Barış Alper eye.
Sesizce yaklaştım kayalıkta oturan o kiza.
Kumral saçları rüzgar sayesinde dalgalanıyordu.
Çocukluktan beri birlikte büyüdüğüm o kızdan 1 yıl kadar ayrı kalmak zor olmuştu benim için.
Coğunlukla kavga ediyormuşsuz gibi gözüke bilirdi fakat bizim anlaşma biçimimiz buydu.
Onu görmemek çok zor olmuştu benim için.
Nefesimi temizledim.
Arkasını dönmesiyle dondum. Ezel Ezel ne kadarda güzelleşmişti.
Açik kahverengi gözleri gözaltındakı hafiff çilleri belirginleşmiş saçlarına uzun perçemler kestirmiş çok güzeldi.
-Alper?
Ona doğru adımladım. Ve kollarımı boynuna doluyarak sarıldım.
-Ezel sen ne kadarda büyümüşsün
Gülerek ellerini belime koydu.
-Bana diyene bak hele 18 yaşında gitdin nerdeyse 20 olucaksın koca adam olmuşsun
Gülmüş tek elimi saçlarına götürerek hafif hafif okşamiştım.
Benden ayrıldığında kollarımı boynundan ayırdim.
Her zamanki kayalıklara oturduğumuzda bir kaç saniyelik sesizlikten sonra
-Ünversite sınavın nasıl oldu?
Alt dudağında dilini gezdirmiş
-Olmadı Alper girmedim
Şaşkınlıkla ona baktım. Nasıl çok sevdiği Stilislikten vazgeçmişti.
Oysa kararlılıkla bana bakmıyordu.
-Nasıl? Nasıl olmadı neden girmedim Ezel?
-Baksana Alper evin başı bela torbası olan o kızı kim neye ister ki? Her yerde sorun çıkaran
Ne demeye çalışıyordu? Evet doğru deli kızdı fakat her kes onu bu huyu için severdi.
Annesinin babasının bunu sorun dahi edeceğini sanmıyordum. Yoksa etmişlermiydi?
-Açık konuşsana kızım
Dedim çenesini tutub kendime çevirerek
-Sınava girmeden bir kaç gün önce ailemi gece konuşurken duydum, unversiteye girersem benimle nasıl bqş edicekler diye kara kara düşünüyorlardi Alper
-Bu deli kızı burda toparlayqmıyoruz bizden uzağa giderse nasıl toparlariz?
Gülmüştü. Ama hayal kırıklığıyle gülmüştü.
-Ezel
Demek ona her yazdığımda annemle konuşuyorum behanesi buydu.
-Alper lütfen sen anlat ben hiç bir şey anlatmak istemiyorum ben her zaman keçileri otartmak için giden o kız olarak kalıcam
Ne saçmalıyordu.
-Saçmalama yarın gene sınava girmek için çalişıcaksın ikinci denemeye gireceksin bu ne biçim iyrenç duşünce
Demiştim sinirle.
-Gerek yok
-Hayır Gerek var Ezel
-Gerek yok çunki unversiteye girmek için yeterli puanım vardı
-Yani sınava girdin?
-Evet
-Tercihleri ne zaman yazıyorsunuz?
-Son gün
Lütfen son gün bu gün deme Ezel. Bunh kendine yapmış olamazsın.
-Yarın son gün saat 3 e kadar zaman var
-Yarın gidiyoruz o tercihleri yazıyoruz Ezel beni iygilendirmiyor anladınmı beni İstanbuldada benimle kalıcaksın
-Alper
-Ezel hayır dediim kimse bana inanmadığımda sen bana inandın şimdi sıra bende anladınmı beni?
Bana sıkıca sarıldığınea bende ona sarıldım.
Yarın Ezelin anne babasıyla konuşmam lazımdı.
Çok iyi insanlardı neden böyle düşünmüşlerdi acaba?