıyorsun. "
"Dayak yemimi sağlayarak mı kurtardın beni Allah'ın belası?"
"Derin hiçbir bokumu bildiğin yok. Eyer o gün sana bunu yapmasaydım peşine düşerdi. Peşine erkek takardı Sonra. Sonra... Ah! Sonrasını anlarsın işte. Ben bu olmasın diye yaptım bunu. Bu olmasın diye. "
"Ozaman neden bugün İdil senin evindeydi ? Sana sürtüklük yapmak için mi ? "
"Hayır tabiki! Benim onunla işim olmaz. Ama öğrenmemesi gereken birşey öğrendi. "
"Peki ."
Derin bir iç çektikten sonra bana cevap verdi.
"Söyleyeceğin tek şey peki mi Derin ? "
Sinirden gelen bir gülmeyle birlikte cevap verdim .
"Ne cevap vermemi beklerdin seni affettiğimi söylememi mi falan mı ?"
"Birgün onuda söyleyeceksin Derin. Kendine iyi bak ."dedi ve telefonu kapattı.
İçeri geçip oturduğumda abimin kaşındaki ve dudağındaki kurumuş kanı daha yeni farketmiştim. Ah! Birde bugün dayak yemisti. Kalkıp banyodan tentürdüyot ve gazlı bezi alıp geri döndüm.
Abim neyapacağımı anlamış gibi koltukta bana döndü. Kanı temizlemek için ilaci pamuğa birkaç damla damlatıp kaşının üstüne bastırdım. Gözlerini kısmıştı canı yandığı için. Ama eminimki dayak yerken canı daha fazla acımıştı. Kanı temizledikten sonra yara bandını yapıştırıp geri çekildim. Abim gülümseyip kalkti ve yürümeye başladı. Bi anda gök gürlediğinde yerimden sıçradım. Küçüklüğümden beri korkup abimin yanına giderdim. Ama beni yanına hiç almamıştı. Bunu düsündüğümde yüzüm bi anda düstü.
Abim arkasına dönüp bana baktı .
"Ne ?"
Gülümseyip bi kolunu kaldırdı.
"Hadi gel gel ." dediğinde hemen yerimden kalkıp koşarak abimin kolunun altına girdim. Abim kolunu boynuma doladiğında bende gülümseyip elini tuttum.
Bana dönüp alnımdan öptü.
"Hadi yürü . Bebe ." dediğinde boşta olan kolumla abime sarıldım ve odaya doğru yürüdük.
----"Senin yatağın neden tek kişilik acaba ?" dedim sinirle. Sabahtan beri tek kisilik yatağa siğmaya çalışıyorduk. Daha doğrusu ben siğmaya çalışıyordum. Abim yan dönmüş bi şekilde yatmıştı ve ben nasıl rahat pozisyonu bulurum diye döneleyip duruyordum. Sonunda bende abim gibi yan dönüp yattım. Rahat değildim ama abim sinirlenmeye başlamıştı. Birkez daha döndüğümde abim beni yataktan itti ve ben yere düştüm. Sanırım popomu kırmıştım. Kırmıştı! Sinirle ayağa kalkıp abimin karşısinda dikildim.
"Derin git gitmiyosan gel" dedi bi eliyle yorgani kaldirarak.
"Bak bidaha itersen atlarım üstüne gebertirim. Bak yaparım biliyosun ha !"
Sözlerimin karşısında kahkaha attı.
"Tamam geliyo musu- diyecekti ama zil çaldı.
"Kim lan bu saatte " diye yataktan fırlayıp indi. Sonrada kapıya doğru yürümeye başladı.
"Abi merak etme İrem'le Sevde gelicekti. Onlardır. "
Abim hiç beni takmayarak gidip kapıyı açtı.
Tahminim doğru çıkmıştı. İrem ve Sevde gelmişti. Abim salona gidip oturunca bizde bavulları alıp kalacakları odaya götürdük.
"Eee Ali amca nerede?"
"Babam da gitti Amerika'ya oda yapcakmış şu şeyden. "
İrem'le Sevde bavullarındaki eşyaları yerleştirdiklerinde beraber salona geçtik.
Abim televizyon açmış izliyordu. Bizde yanına oturduk. "Ee sizin öğrenci evine n'oldu ?" dedi abim.
"Biz orada kalırken hırsız girdiği için çıktık o evden annemlerde gidince buraya geldik. "
Abim başını sallayıp ayağa kakltı ve odasına gitti. İnsan bi iyi geceler derdi.
"Derin bizde artık yatsak mı ya ?"
Aslında uykum yoktu zaten benim hiç uykum olmazdı korktuğum zamanlarda ki ben şuan korkuyordum. Yanımda birinin olması gerekiyordu. Ama Sevde'nin benimle benim yatağımda yatcağından emin değildim. Vicdansız kısacası. Neyse.
"Tamam kızlar siz gidin ben sonra yatarım. Şu ortalıkları toplıycam. ".
Aslında toplamıycam ama banenah.
İçeride televiyon izliyecektim.
"Tamam peki ."
Kanallarda adam akıllı hiçbir şey yoktu. Ya animasyon yada korku. Korku izleyip iyice altıma sıçmak istemiyordum ama animasyon izleyipde sıkılmak istemiyordum. Ben bu iki ucu boklu deynek kavramından kopamadan zil çaldı. Tövbestağfurallah kim lan bu saatte.
Kapıya giderken komidinin üstündeki vazoyuda almıştım. Ne olur ne olmaz. Bohda çıkabilir güvenemiyorum da.
Kapının deliğinden baktığımda kafasına şapkasını örtmüş arkası dönük bi erkek gördüm. Kapıyı açtım ve yüzünü bana döndüğünde kafasına vazoyu geçirdim. Kafasına bu saatte vazoyu yiyip bayılan şanslı kişinin kim olduğunu çok merak ettiğimden eğilip baktim.
Ama...
"Barkın !"