Selam watty halkı
Lütfen okuyanların hepsi iyi kötü yorum yapsınlarki kendimi geliştirebileyim.
Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın.İyi okumalar...
*****
"Ormanda tek başıma yürüyerek ağaçlarla ve kuşlarla konuşuyordum. Hava çoktan kararmıştı. Üzerimde sarayın içindekilerden çaldığım siyah pelerinim vardı. Ormandaki sesler sadece elimdeki gaz lambasından çıkan gıcırtılı sallanma sesi ve benim attığım adımlardı. İhtiyacım olan şeyleri almak için bu gece kaldığım yerden çıkmış saraya doğru ilerliyordum. Beslendiğim şey kandı. Bu yüzden kana da ihtiyacım vardı ve bunu kraliyetten karşıma çıkan insanlar veya ormanda karşılaştığım hayvanların kanını emerek halletmeye çalışıyordum. Sabah yağan yağmur yüzünden yerlerde su birikintileri vardı. Ama ormanın içindeki toprak kokusu bana huzur veriyordu.Bir süre yürüdükten sonra yorulduğumu hissettim. Bu gecelik kalmak için kendime bir yer bulmam gerekiyordu. Biraz daha yürüyüp kendim için kalacak bir ağaç seçtim. Ağacın dalları ve yaprakları genişti. Eğer yağmur yağarsa daha az ıslanırdım. Zaten üzerimdekilerin rengide siyah olduğu için lambayı kapattıktan sonra bir şey gelirse beni tam olarak göremeyebilirdi.
Ağacın altına kıvrıldım. Kafamı gökyüzüne çevirip uyuyup sabahı beklemek için gözlerimi kapattım..."
*****
Prenses Lara
"Kralım! Kralım! Onu gördüm. Anlatılan gibiydi. Boynunda bir ısırık izi vardı. Dişlerini gördüm. Sanki...sanki vampir dişiymiş gibiydi. Önce bana seslendi. Etrafıma baktım. Hemen yanımda bir fısıltı duydum. Şey diyordu bana...şey 'doğru gördün ben o kişiyim.' dedi bana. Sanki zihnimi okuyabilmiş gibiydi. Sonra...sonra başka bir şey oldu. Beni ısırdı. Bayıldım. Uyandığımda kimse yoktu etrafta. Hiç bir ses yoktu. Buraya kadar Zar zor geldim. Kralım! Kralım! İnanın bize efsane doğru."Adamın anlattıkları ile herkes şok olmuştu. Kimseden ses çıkmıyordu. Babam ise şövalyelere emirler yağdırıyordu. Saray şifacılarından iki adam gelip adamı şifa odasına doğru götürüyorlardı. Ben ise duyduklarım ile beraber şoka girmiş şekilde öylece yere bakıyordum.
"Şöleni sonlandırın!" Dedi babam. Hemen hemen herkes toplanmaya başlayıp evlerine dönmek için hareketlenmişti. Sonra bana ve Soya'ya döndü. "Lara,odana çıkmanı ve ben diyene kadar da çıkmanı istemiyorum." Bana bunu dedikten sonra Soya'ya döndü. "Soya,yanına bir kaç şövalye al ve Lara'yı odasına götür. Odanın kapısına bir kaç şövalye koy, kızım ne isterse yapın." Babam bunu dedi ve arkasını dönüp diğer şövalyelere emirler vermeye devam etti. Soya bana doğru döndü ve kafasıyla sarayı işaret etti. Babamın verdiği emirlerin dışına çıkamazdı. Ben de babamın dediklerini yapmak zorundaydım. Bu yüzden Soya'ya zorluk çıkarmadan saraya yürümeye başladım. Saraya doğru yürürken aklımdan bazı düşünceler geçiriyordum.
"Babam neden hiç bir şey açıklamadı ki?"
"Merak etme. Sonra yanına gelip açıklar."Ben bunları içimden geçirdiğimi düşünürken sanırım dışımdan söylemiştim. Soya'da farketmiş olmalıki yanlışlıkla söylediğim şeye cevap verip önüne döndü.
Saraydaki odama dönüp yardımcıların yardımıyla üzerimi çıkardım. Yorucu bir gün olmuştu. Banyo yapmaya karar verdim. Suyumu hazırlayıp yumuşak ve pamuklu bir pijama seçtim. Üzerimde ne varsa kurtulup küvetin içine girdim. Sıcak suyun bedenime değmesi çok güzeldi. Kafamı bir kaç kez suya batırıp çıkardım. Küvetin içinde biraz daha bekleyip musluk olan banyoya geçtim. Banyomu yapıp üzerimi giydim ve saçlarımı da taradım. Yorgunluğu hala üzerimden atamamıştım. Bu yüzden kendimi sıcak ve rahat yatağıma bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsane
Fantasy"Bir zamanlar,çok uzun zaman önce,bu sarayda bir lord yaşarmış. Bu lordun bir de kızı varmış. Lord bu sarayın kralı. Lordun kızı ise prensesiymiş."diyerek anlatmaya başlamış sarayın bilgesi etrafındaki çocuklara... "Kitap kapağı kendi çizimimdir"