《10》

22 2 1
                                    

Yine bir öğle yemeğindelerdi. Anlaşmalarının üzerinden iki gün geçmişti ve araları gayet iyiydi Hyunjin bu durumdan fazlasıyla memnundu, bu süreçte Felix'i daha çok sevmişti. İçindeki aşk duygusu artmıştı. Onlar iyiydi ama Minho ve Jisung ikilisi için aynı şeyi söyleyemezdik. Şu an masada üç kişilerdi Jisung yoktu. İki gündür gelmiyordu daha doğrusu Minho'nun olduğu yerde bulunmuyordu. Bir çok kez sormuştu Jisung'a ama cevap alamamıştı Hyunjin. Minho ise her zaman ki gibi davranıyordu. "Minho?" Düşünmeyi bırakarak sormuştu Hyunjin. "Efendim?" Sakin bir şekilde sormak için hazırdı. "Jisung'la aranız kötü mü?" Felix şaşırmıştı Hyunjin'in sorusuyla. "Hayır sadece yaptığım şey yüzünden iki gündür şokta." Net bir şekilde konuşarak yemeye devam etmişti. "Sormaya korkuyorum ama ne yaptın acaba?" Çiğnemesini bitirdikten sonra bir kaç yudum su içerek cevapladı Minho. "Onu öptüm." 
Felix'in gözleri kocaman açılırken Hyunjin'in kaşları çatılmıştı. Minho ise oldukça rahattı. "Saçmalıyorsun." Diye sorduğunda "Olan bu ister inan, ister inanma." Tabi ki de inanmışlardı Minho'ydu bu yapmıştır böyle bir şey. "Demek Jisung ondan ortalıklarda görünmüyor." Felix'in dediğine sırıtarak karşılık vermişti Minho. İkisi konu hakkında konuşmaya devam ederken Hyunjin düşüncelere dalmıştı. Acaba oda Felix'i öpse nasıl olurdu diye düşünüyordu. Gözleirni bir kaç saniyeliğine sarışın olana dikmişti. "Hyung, yüzümde bir şey mi var?" Felix'in sorusuyla gözlerini başka yöne çevirmişti. "Yo gözüm dalmış." Diyerek geçirmişti. Bir kaç dakika sonra Minho tekrar konuşmuştu. "Yemeğinizi bittiyse gidelim artık." Felix kafasını sallayarak onayladığında hep beraber ayağa kalkarak yürümeye başlamışlardı. Yürürken kimseden ses çıkmıyordu. Ama Hyunjin içinden konuşuyor ve düşünüyordu nedense düşündüğü şeylerin çoğunda -hepsinde- sarı saçlı çocuk vardı.

Sonunda hastaneye ulaştıklarında Hyunjin konuşmuştu. "Sana bir kaç görev vereceğim asistan, hallettikten sonra çıkarız." Felix kafasını sallayarak onaylamıştı. Minho ise alaycı bir surat ifadesi ile sormuştu. "Çıkarız?" Soru karşısında Hyunjin göz devirerek cevap vermişti. "Biz aynı apartmandayız unuttun herhalde." Dediğinde Minho cevap verecekti fakat sarışın olan araya girmişti. "Her neyse, uzatmayında çalışmaya başlayalım." Hyunjin boğazını temizleyerek ilerlemeye başladığında Felix'te arkasından ilerlemeye başlamıştı. "629 numaralı odadaki hastanın tahlil sonuçları almanın istiyorum." Saymaya devam etti. "Sonuçlara göre MR'a sokarız ya da sokmayız, hızlı ol." Lafını bitirdikten sonra odasına girmişti. Felix ise dediklerini yapmak için yürümeye başlamıştı.

Dediği gibi sonuçları almıştı ve şimdi Hyunjin'in odasına ilerliyordu. Kendi de sonuçlara göz gezdirmişti büyük ihtimalle MR da çekilecekti. Kapıyı çaldığında gel komutu ile içeri girmişti Felix. "Sonuçlar." Diyerek elindeki dosyayı masaya bırakmış, bir adım geri atarak beklemişti. Hyunjin konuşmak için ağzını açtığında Felix önce davranarak konuşmuştu. "MR çekilmesi lazım, değil mi?" Hyunjin kafasını salladıktan sonra gülümseyerek cevap verdi. "Çabuk öğreniyorsun asistan." Ayağa kalkarak kapıya ilerlediğinde sarışın olandan cevap gecikmemişti. "Hocam sayesinde." Dediğinde ikili birbirine gülümseyerek çıkmışlardı odadan. Asansöre bindiklerinde fazla kalabalıktı. Bu yüzden fazla yakınlardı Hyunjin için hava hoştu fakat Felix kulaklarına kadar kızarmıştı Hyunjin 'bir şey mi oldu?' Diye sorduğunda 'sıcaktan' demişti. Bu cevap daha fazla güldürmüştü Hyunjin'i. MR odasına geldiklerinde hasta da hazır halde oradaydı. Hyunjin sandalyeye oturarak içerideki görevli hemşireye işaret etmişti. Komutu ile beraber cihaz çalıştırılmıştı. Bir kaç saniye sonra Felix'e dönerek konuşmuştu. "Yaklaş istersen sende bak." Tabikide biraz daha yakın olmaktan zarar gelmezdi. Sarışın olan eğilerek monitöre baktığında yüzleri yan yana gelmişti. Fakat Hyunjin Felix'e Felix ise görüntülere bakıyordu. Hyunjin'in bilmediği bir şey vardı oda sarışının olanlardan haberdar olması. Felix kesinlikle biliyordu Hyunjin'in hissettiklerini çünkü çok belli ediyordu. Hem böyle şeyleri anlamak Felix için çocuk oyuncağıydı. İncelemeye devam ederken Felix'in telefonu çalmıştı. Bu nedenle odadan çıkarak arayana bakmıştı. Sevinmişti Jisung'un aradığını görünce. "Jisung, neredesin sen kaç gündür yoksun ortalıkta?" Hızlıca girmişti konuya. "Neler oldu bir bilsen, başıma gelmeyen kalmadı." Diyerek acındırmıştı kendini. "Dur anlatma ben çıkıyorum şimdi benim eve gel." Onay aldıktan sonra telefonu kapatmıştı. İçeriye girmek için arkasını döndüğünde kapı açılmıştı. "Şey ben gidebilir miyim artık?" Hızlı bir şekilde sorduğun da Hyunjin anlamaz bakışlar atmıştı. "Jisung'la buluşucaz, benim evimde." Bilerek sevimli bakışlar atıyordu böylece daha hızlı bir şekilde evet cevabını alabilirdi. "Pekala beraber çıkalım." Dedikten sonra odasına doğru ilerlemeye başlamıştı. Felix'te üstünü değiştirmek için giyinme odasına girmişti. Yaklaşık on dakika sonra beraber hastane bahçesinde buluşmuşlardı. Sabah Hyunjin'in arabası ile gelmişlerdi şimdide onunla döneceklerdi. Yol boyunca pek konuşma olmamıştı aralarında fakat radyo açık olduğu için sessiz bir ortam olmamıştı. Bir kaç dakika sonra apartmanın önüne geldiklerinde Jisung'un orda beklediğini görmüştü. Hızla arabadan inerek yanına ilerlemişlerdi. "Minho yok değil mi?" Korkarak sorduğunda Felix kıkırdayarak cevaplamıştı. "Yok yok korkma." Ardından da kahkaha atarak apartmana girmişlerdi. Hyunjin'in katına geldiklerinde Jisung ve Felix durmadan yukarı çıkmaya devam ettiklerinde Hyunjin'de durmamıştı. Bunu fark eden Jisung arkasını dönerek konuşmuştu. "Pardon ama sen nereye biz erkek erkeğe dedikodu yapıcaz." Hyunjin nefesiyle gülerek cevap vermişti. "Ben neyim kız mı?"
Jisung hızlı bir şekilde cevap vermişti. "Belki." Sonra tekrar arkasını dönerek  merdivenleri çıkmaya devam etti. Felix Hyunjin'e eliyle gelmesini işaret ettiğinde beraber yukarı çıkmaya başladılar. Felix anahtarı ile kapıyı açtığında Jisung önden girmişti. Bu hâlleri komik geliyordu diğer ikisine. Koltuklardan birine iyice yerleşince konuşmuştu Jisung. "Hazırsanız anlatmaya başlayayim." İkilide aynı koltuğa yayılarak dinlemeye başlamışlardı. "İki gün önce hastanedeydik her şey normaldi, bu bir anda yılışık yılışık davranmaya ve konuşmaya başladı." Felix kısık gözlerle bakarak lafını bölmüştü. "Tabi sende hemen devam ettirdin." Jisung kafasını sallayarak onaylamıştı. "Ne yapim zaten aşığım öyle davranınca fırsatı kaçırmayayım dedim, neyse sonra gülüşme falan oldu bu bir anda ilanı aşk etti." Bu sefer araya giren Hyunjin olmuştu. "Kaçtın değil mi?" Jisung tekrar kafasını sallayarak onaylamıştı. "Jisung, seni daha fazla yormak istemiyorum' dedi sonra yavaşça üstüme eğildi ve işte bir şey oldu orada sonra da benimle çıkar mısın diye sordu bende önemli bir işim vardı diyip çıktım hastaneden." Kollarını göğsünde birleştirerek hikâyenin sonuna geldiğini belli etmişti. Hyunjin ve Felix birbirine sonra da Jisung'a bakıyordu. "Kabul etmeyecek misin?" Felix meraklı bir şekilde sorduğun da Jisung omzunu silkerek cevap vermişti kendince. Hyunjin ise yine hayallere dalmıştı. Oda bir gün yürüyen felaketine  söyleyecekti onu sevdiğini.






Yazarınızdan sizlere;
❤🧡💛💞💖💓💝💚🎀💙💜💘💗💕💟❣💞💝💙💞💘💕❤💛❤💘💓💕💚💛💜❤💙💛💟❣🎀💖💜🧡💕❤💕💘❤🧡💝💞💕💜🧡💜🧡💕❤💚❤💙💜






Umarım bölümü beğenirsiniz sizleri seviyorum lütfen oy vermeyi ve düşüncelerinizi söylemeyi unutmayın:')

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 4 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Stajyer/HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin