|| Kurgu Yalı Çapkını'ndan esinlenerek yazılmış bir hayal ürünüdür. Dizi ile karakterler dışında hiç bir bağlantısı yoktur! ||
~ Keyifli Okumalar! ~
"Yarın ki toplantıyı iptal et. Trabzonada üç gün sonraya bilet ayarla. Bir ay yokum." önden ilerleyen patronumun arkasında pinguin misali koşarak yetişmeye çalışıyordum. Bir adımı benim beş adımım olunca zorunda kalıyordum yani.
Bir ay yoktu. Çok şükür. Kafamızı dinlerdik bizde.
"Ferit bey Kamil beyle olan görüşme?" yanıtlamadan yürüdüğü yolu oflayarak takip ettim. Odasına girdiği gibi çarptığı kapıya yapışmaktan son anda kurtulunca içimdeki tüm sabr dualarını ederek kendi odama geçtim.
Arkamca koşan Cemreye çevrilen bakışlarımla uzatmadan direk lafa girdi. "Seyran ben bittim. Vallahada bittim billahada bittim." böyle vahşetli konuşma tarzı olmasaydı hiç bir konuşmasını merak etmezdim. "Allah aşkına yine ne yaptın?"
"Arşivdeki 2023'ün lansman dosyasını Ferit beyin e-mailine göndermeyi unuttum." şaşırdık mı? Hayır. Tanıştırayım Cemre. Tüm gününü dizi izlemekle geçiren salak bir maliye departmanındaki çalışan.
Bilmem kaç defa bu kızın hatalarını görmezden geliyor yardım etmeye çalışıyordum. Ama artık gerçekten yetmişti. Zaten sinirlerim tepemdeydi birde komşunun camını kırıp annesinin üzerine ağlayarak gelen çocuklar gibi bana gelmesi delirmeme sebep oluyordu.
"Cemre bak seni son kez uyarıyorum. Burası beleş yemek mekanı değil. Bir şirket. Ciddi bir ortam yani. Unutmak burada yasak. Bak kalbini kırmak istemiyorum ama gerçekten her gün yüzlerce şeyi unutup sonrada 'bana yardım et' demenden bıktım. Lütfen kendi hatanı kendin telafi et. Her gün masanda ya dizi izliyorsun ya da yemek yiyorsun. Ya kendine çeki düzen ver. Yada kusura bakma Ferit beyi bilgilendireceğim."
Bakışlarındaki değişim ve dişlerini sıkarak odamı terk etmesi beklediğim şeydi. Allah aşkına hangi gerizekalı bu salağa dünyaca ünlü şirkete 'yan gelip yata bilirsin' demiş?
Tamam fazla sert çıkışmış ola bilirim ama dediğim gibi yaptığı yalnış birşeydi. Hem gelip hata yapıyor hemde beni hatalarını görmezden gelmem için ikna etmeye çalışıyordu.
Elimdeki çantayı masanın kenarına bırakıp deri koltuğa bırakarak önümdeki bilgisayarda günlük raporlamaları inceledim.
Hah durun ben size kendimi tanıtmadım. Seyran ben. Seyran Şanlı. Öyle kendimi abartmayacağım. 21 yaşım var. Korhan şirketinde 2 yıldır Ferit Korhanın asistanlığını yaparak çalışıyorum.
Özel bir asistandım yani. Ay hayır onun için özel bir yanım yoktu. İşim özeldi. Yani onun özel bir asistanıydım. Anlayacağınız Ferit beyin gözünün önünde büyümüştüm.
Ablamla beraber sıcak bir mahallede yaşıyorduk. Tamam insanları fazla gıybetçil ola bilirdi ama çok tatlı insanlardı. Tanırsanız eminim (!) sizde seversiniz.
Öyle işte. Ha birde çok iyi etli yaprak sarma yaparım. Bu yönümü abartmayı çok seviyorum çünkü gerçekten çok güzel yapıyordum sarmayı.
Yarım saat sonra yan odadan yükselen sesle alt dudağımı kendimden bağımsız ısırdım. Allah kahretsin bitmiştim. Vallahada bitmiştim billahada bitmiştim. Hızla masamdan kalkarken odamdan çıkıp son gaz kahve makinesine doğru koştum. Patronumun şu an stres atması lazımdı. Stres atmazsa beni camdan atardı büyük ihtimalle.
Evet patronumun garip özelliklerinden biride buydu. Sinirlenince hemen kahve içmesi gerekiyordu. Bir tık kahve bağımlısıda ola bilirdi. Hazırladığım Double espressoyu alıp koşarak odasının önüne geldim. Çalışanların acı dolu bakışlarına sığınarak çaldığım kapının hemen ardından "NE VAR LAN?!" diyen patronum bayılmama sebep ola bilirdi.
Titreyen ellerimi göz ardı ederek kapıyı açıp odaya geçtim. Deminki sessizliğini tercih ederdim. Bu adam benim canıma okuyordu çünkü. Bakışlarım kısa bir anlık kendisini süzünce beyaz gömleğinin bir kaç düğmesini açmış, kollarını dirseğine kadar katlamış adeta deri koltuğuna yayılmıştı. Gözleri kapalıydı. Ve keskin çenesinden dişlerini sıktığını göre biliyordum. Bunu kim kudurtmuştu? Kim kuyruğuna basmıştı?
Saçlarınıda dağıtmıştı. Buraya gelirken özenle şekillendirirdi oysa. Demek konu o kadar ciddiydi.
Konuşmadan kahveyi önüne bırakıp geri odadan çıkacağım sırada "Odaya kimseyi alma." diyen patronumla adımlarım yavaşladı.
"Tabi efendim." odadan son gaz ayrılıp kendi odama geçerken kaç kere gizli kalp krizi geçirdiğimi bir Allah birde ben bilirdim.
Yeminle ben ölecektim. Hemde katilim Ferit Korhan olacaktı. Bak buraya yazıyorum.
Aslında bu agresifliyi bana hem garip hemde saçma geliyordu. Bazen böyle sinirli biri olduğu hallerini eski eşine bağlasamda biri birilerine olan 0 saygıları bu fikrin önüne geçiyordu.
Ferit Korhan neden böyleydi?
Bazen çapkın, bazen serseri, bazen sinir bozucu ve bazen ilgili bir beyefendiydi. Bazense kırmızı görmüş boğa misali bir kızgınlık geçiriyordu. Ve konunun garip tarafı gerçek Ferit Korhanı kimsenin tanımamasıydı.
Peki gerçek Ferit Korhan kimdi?
Benim cevaplarını bilemediğim üç soru zaten bunlardı.
1. Ferit Korhan gerçekte nasıl bir karaktere sahipti?
2. Ferit Korhan tahmini ne kadar zengindi?
3. Ferit Korhan hayatında aşık olmuşmuydu?| - Bölüm sonu - |
Yeni kurgunun tanıtımını nasıl buldunuz?
Kurgu bildiğiniz üzere patron / asistan konuludur. Tanıtımı ikilinin ağzından yazmak çok isterdim ama malum Ferit Korhanın huyu gibi ağzıda bozuk olduğundan kesin spoiler falan verirdi.
O yüzden sadece kısa ve öz tanıtım yazdım.
Kurguda Ç(alıntı) falan yoktur. Olursada bilginlendirmenizi isterim.
SINIR: 35 VOTE ; 12 YORUM
KEYİFLİ OKUMALAR!