~ Özel bölüm ~

276 19 50
                                    

Bir önceki bölümün özel bölümü
(Yigit ve Mert bunları basmadan önce)
(Hafiften bir smut warning de koyayim)
😋






Demir’den gelen "Geliyorum" mesajını gördüğümde kalbim hızla çarpmaya başladı. Şaka olarak yazdığım mesajın bu şekilde karşılık bulacağını tahmin etmemiştim. Onun ciddi olduğunu fark ettiğim anda, içimde tarifi zor bir heyecan dalgası yükseldi. Hızla üzerime bir şeyler giydim ve aynada kendime bir kez daha baktım. Kendimi toparlamalıydım, ama her geçen saniye daha da gerginleşiyordum.

Kapı çaldı. Nefesimi tutarak kapıya doğru yöneldim. Kapıyı açtığımda, Demir karşımda tüm karizmasıyla duruyordu. Uzun boylu, geniş omuzlu ve fit vücuduyla her zaman göz alıcıydı. Gri eşofmanı ve üzerine oturan siyah bir tişört giymişti. Siyah saçları her zamanki gibi özenle yapılmıştı. Gözlerinin derinliğinde her zamanki gibi o güçlü, kararlı bakış vardı. Öyle yakışıklıydı ki, nefesim bir an için kesildi.

Onu süzerken gözlerimle dudaklarına kaçamak bakışlar attım, onun bakışları benden hiç ayrılmıyordu. Gözlerimi buluşturduğumda kalbim daha da hızlandı. Bir süre sessizce birbirimize baktık, sanki zaman durmuş gibiydi.

"Gerçekten geldin," dedim, sesi titreyen bir gülümsemeyle. Şaka yollu söylemiştim ama şu an şakanın çok ötesine geçmişti bu an.

Demir, kapının eşiğinden ağır adımlarla içeri girdi, o kadar sakin ve kendinden emin görünüyordu ki, karşısında fazlasıyla küçük hissettim kendimi. Odanın ortasına kadar yürüdü, gözleri hala üzerimdeydi. Kalbim artık yerinde duramıyordu. Yanıma yaklaştı, yüzündeki hafif alaycı gülümseme hiç kaybolmadı.

"Niye şaşırdın ki?" dedi, sesi derin ve etkileyiciydi. "Beni davet ettin, ben de geldim."

Onun bu kadar yakın olmasıyla içimdeki tüm dengeler bozulmaya başladı. Sakin kalmaya çalışıyordum ama bunu başarmak çok zordu. "Yani… aslında şaka yapıyordum," diye mırıldandım, ama sesim bile bu gerginliği gizleyemedi.

Demir hafifçe gülümsedi, parmaklarını çeneme dokundurarak başımı yavaşça kaldırdı. Yüzümdeki sıcaklığı hissedebiliyordum. "Şaka yapıyordun, ha?" dedi yumuşak ama otoriter bir tonla. "Peki ya şimdi, hâlâ şaka mı?"

Bana o kadar yakın duruyordu ki, kokusunu alabiliyordum. Bir an için konuşamadım, sadece gözlerimi ondan ayıramadım. Yüzüme bakışları o kadar yoğundu ki, dizlerim titredi. Cevap veremedim.

Aramızdaki sessizliği o bozdu. Beni bir adım daha kendine çekti ve yüzüme daha da yaklaştı. Gözlerindeki kararlılık ve beni saran o güven duygusu her şeyi anlamsızlaştırıyordu. "Hiçbir şey söylemene gerek yok," dedi yavaşça ve o an, dudaklarıma dokundu.

İlk başta öylesine yumuşak, öylesine nazikti ki, kalbim tamamen teslim oldu. Ama sonra öpücük derinleşti, nefesim kesildi. Elleri belime doğru ilerledi ve beni kendine daha da yaklaştırdı. Zaman durmuş gibiydi, sadece o ve ben vardık.

Demir beni her geçen saniye daha sert öpüyordu, beni birden kucağına aldı ve koltuğa doğru ilerledi. Beni koltuğa fırlatınca bir an duraksadım "Yavaş lan ayı"
ortamın içine ettim galiba.

Demir'in yüzünde bir sırıtış belirdi ve üstüme çıktı. "Şuan benden isteyemeyeceğin tek şey yavaş olmam." Dediği şeyle birlikte daha da utanmaya başlamıştım, tamam rezil bir insan olabilirdim ama bu utanamayacağım anlamına gelmezdi.

Demir elleriyle bedenimi gezerken beni öpmeye devam etti, izin vermekten başka bir şey yapamadım çünkü çok hoşuma gidiyordu. Dudaklarımla işi bitince boynumu öpmeye başladı, gerçi öpmek denmez vakumluyo sapık herif. Üzerimdeki T-shirt'ün onun vakumlamasına engel olduğunu fark ettiğinde tek hamlede üstümden çıkardı.

Sağ göğüs ucumu emerken, solda olanlada eliyle oynuyordu. Ses çıkarmamak için kendimi tutsam da sonunda dayanamayıp inledim. Sanki inlemem hoşuna gitmiş gibi tekrardan boynuma gömüldü ve elleriyle beni baştan çıkaracak şeyler yapmaya başladı.

Bir bacağını, bacak arama koyup bastırınca ağzımdan büyük bir inleme çıktı. Elleri şortumun ipliklerinde geziyordu ve hemen onuda çıkarmasını diledim.

Demir, tam istediğim hamleyi yapacakken kapımın tekmelenmesiyle ikimizde şaşırdık fakat kapıda duran Yiğit ve Mert daha da şaşırmış görünüyordu.

Yiğit, "Noluyo lan bu aşağılık yerde!?" Diye bağırdı, Mert ise hortlak görmüş gibi bakıyordu.




~Nolur smut yarıda kaldı diye sövmeyin😔 siz bana yorum ve oy verin ben size smut😘~

Üst KomşumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin